Akademik Akıl’ın fikir babası olan Başyazar Prof.Dr. Hikmet AKGÜL’ün “Her şey akıl ve bilimle olur” paradigmasına günümüzde katkı veren birçok bilim dalı, teknik, yöntem ve teknolojik cihaz bulunmakla birlikte, PCR (Polymerase Chain Reaction) tekniğinin, özellikle tıp alanında yeri doldurulamaz geçerli ve güvenilir akademik veri ürettiği yadsınamaz bir gerçektir. Ancak son zamanlarda, başta bilim camiası olmak üzere bütün insanlığın denendiği, Covid-19 pandemisindeki pozitif vakaların tespit edilmesi için kullanılan tekniklerden en önemlisi olan PCR hakkındaki dilemmaya açıklık getirmek gerekliliği doğmuştur. Bu gereklilik bu yazının kaleme alınmasına neden olmuş olup, yazının hedef okuyucu kitlesi PCR uygulayıcısı olmayan bilim insanları, araştırmacılar ve gündeminde Covid-19 olan bütün insanlardır.
PCR nedir, nasıl çalışır?
Günümüzde insanlığın elindeki en güçlü yüz güldürücü biyolojik kimliklendirme silahı “PCR” dır. PCR, DNA içindeki özgün bir bölgeyi enzimatik olarak çoğaltmak (amplifikasyon) için uygulanan tepkimelere verilen ortak bir isimdir. In vitro ortamda DNA amplifikasyon yöntemi olarak da bilinir. PCR; 94°C- 98°C aralığında çift iplikçi DNA’nın iki zincirinin yüksek ısıya maruz bırakılarak ayrılması (stabil tek zincir eldesi, denatürasyon), 37°C-65°C aralığında gerçekleştirilen oligonükleotidlerin (polimerizasyon başlatıcısı, primer) hedef DNA’ya bağlanması (hibridizasyon, annealing) ve 72 °C’de gerçekleştirilen baz ekleme (polimerizasyon, uzama) gibi ardıl tekrarlı basamaklardan ibaret enzimatik bir reaksiyondur.
Öncesinde çok sayıda yapılan bilimsel araştırmaya rağmen PCR, ilk kez Saiki ve ark tarafından 1985 yılında geliştirilen ve DNA’nın hücre içindeki üretimine eşdeğer şekilde, cansız bir ortam olan tüp ortamında üretilmesine olanak sağlayan bir enzimatik yöntemdir. Yöntem, tamamen hücresel bir reaksiyonun hücre dışında ve tüp ortamında gerçekleştirilmesine olanak sağlamıştır. Tüp ortamında, bir canlı hücre tarafından gerçekleştiriliyormuş gibi hedef DNA sentezini kusursuzca başarması, PCR tekniğini bu amaç için kullanılan diğer teknik, yöntem ve cihazlardan daha üstün kılmaktadır. Hücrenin normal fonksiyonunda herhangi bir değişiklik yapılmadan, in vitro ortamda hücrenin bu görevine %100 eşdeğer bir reaksiyon oluşturulmaktadır. Eppendorf tüp hariç reaksiyon için kullanılan bütün parametreler biyolojik ürünlerden ibarettir. Özetle, “Hücre, yapmakta olduğu çok sayıdaki fonksiyonlarından bir tanesini tüp ortamında gerçekleştirmektedir” şeklinde tanımlamak yanlış olmayacaktır.
PCR tekniğinin en önemli silahlarından biri, reaksiyon ortamına konan Thermus aquaticus bakterisinden elde edilen ve 200°C’de fonksiyon yapabilen Taq DNA polimeraz enziminin cansız tüp ortamında hücre içindeymiş gibi DNA sentez aktivitesi göstermesidir. Diğer ve PCR’ı vazgeçilmez kılan silahı ise; reaksiyon ortamına konulan ve amplifiye edilmek istenilen gen/dizileri üst düzey doğrulukla sentezlenmesine olanak sağlayan reaksiyon başlatıcılarıdır (Primer çifti). Çok iyi bilindiği gibi, bütün biyolojik sistemin kalıtsal materyali DNA ve RNA’dan ibarettir. DNA çift zincir yapısından ibaret olup zincirler birbirinin komplementerleridirler (tamamlayıcı, template, eşleyici, mate). Bu çift heliks DNA eşleşmesi, bütün biyolojik sistemlerde hücrenin sahip olduğu en gizemli ve kesinlikle hata kabul etmeyen neredeyse tek işlemidir. Eşleşme, aynaya bakmak ve her şeyin tersini görmek şeklindedir. Böylece hücrelerin bu mükemmel özelliği PCR ile tüp ortamına taşınmış olur ve reaksiyon ortamına konan primer çifti ile birebir sağlanmaktadır. Araştırmacı, hangi organizmayı ve/veya ona ait gen/genlerin sentezini hedefliyorsa, o gen bölgesiyle %100 doğrulukla komplementerlik özelliğiden dolayı eşleşebilen (hibridizasyon) ve uygun sentezlenmiş oligonükleotidleri (primer) tüp ortamına koyarak, hedeflediği geni üst düzey bir spesifikasyonla amplifiye eder. Ortama konan primer dizilerinde bir tek yanlış ve/veya eksik baz seçilimi durumunda primer-hedef gen eşleşmesi bozulur ve PCR reaksiyonun başarı ile sonuçlanması engellenir. PCR tekniğinin %100 doğrulukla akademik veri üretme kabiliyeti de buradan gelmektedir (primer-hedef gen/dizi eşleşmesi).
