Hayatta bütün Peygamberlerin ve insanların, iki türlü mücadelesi vardır.
Biri “cehaletle mücadele” diğeri ise “hukuk mücadelesidir”.
Bu iki mücadele insanı, insan yapan hayat ve onur mücadelesidir.
İnsanca yaşama mücadelesidir.
Bu mücadelelerin ana ilkeleri bulunmaktadır.
Bu ilkeler insanlığın temel ve genel ilkeleridir.
Bu ilkeler, insanlığın anayasal ilkeleridir.
Bu ilkelerin ihmali ve ihlali, anayasal ihmal ve ihlaldir.
İnanç dünyasında anayasal ihlal ve ihmal bulunan bir insan, küfre kilit açmış, şeytana selam vermiş demektir.
Desene Ebu Cehiller ve Ebu Leheb’ler yeniden meydanlara inmiştir.
Bugün tarihteki müşrik bir toplumun uzaktan ayak sesleri duyuluyor.
Öyle ki bugün canlı ve cansız putlar edinildi.
Put deyince taştan veya topraktan yapılan nesnelere değildir.
Allah “onların putlarını hesaba çekeceğini” beyan buyuruyor.
Öyleyse bu putlar, desene canlı putlardır.
Allah’la birlikte onları da Allah’a ulaşmak için adeta aracı kılarlardı.
Bu putların kendilerini Allah’a yaklaştıracaklarına inanırlardı.
Desen çoktan ok yaydan çıkmıştı.
Fakat kendilerini de dinin en samimi koruyucusu sanırlardı.
İlkeyi yitirmiş, kafa ve rotası bozuk ama şeklen de namaz kılıp dinen de ibadet ederlerdi.
Bunun için Mekke’de 13 yıl bu ilke ve akideyi düzeltme mücadelesi verildi.
Mekke’de kaporta, vitrin ve şekilden ziyade önce ahlak ve maneviyatın temelleri atıldı.
Her çiçekten bal almak, her bilginden yol almak elbette önemlidir.
Bu dönemde şekilden ziyade öncelikle kafa ve motor tamiri yapıldı.
Öyle ki Mekke’de insanlar Allah’a ulaşmak için aracılar edinmişlerdi.
Tek ilahi emre ibadet Haniflik yok olmaya yüz tutmuştu.
İbrahim’i kalıntılar, erdemliler paktını kurmuştu.
Bu erdemliler paktında, toplumsal düzenin temel esasları belirlenmişti.
Bugün de dün olduğu gibi sosyal siyasete ilke getirme zamanıdır.
Bugün insanlığın dertlerine derman için çarık giyme zamanıdır.
Bugün gençlerin meydanlara koşup bende varım deme zamanıdır.
Her tarafımızı karanlıklar kaplamış, her taraftan şimşekler çakmaktadır.
Yalçın kayalara çarpan dev dalgalar tusunami yaratmaktadır.
Bizler de tutunacak bir dal, sığınacak bir liman arıyoruz.
Vahiy, sosyal hukuk alanında, sosyal siyaset yapacak kardeşlerimize anayasal mahiyetli ilkeler ortaya koymuştur.
Bunlar bütün insanlığın genel ilkeleri ve değerleridir.
Sadece Müslümanlara ait olmayıp bütün insanlığın evrensel değerleridir.
Bu projeler, insanlığı sıratı müstakim yoluna sevk edecek ilahi evrensel projelerdir.
Bu projeler, insanlık projesidir.
İnsanlık dünyasının ana ilkeleridir.
Bu ana ilkeler ve ana yol (sıratı müstakim yolu) üzerindeki ana levhaları takip edelim, tali yollara sapmayalım.
Bu ilkeler sıratı müstakim yolunun ana levhalarıdır.
Sosyal hukuk ve sosyal siyaset bir seyislik işi değildir.
Siyaset, hakkaniyete varan adaletli bir yoldur.
Desene sosyal siyaset, dinin bir emridir.
Adil bir iktisadi düzen kurmak Allah’ın emridir.
Adil bir idari düzen kurmak Allah’ın emridir.
Adil bir sosyal düzen kurmak Allah’ın emridir.
Hulasa adil bir dünya kurmak Allah’ın emridir.
Leş yeme mücadelemiz devam ediyor.
Vay memleketim vay. Baykuşların sesi ne kadarda gür çıkıyor.
Ehliyetsiz idareciler sinelere yüktür.
Terakkiye manidir
Milletin kesesinden hırsızlıktır.
Riba’nın okyanusudur.
Riba milletine savaş ilanıdır.
Kamu düzenini bozmaktır.
Başların ayak, ayakların baş olduğu toplumlarda sosyal barış kurulamaz.
Desene başların ayak olduğu toplumlar, hezimeti baştan kabul etmişlerdir.
Ormanlarda mı yaşıyoruz bilemiyorum.
Desene leş yeme mücadelemiz hala devam ediyor.
Anlaşılan bu yaz çok kurak geçecek.
Sıcak yazlar, sıcak leşler müsadereye gidiyor.
Tarih yanılmaz projeksiyon bize sunuyor.
Fasulyelere, hıyarlara su verin.
Yanlarına da birer kazık çakın.
Omurgasız canlılar, kazıklara yaslanırlar bilesiniz.
Kabaklara da yol verin. Kabaklar da omurgasız bitkilerdir bilesiniz. Saygılarımla.
523
önceki yazı