Özetle PCR:
- Isı kontrollerinin bilgisayarla yapıldığı bir enzimatik reaksiyondur
- Hücreye ait bir fonksiyonun tüp ortamında (in vitro) -cansız ortamda- gerçekleştirilmesi esaslıdır
- Tüm bileşenleri biyolojiktir
- Bütün dünyada uygulanan tanı ve/veya araştırma amaçlı hiçbir test, PCR üstünde ve/veya düzeyinde geçerli ve güvenilir akademik bir veri henüz üretememektedir.
PCR’ın uygulama alanları nelerdir?
Kriminolojik analizler – suçlu ve adi suçlar, hırsızlık, tecavüz, paternite analizleri; babalık testleri, bebek çalınmaları, sehven karıştırmalar, Biyoteknoloji, GDO ürünlerin eldesi ve verifikasyonu; rekombinant protein eldesi, biyoteknolojik ürünler, biyomühendislik alanında yeni biyocihazların geliştirilmesi gibi giderek yükselen ve çeşitlenen disiplinlerarası uygulama alanları bulunmaktadır. Bu uygulama alanlarının en önemlileri şu başlıklarda toplanabilir:
- Kalıtsal hastalıklarda taşıyıcının ve hastanın tanısı
- Gen tedavisi ve DNA aşıları
- Tanı amaçlı prob sentezi, hedef gen/dizi sentezi
- Paternite ve Forensik (adli tıp) tıp analizleri
- Antropolojik analizler
- Mutagenezisde prenatal, postnatal genetik tanı
- Homolojik araştırmalar
- Rekombine protein eldesi
- Klinik örneklerde patojen organizmaların (virus, bakteri, mantar, protozoon vs) saptanması
2000’li yılların başında NASA tarafından gerçekleştirilen ve bütün dünyada biyoteknoloji ve moleküler teknolojisinin önünü açan İnsan Genom Projesinin (Human Genome Project) en büyük silahı yine PCR olmuştur.
Fetal ve/veya kanser hücrelerine ait periferik dolaşımda eser düzeyde bulunan, fragmente DNA analizinde kullanılan likit biyopsi ve aptamer analizi, yine PCR tekniği ile başarılmaktadır.
Biyomühendislik ve biyoteknolojik ürünlerin sentezi, transformasyon ve/veya transfeksiyon takipleri primer olarak PCR tekniği ile başarılmaktadır. Bu alanlarda güncel yenilikçi gelişmeler şu alt gruplarda toplanabilir:
-
- Beyaz Biyoteknoloji
Endüstriyel ürün eldesinde kullanılan çeşitli konak organizmalar, hücre, enzim ve uygulamalarının tamamı “Beyaz Biyoteknoloji” olarak adlandırılır. Burada temel amaç, biyoteknolojik enstrümanlar kullanılarak insanlığın ihtiyacını karşılayacak (global açlık ve savaşları sonlandırmak amacı ile) düşük maliyetli ve çok miktarda ürün eldesi ve bu ürünlerin kullanım sonrasında tamamının kolay imha edildiği doğaya artık olarak geri dönüşümü olmayan ürünlerin elde edilmesidir.
-
- Yeşil Biyoteknoloji
Endüstriyel ürün eldesinde kullanılan çeşitli konak organizmalar, hücre, enzim ve uygulamaların tamamı “Yeşil Biyoteknoloji” olarak adlandırılır. Bu alanda üretilecek rekombine ürünlerin çeşitli zararlılara, iklim koşullarına dayanıklı olmaları sağlanmakta ve böylece ekosisteme adaptasyonları çok yüksek düzeyde olmaktadır.Ayrıca diğer wild türlerle olası rekabette de başarılı ürünlerdir. Günümüzde bütün dünyada yaygın olarak kullanılan GDO ürünleri, bu dalın en önemli çıktılarıdır. Bu teknolojinin bütün uygulamalarının her basamağı PCR ile verifiye edilmektedir.
-
- Kırmızı Biyoteknoloji
Biyoteknolojik enstrumanların sağlık alanındaki uygulamalarının tamamı böyle adlandırılır. Hastalıkların tanı, tedavi ve rehabilitasyonunda kullanılan bütün cihaz, ilaç ve kimyasalların tamamı bu alana girmektedir. Yeni ilaç teknolojileri, hastaya özel uygulamalar, gen tedavisi uygulamaları bunların başında gelmektedir.
-
- Mavi Biyoteknoloji
Deniz, okyanus ve içilebilir su kaynaklarında yaşayan fitoplankton, zooplankton ve organizmalarının moleküler biyolojik yöntemler kullanılarak miktarlarının ve dayanıklılıklarının arttırılması, bu biyoteknoloji alanının temel hedefidir. Suda yaşayan organizmaların gerek çeşitliliğini ve gerekse miktarlarını arttırmak burada temel amaç olarak karşımıza çıkmaktadır.
-
- Gri Biyoteknoloji
Bu biyoteknoloji ile hava, çevre kirliliği analizleri ve ekosistemler tarafından meydana getirilen gaz değişimlerinin analizi ve temizlenmesi amaçlanmaktadır. Hava kirleticilerinin ileri biyoteknolojik analizleri ve bu fabrika ve/veya sistem odaklı kirleticilerin modifiye edilmesi yolu ile ekosistem üzerine olası zararlı etkilerini önlemek temel hedeftir.
-
- Karanlık (siyah) Biyoteknoloji
Biyolojik silah eldesini konu alan biyoteknoloji alt dalıdır. Biyoteknolojik uygulamaların lokal, ulusal ve uluslararası etik kurullarca büyük bir titizlikle denetlenmesi gereken bir daldır. Çoğu zaman bilim insanları tarafından mesafeli durulmakla birlikte önlenemez bir cazibesi olan uygulama alanıdır. Günümüzde çeşitli sebeplerden ötürü gelişim ivmesi en düşük alandır.
PCR’ın test güvenirliği nedir?
Covid-19 pandemi sürecinde PCR testleri ile ilgili yapılan tespitler doğru mudur?
PCR’ı teknik olarak hücreye eşdeğer ve vazgeçilmez kılan özelliği, reaksiyon için tüp ortamına konan 16-18 bazdan ibaret reaksiyon başlatıcıları olan “primerler” dir. Bu primerler hücrelerin bölünme öncesi DNA’larını iki katına çıkarmak için kullandıkları önemli reaksiyon başlatıcılarıdır. Bu yazıda DNA replikasyonu mekanizması anlatılmayacaktır; çünkü nasıl bir mekanizma olduğu, hücre için nasıl bir hata kabul etmez reaksiyon olduğu, en küçük bir replikasyon hatasının hücre ölümü dahil nasıl bir ağır fatura ödettiği ilgili birçok akademik kaynağa ulaşmak mümkündür. Bu yazıda özellikle dikkat çekmek istediğim konu, geçirmekte olduğumuz Covid-19 pandemi sürecinde PCR tekniği ile ilgili speküle edilen tekniğin yetersiz olduğu şeklindeki görüşlere yönelik olacaktır.
Çevremizde, fiziki olarak görmediğimiz ve haberdar olmadığımız birçok biyolojik objeyi veya ona ait DNA dizilerini %100 oranla görünür kılan bir test olması sebebiyle PCR, insanlığın geliştirdiği güçlü bir biyolojik kimliklendirme silahıdır. Son yıllarda tıpta tanısal amaçlı geliştirilen likit biyopsisi, PCR’ın yüksek spesifitesi özelliği ile geliştirildi. Baş döndüren bir hızla insan yaşantısına giren ileri teknolojinin yanı sıra, PCR’ın çok daha komplike biyolojik sorunların çözümünde ve teknoloji üretiminde tahmin edilemeyecek düzeyde bir potansiyele sahip bir teknik olduğunu söylemek kanımca yanlış olmayacaktır. PCR, her ne kadar çok yaygın kullanılıyor olsa da, özellikle uygulayıcısı dışındaki akademisyenlerce etki mekanizmasının çok da iyi anlaşılmadığını düşünmekteyim. Aksi takdirde, güncel pandemi sürecinde Covid-19 olgularında PCR’ın tanısal etkinliğinin %60’ın altında bir doğruluğa sahip olduğu iddia edilemezdi. Bu konuda gerek ülkemizde ve gerekse uluslararası PCR kullanıcısı olmayan otoritelerce yanlış tespit ve yorumlar yapılmaktadır. Mevcut yazı, bu konudaki yanlış ve/veya eksik görüşlerin düzeltilmesine katkı vermek amacıyla kaleme alınmıştır. Bu hata düzeltilmez ise adli otorite denetiminde yapılan paternite analiz raporlarının da %60 hata içerdiği anlamı çıkarılabilecektir. Böyle bir durumda, insanlar bu oranda çocuğun kendisine ait olamayabileceğini düşünebilecek ya da cenazesi PCR kimliklendirme ile teslim edilen ve defnedilen kişilerde soru işaretleri kalabilecektir; ki gerçek bu değildir.
PCR tekniği hücre içi reaksiyonun tıpatıp aynısı olduğu için, biyolojik kimliklendirmede günümüzde hiçbir test ve cihazın üretemeyeceği düzeyde bir akademik veri üretmektedir ve akredite bir laboratuvar tarafından bütün bilimsel gereklilikleri yerine getirilirse, üretilen veri %100 doğrulukta olmaktadır. PCR’ın bütün reaksiyon koşulları optimum sağlanırsa, biyolojideki “ya hep ya hiç” kuralı gibi çalışır. Reaksiyon tüpünde hedef DNA dizileri varsa pozitif, yoksa negatif sonuç verir. PCR, reaksiyon olarak böyle bir hataya sebebiyet vermez ama PCR amaçlı kullanılan ticari kit ve/veya testlerin hataya neden olabileceği düşünülebilir.
Olası hata kaynakları şunlar olabilir:
- Çok iyi optimize edilmemiş PCR tabanlı ticari kit zafiyeti;
- Reaksiyon için mikron konsantrasyonunda olması gereken parametrelerin (primer, dNTPs, taq polimeraz enzim, enzim ko-faktörleri, hedef DNA vs) yetersizliği ve uygunsuzluğu
- PCR reaksiyon koşullarının uygunsuzluğu
- Reaksiyon ortamına spesifikasyon amaçlı konulan primer çiftinin uygunsuzluğu
- Akredite olmayan laboratuvar ve deneyimsiz teknik eleman tarafından yapılan uygulamalar. Kullanılan kitin PCR optimizasyon sorunu varsa tekrar sayısı ve hata oranı da o oranda artacaktır.
- Hastadan sağlanan biyolojik örnek sorunu; biyolojik örnekten izole edilen DNA ve/veya RNA örneklerinde amplifiye edilmek istenilen hedef DNA dizileri yok veya eser düzeyde olabilir. Diğer taraftan çok iyi optimize edilmiş PCR testlerinde eppendorf tüpüne konan hastaya ait DNA örneği, değil eser düzeyde, tek kopya olması durumunda bile pozitif sonuç olmak mümkündür. PCR tekniğinin hassasiyeti ve spesifikasyonu diğer eşdeğer testlerle kıyaslandığında bu durumdadır.
- Özellikle lizojeni (Lizojeni: virus, konak hücreyi enfekte ettikten hemen sonra, kendisi için optimum koşullar yoksa, kendi DNA ve proteinlerinin üretimini erteleyerek DNA’sını konak genoma entegre etmesi, lizojenik patwayi seçmesi ve kendisi için optimum koşulları beklemesi, optimum koşullar sağlandığında kendi DNA/RNA sentezini yaparak, hücre ölümüyle sonuçlanan litik patwayi seçmesi) yapmış kimerik viral ve/veya bakteriyel orijinli DNA varlığında virüs veya bakteri genomu hangi hücre ve dokuya lizojeni yapmışsa örnek bu dokudan alınmadığı sürece reaksiyon tüpünde hedef diziler olamayacağı için hasta virüs taşıyıcısı (pozitif) olduğu halde negatif test sonucu elde edilecektir. Burada biyolojik enzimatik bir reaksiyon olan PCR tekniğinin herhangi bir hatası yoktur. Bu bireyler viral pozitif oldukları halde bukkal smear, kan veya burundan alınan sürüntü örneklerinde viral lizojeni olmadığı için, doğal bir sonuç olarak PCR sonuçları negatif çıkacaktır. Bu pozitif bireyler ağır geçecek ko-enfeksiyon ve/veya re-enfeksiyon durumlarında bağışıklık sistemleri viral yükle baş edemedikleri yaşam periyotlarında virüs lizojeniyi terk edip litik fazı geçerse periferal dolaşımda viral partiküller olabileceğinden, başlangıçta negatif iken sonraki test sonucu pozitife dönebilecektir.
- Laboratuvar hijyen koşulları ve mikropipet handling’i (el becerisi) iyi olmayan teknik eleman kaynaklı kontaminasyon.
- Viral gende meydana gelen kalıcı mutasyonlar. Bu mutasyonlar sebebiyle viral genomun tanı amaçlı hazırlanan primer spesifikasyonu ortadan kalkar ve virüsün varlığına rağmen test negatif sonuç verir.
Bu hataların hiçbirisi, biyolojik bir enzimatik reaksiyon olan PCR’dan kaynaklanmamaktadır. PCR’dan kaynaklandığını söylersek bütün biyolojik sistemlerde bölünmek üzere DNA’sını replike etmek isteyen bütün hücrelerde de bu oranda hata olabileceğini kabul etmek lazım ki, hiçbir hücrenin %60 oranında replike edilmiş veya hatalı replike olmuş bir genomik DNA ile devam etmesinin mümkün olmadığını biliyoruz.
Kaldı ki hücre, bazı durumlarda tek bir baz değişikliği ile bile yoluna devam edemeyebilir (letal baz transisyonları).
Dolayısıyla hatalı sonuçların, hücresel enzimatik bir mekanizmanın birebir yansıması olan PCR dan öte, bu amaçla geliştirilmiş ve çeşitli basamaklarında optimizasyon sorunu olan ticari test kitlerinden kaynaklandığını yüksek bir sesle tekrarlamak istiyorum.
Otuz yıl gibi kısa ömrüne rağmen PCR, ürettiği bu tartışma kabul etmez akademik kanıt ile tıp, biyomühendislik ve biyoteknoloji alanlarında çığır açmıştır. Özellikle genetik bilim dalının son dekatta diğer bilim dallarına oranla logaritmik gelişmesinin önünü açmıştır. İnsanlık tarihinde popülasyonların, doğru homolojik determinasyonları ile tarihsel bakışa yepyeni bir bilimsel yaklaşımın önünü açabilir. Bu sebeple, insanlık tarihimizin doğru okunması adına uluslararası bilim insanlarının önüne yeni bir proje koymak isterim. İstenirse insanlık tarihi açısından bilinmeyenler, karanlıkta kalan bütün olaylar, göç yolları vb. konular “İNSANLIĞIN ELİNDE EN GÜÇLÜ YÜZ GÜLDÜRÜCÜ BİYOLOJİK KİMLİKLENDİRME SİLAHI” olan PCR’ın ürettiği akademik kanıtlarla aydınlığa kavuşturulabilir. Güncel literatür, kesin kanıt yokluğu sebebiyle cezaevinde yıllarca yatan ve daha sonra tamamen PCR’ın ürettiği kanıtlarla masumiyeti ispatlanan ve özgürlüğüne kavuşturulan suçsuz insanların verileriyle doludur. Buradan yola çıkarak, insanlık tarihinin bilim ve teknoloji yetersizliğine bağlı olarak çok sayıda yanlışlıklarla dolu olduğunu var saymak çok büyük bir hata olmayacaktır. Özetle insanlık tarihinin, iyi niyetli olunsa bile PCR gibi güçlü bir tanı aracı olmadığı için çaresizce yapılan hatalarla dolu olduğu varsayılabilir. Bu sebeple yaklaşık 30 yıldır tanı amaçlı kullanılan PCR, insanlığa doğruya en yakın bilgi üretmenin ve haksızlıkları/yanlışlıkları daha kolay çözebilmenin önünü açmıştır. Günümüzde uçak kazaları, savaş vb. sebeplerle meydana gelen toplu ölüm ve katliamlarda ceset transferleri, yine PCR’ın insanlığa sağladığı kesin ve doğru verilerle olanaklı olmuştur. Bu konuda saygın dergilerde yayımlanmış çok sayıda güncel yazı bulunmaktadır.
Bütün insanlığın güvendiği, yaklaşık 30 yıldır onunla nefes almaya başladığı neredeyse güvenilir tek test PCR iken, son dönemlerde yapılan yorumların yanlışlarla dolu olduğunu anlamak zor değildir. Viral genom analizinde kullanılan testin validitesi ve spesifikasyonu düşük olabilir; bu sebeple yanlış sonuç üretebilir. Bu durum kesinlikle PCR’a mal edilmemelidir ve bu yanlış kanı bir an önce düzeltilmelidir.
Sonuç olarak PCR, mükemmel işleyen hücre içi gizemli reaksiyonlardan bir tanesinin tüp ortamına aktarıldığı mükemmel bir tekniktir. Test, gerekli bilimsel koşullar eksiksiz sağlandığında geçerliliği ve güvenirliği tam olan (%100) akademik veri üretmektedir. Bu sebeple PCR, gelecekte insan yaşamında etkinliği giderek artan bir teknik olmaya devam edecektir. Bu nedenlerden dolayı PCR’ı tanıyan tüm akademisyenler gibi ben de PCR’ı çok seviyorum. Gelecekte enzim-substrat, hormon-reseptör gibi anahtar – kilit sistemi ile çalışan hücre içi gizemler tüp ortamına, PCR’a eşdeğer spesifikasyon ve özgüllükte aktarılana kadar da sevmeye devam edeceğim.
46 yorum
PCR hakkında çok geniş kapsamlı,aydınlatıcı bilgiler için teşekkür ederim.Doğacak çocuklarda genetik kusurların tespit edilmesinde kullanılması beni çok ilgilendirdi.
PCR ile ilgili cok guzel bir yazi olmus
Sayın hocam PCR tekniği hakkında güzel ve kapsamlı bilgiler vererek bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkürler .Yeni çalışmalarınızda başarılar dilerim.
PCR tekniğinin bu kadar çok alanda kullanılması, uygulama alanlarının fazlalığı ve bunun bu kadar güzel ayrıntılı açıklanması harika olmuş elinize sağlık.
PCR ın sadece tanısal amaçlı olmadığı bu zor ve önemli süreçte bizlere ne kadar faydasının olduğunu, olacağını yanlış anlaşılmanın önüne geçip göz önüne serdiğiniz bizleri aydınlattığınız bu güzel yazı için teşekkürler.
Enteresan güzellikte bir yazı.Tam da benim hocamdan beklenildiği üzere, yalın ama bilimsel; üstelik beni de aydınlattı bu camianın içinde olan birisi olarak. Sanırım biz şanslıydık biyolojiden gelen bir bilim adamının gözlük camından bakar olmayı öğrenerek. İdealizmin hayat enerjsine dağılması, bir hocanın öğrencilerine verebileceği en önemli düstur, gerçekten bizlere ulaşmış olmanın kıvancını duydum her zaman ve şimdi. Hani derler ya heyecan için adrenalin hayat enerjisidir diye.
Lizojeni kavramının anlatılması ne kadar güzel olmuş elinize sağlık.Hep ben materyal alımıyla ilgili sıkıntı olduğunu düşünüyordum.Bunun virüsün sessiz uyur hale geçmesinin bir mekanızması olduğunu bu yazıyla öğrendim.Saygıdeğer hocam, bu konudaki mütevazi ama bilimsel ve de çok aydınlatıcı yazınız için şahsım adına çok teşekkür ederim. Selam ve hürmetlerimle. Uz.Dr.Esra Şükran Çakar
Mükemmel, açıklayıcı bir yazı. Teşekkür ederim
[19.07 11:18] MUSTAFA SERPEN: Çok güzel bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum, yalın bir.dille konuya çok hakim olarak anlatmış. Yanlış yargıları n önüne geçmek isteyen bir düşünce ile yazmışsın. Senin gibi idealist bilim insanlarının olaması çok güzel ve değerli bizim için
[19.07 11:25] MUSTAFA SERPEN: Okuduktan sonra lösemiden kaybettiğim eşimi düşündüm. Sanırım kişiye özel yani DNA sına göre lösemi hücresi oluşuyor ve tedavisi de kişiye özel olmalıydı. Yalnızca daha önceden belirlenmiş kemoterapi uygulaması ile diğer organların yapısı bozuluyor ve eşimde olduğu gibi organ yetmezliği ile yaşamını yitiriyor.
[19.07 11:28] MUSTAFA SERPEN: Öztürkcüğüm tebrik ediyorum. İşte bunun için Atatürk “BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ” demiştir. Sağlık ve başarı diliyorum.
Yazınızı çok beğendim.elinize sağlık.bu konuda daha çok bilgiye sahip oldum.tesekkurler
Covid 19 ile ilgili bilimsel çalışma yeni bir umut ışığı olacakdır.Basarilarinin devamını diliyorum.
Uygulanan testler ve alinan sonuclarin guvenilirligi ile ilgili herkesin kafasi karismis durumda yaziniz benim icin cok aydinlatici ve bilgilendirici oldu.
Kıymetli hocam,tekraren okuyorum metninizi. Her seferinde yeni özellikler keşfediyorum. Elbette covid sürecinde Sağlık Bakanlığının tüm verilere ulaşma imkanına sahip olduğumuz şu günlerde, makaleleri okuyoruz ama PCR ı bana tatlı dille yeniden sevdirdiniz.
PCR lutuf olmalı, insanlık sürecine bir ikram.
Dediğiniz gibi adaletin en iyi tanımlayısı olan kimliklendirme, canlılığın her türlü hakkaniyetini sağlamada bize ışık oluyor. Suçluyu perçemlerinden tutup yakalayan bir adalet, suçluyu PCR ından tutup getiriyor değil mi? İster biyolojik etmen bir bakteri, bir virus ya da ne ise ister ins ister cin, tut kolundan yakala der gibi. İnsan oğlu her daim doğayı taklit ederek belli noktalara gelmiş bildiğiniz üzere. Helikopterin bir yusufcuk ön planından gelişmiş olması gibi. Hala aklım Thermus aquaticus bakterisinden elde edilen ve 200°C de fonksiyon yapabilen Taq DNA polimeraz enziminin nasıl çalıştığını anlayamakta ve enzime müteşekkir, invitro yani hücre dışında çalışan dayanıklı, aksine 50°C de bozulan protein yapısına takılıp kalıyor.Hayret ederek ve sizler gibi bilim adamlarının aklına teşekkür ederek yola çıkıyoruz.Diyorsunuz ki, PCR bir kimliktir yanılması, adli tıptaki yanılmayla eş değerdir. Yani yanılan PCR değil elbette, hata ile uyumsuz % 60 bünyesel bir mekanizmanın çalışamayacağı düşünüldüğünde, tehdit covid olsa bile yalan yere suçlanacak başka bir ajan olmadığını,PCR a borçlu olduğumuzu düşündürttünüz bize.
Uz.Dr.Esra Şükran Çakar
Güncel bir konu olan Covid 19 pandemisi ve tanısında kullanılan tanı kitleri ile ilgili yazısı ile bizi aydınlatan sayın Öztürk Özdemir hocama buradan teşekkür ediyorum.
Covid 19 tanı testlerinin %60 gibi bir oranla virüsü tespit ettiği tıp camiasında dile getirildi. Bunun nedenleri de tartışıldı. Olası hata nedenlerini yazınızda değindiğiniz gibi ticari kitin optimizasyon sorunu, PCR reaksiyon koşullarının uygunsuzluğu, reaksiyon primerlerinin uygunsuzluğu, labaratuvar akreditasyonu ve teknik personel deneyimi, uygun biyolojik örnek sorunu, lizojenik virüs ve viral genomdaki kalıcı mutasyonlar gibi çoklu faktörlerden etkilenmektedir. Evet klinik olarak dört dörtlük hastalık kliniğini gösteren hastalarda neden tanı testinin negatif çıktığı tartışılırken PCR testinin güvenilirliğinden ziyade olası hata nedenlerinin gözden geçirilmesi faydalı olacaktır.
Hocamızın yazısında belirttiği gibi 1985’li yıllardan beri güncelliğini ve değerini koruyan PCR tetkiki bugün genetik biliminde yeni teknolojilerin temelinide oluşturduğunu görmekteyiz. Sonuçta temel fonksiyon ürünü olan proteinin oluşturulması genin ekspresyonu sayesinde olmaktadır. Bu temel fonksiyonu kodlayan geni anlamamıza yarayan temel tetkik olarak PCR güncelliğini sürdürmeye devam edecektir.
Bugün tüm insan genomunu inceleme süremiz gün geçtikçe çok daha kısa sürelerde gerçekleşsede, pandemi sayesinde birşeyleri yeniden öğrendik. Bazen istediğimiz bir tek cevap oluyor. Pozitif mi? Negatif mi? Bu sorunun yanıtını PCR testinin kolaylıkla verebileceğini ve yeterli sofistike özelliklerde olduğunu yazınızdan bir kez daha anladım. Teşekkürler…
Sayın Hocam, başlığınızın güzelliğinden etkilenerek okumaya başladığım yazınıza kalan kısımlarından da aynı şekilde keyif alarak devam ettim.PCR’ı anlatan bu kapsamlı ve ilgi çekici konulara değinen yazınız için teşekkür ederim.Lizojeni kavramıyla ilgili değindiğiniz hata kaynakları kısmını ben de ilk kez bu yazı sayesinde öğrendim.Yazınızın olabildiğince fazla kişi tarafından okunmasını ve internet ortamında yer alan bilgi kirliliklerinden sıyrılarak insanlarımızın doğru bilgiye ulaşabilmelerini diliyorum.Saygılarımla.
PCR en ince detayına kadar açıklanmış, mükemmel bir yazı olmuş.Doğruluğu olmayan bilgilerle tanı, tedavi ve ilaç geliştirmenin sağlandığı genetik bilimine karşı korkular oluşturularak bilimden uzaklaştırmayı amaçlayan kitle bulunmaktadır ve kesinlikle kulak asılmamalıdır.Prof. Dr. Öztürk PCR sayesinde gelinen noktayı açıklamış olup covid-19’daki önemini vurgulamıştır.PCR kaynaklı olmayan hataların konuşulması yerine katkılarının ve olası hataların giderilmesi yönünde çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bunun için önceklik doğru bilgiye itibar etmektir.
Bu makale pek çok soru işaretinine cevap niteliğindedir.Çok teşekkūrler sayın hocam iyi ki varsınız.Sizinle ne kadar övūnsek azdır gurur kaynağımızsınız.
Sayın hocam değerli kardeşim ve canımın içi Prof Dr Öztürk Özdemir makalenizi içtenlikle okudum çok çok yararlandım.Zira ben uğraştığım infertilite nedeniyle yıllardır genetik ile uğraşan arkadaşlarımla bereber PCR nin gücünü ve tıp alanındaki yararlığını bilmekteyim.Covit19 pandemisi nedeniyle başarılı bir şekilde kullanılmasını insanlık için geleceğe yönelik çalışmalarda yer alması dileğiyle sizi ve değerli çalışma arkadaşlarınızı saygılarımla selamlıyorum. Dr.Erkan Özdemir
PCR tekniği insanliğa verilmiş çok özel bir hediye (teşekkürler K.Mullis ) adli vakalar, genetik hastalıklar, prenetal tanı, koronavirüs,kanser araştırmaları, babalık testleri, DNA analizi, pek çok virüs, bakteri ve parazitin teşhis edilmesinde kullanılmaktadır. Yeterli teknik alt yapı ve PCR uygulamaları konusunda uzman uygulayıcılar bir araya geldiğinde optimizasyon ve doğru sonuç kaçınılmaz olacaktır. Bilim dünyasında herşey birbirini tamamlar test mükemmel olsa bile uygulama hataları teknik eksiklikler vb şeylerinde doğru yapılması o testi/tekniği mükemmel kılar. Emeğinize sağlık hocam umarım yazınız bu konuları merakeden bir çok insana ulaşıp aydınlatıcı olur.
Sayın hocamla akademik kariyerinizin başlarında PCR ‘ın gelişimine ve ülkemizde bu tekniği içine alan ilk geniş kapsamlı projeyi birlikte gerçekleştirdik. Yazdığı bu metnin altına aynı şekilde imzamı atarım. Kaldı ki gen ifadesinin mikrodizin analizlerinin validasyonunda mutlak surette RT- PCR sonuçlarına güvenilir ve destekleyip desteklemediğine göre karar verilir. Bu örnekleri uzatmak mümkündür. COVID 19 süreçi ile ilgili olarak bu tekniği sorgulamak yersizdir.
18 Mart Üniversitesi sizin gibi değerli bir bilimadamına sahip olduğu için şanslı.Makalenizin de çok güzel ve umut verici olduğu anlaşılıyor.Çalışmalarınızdan dolayı tebrik eder başarı ve mutluluk dileriz.
Hocam, PCR hakkında bilgilendirici yazınız için çok teşekkür ederim. Elinize, emeğinize sağlık.
Pcr cihazını geliştiren Kary Mullis 1993 yılında Nobel ödülü almıştır. Nobelin dünyayı değiştiren bir yöntem ve cihaza verilmesi, ödülün doğru yere gittiğinin kanıtıdır. Ayrıca akademik hayatta kullandığımuz Pcr kelimesini her akşam tüm tv kanalkarında duymak son dönemin en ilginç olaylarından biriydi. Bu yazı pcr cihazını akademisyenker dışundaki kişilerinde anlanasına katkı sağlıyacaktır. Öztürk hocamıza emeğinden dolayı teşekkürler
Elinize emeğinize sağlık Öztürk hocam. Bana PCR i da sevdiren sizsiniz Genetik bilimini de kromozomlari da. Tüm detayları ile öyle güzel anlatmissınız ki yüreğinize sağlık. Şöyle bir de karyotiplemeyi anlatsanizda kuytuda kalan bilgilerimizi güncellesek. Yazılarınızın devaminin gelmesi dileğiyle sevgi ve saygılarimla..
Sayın hocam, Covid 19 pandemisinin aşı ve kesin tedavisi ile ilgili araştırma süreci aktif olarak devam ederken hastalığın 1.dalgasının şiddetinin azaltılması ve belkide 2. dalgasının önüne geçmek adına hasta ve taşıyıcı bireylerin tanılanma doğruluğu oldukça önem taşımaktadır. Yapılan tanımlama metodları içerisinde yanlış negatif ve pozitif sonuçlar hem süreci hem de insan psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Antikor testlerinin bu anlamda potansiyelinin yüksek olduğu sağlık camiadında herkesin bilgisi kapsamındadır. Virüsün genetik materyalinin tespit edilmesi anlamında en net sonucun alındığı testin PCR tekniği ile yapıldığı ve real time PCR ile de bu testin daha da hassaslaştırıldığı göz ardı edilemez. Yazınızda belirttiğiniz noktalar bu bilgileri fazlasıyla pekiştirmektedir. PCR tekniği hakkında ifade edilmesi gereken tüm hususlardan ayrıntılarıyla bahsettiğiniz bu çalışma oldukça aydınlatıcıdır. Bu kapsamda PCR testi hakkında ortaya çıkan kafa karışıklığını da giderecek özelliktedir. Kıymetli katkılarınızdan ve bilimsel yaklaşımınızdan dolayı teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Kary Mullis 1993 yılında PCR cihazı keşfinden dolayı nobel ödülü almıştır. Bugün günlük hayatımızın içene giren, bilim ve teknolojide yaygın olarak kullanılan PCR ye dayalı yöntemlere baktığımızda nobelin nasıl doğru hedeflere verildiğini görüyoruz. Son dönemin her akşam tv de pcr cihazından bahsedilmesi bizim gibi bu konuda çalışan akademisyenler dışında herkesin merak ettiği bir yöntem oldu. Öztürk hocamızın herkesin anlayacağı tarzda yazdığı bu yazı için teşekkür ederiz.
Prof Dr Serdal Arslan
Kutluyorum Sevgili Öztürk’ü
Bu kadar güncel ve yaşadığımız pandemi sürecinde insanlığın her türlü eğilimini inanılmaz etkileyen ,tehdit eden bu virüsün tespitinde kullanılan test tekniği PCR’ın ne olduğunu bize bilimsel yolla anlattığı için. Ayrıca, bilgilendirme açısından COVID-19 pandemisini anlatan enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanları, göğüs hastalıkları uzmanları ve tıbbi mikrobiyoloji uzmanları gibi konusunda ihtisas sahibi hekimlerin bu konuda yeterli ve anlaşılır açıklama getiremediklerini ve şüpheleri gideremediklerini de süreç boyunca izliyoruz.
Gerçekten PCR nedir, sevgili arkadaşım Prof. Dr. Öztürk Özdemir geçmişten başlayarak nasıl çalıştığını, uygulama alanlarını her kişinin anlayabileceği şekilde, detaylarıyla ele almış, laboratuvar ortamları ile birlikte cansız ortamda nasıl gerçekleşeceğini bilimsel yaklaşımlarla açıklamıştır.
Gerçekten şüphe uyandıran PCR testinin, doğruluğu ve güvenilirliği (%60 doğruluk şüphesi) bilimsel açıklamalarla anlatılmış, testin olası hata kaynaklarına ve testin doğruluğuna yönelik bilgileri akademik dille ve çalışmalarla ifade etmiştir.
Son cümlelerinde, PCR’ı tanıyan tüm akademisyenlerin PCR’ı gelecekte daha fazla uygulama alanı içerisinde yer alması nedeniyle sevmelerini belirtmiş olmaları ve insan yaşamındaki etkinliği nedeniyle de bizde de gerçekten PCR testine yaklaşımımızı ve şüphelerimizi ortadan kaldıran ve sevdiren mükemmel bir yazıyı bizlere sunmuştur.
PCR in ne işe yaradığını ve hayatımızdaki önemini yalın bir şekilde anlatımını ilk defa okudum . 2020 yılı başından itibaren tüm dünyayı etkileyen Covid 19 süreci ve Ülkemizde 2020 Mart ayı başından itibaren herkesin her gün duyduğu PCR testi ve test sonuçlarının doğruluğu tartışmalarının seyrini değiştireceğine de inanıyorum . Emeğinize sağlık hocam .
Çok Değerli Öztürk Hocam,
Harika bir başlık ve okudukça çok keyif aldım. Polymerase Chain Reaction (PCR) tekniği bir çok bilimsel alanda yaygı olarak kullanılmakta. Bu tekniğin çalışma prensiplerini ve kullanılan alanları çok yalın bir dille anlatmışsınız, emeğinize sağlık.
Bilim tarihine baktığımızda bazı araştırmacıların, buluşları ve yeni teknikleri geliştirmesi bilimsel çalışmalara önemli ivmeler kazandırmıştır. PCR tekniği de bunlardan biridir. Kary Mullis bu başarısıyla Nobel ödülünü fazlasıyla hak etmiştir. Bu yöntemin bilim ile uğraşan araştırmacılara yeni ufuklar açacağına eminim.
Bu yöntemi kullanarak yüksek IF bir çok önemli dergilerde yayınlarınız olduğunu da biliyorum. Bilim dünyasına yaptığınız tüm katkılar için sizi kutluyorum. Başarılarınızın devamı dileklerimle.
Öztürk Hocam elinize emeğinize sağlık çok güzel olmuş.PCR hakkında bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.Bundan sonraki çalışmalarınız için başarılar dilerim.
Hocam teşekkürler. PCR’ı herkesin anlayabileceği düzeyde anlatmışsınız. Bakteri genetiğinde litik ve lizojeni kavramını çok iyi anlatmama rağmen hala anlayamayanlar var. Virüs vücuda girdikten sonra lizojenik evrede canlının genomuna girerek canlı genomu ile birlikte çoğalıp sessizce yaşamına devam eder. Ne zamanki immün sistem zayıfladı başlar çoğalmaya ve hastalık ortaya çıkar. Bu nedenle tanıda OCR suçlu değil alınan materyalde virüs genomunun olmamasıdır.
Bunları gayet güzel açıklamışsınız. Teşekkürler, iyi çalışmalar.
Güncel bir konu hakkında yazdığınız bu aydınlatıcı yazı için teşekkürler hocam.
Sayın Hocam, Sade ve anlaşılır olarak ele aldığınız yazınız ile ilgili teşekkür ederiz öncelikle. Maalesef medyada yanlış kanıların uzman olmayan kişilerce konuşulması çok üzücü bir durum ve bu durum sadece PCR konusu ile de sınırlı kalmıyor, kendimi sitem etmekten alıkoyamıyorum maalesef çünkü yanlışların bu kadar gündem edilip, doğruların konuşulmaması gerçekten çok üzücü bir durum. Yazınızda da belirttiğiniz gibi ”gerçek bilgiye sahip olmayan” ”bütün insanların” okuması gereken bir yazı , gerekli mecralarda da burada sizin elinizle kaleme alındığı gibi en doğru haliyle herkese ulaşır umarım. Saygılarımla.
Pcr adlı teknoloji hakkında çok bilgiye sahip olmamama rağmen konu hakkında çok bilgi sahibi oldum kucak dolusu sevgiler canım amcam?
Pcr hakkında yapmış olduğunuz mükkemmel ve açıklayıcı bilime dayalı çalışmalarınız için çok teşekkürler başarılarınızın devamını dilerim ?
Bu açıklayıcı ve güzel yazı için teşekkür ederim. Sizin gibi büyük, güçlü ve aydınlık bir ışık altında büyümüş olmak büyük bir onur ve gurur kaynağıdır. Bugüne kadar atmış olduğunuz her bir bilimsel adım için, az çok demeden insanlara her saniye sunduğunuz destek için teşekkürü kendi adıma borç bilirim. Sizin kızınız olmak büyük bir şanstır. Başarılarınızın devamı, ardı arkası kesilmesin en değerli hocam
Öztürk Hocam,
Değerli yorumlar içeren faydalı bir yazı olmuş. Elinize sağlık.
PCR konusunda oldukça sade bir bir dille ve doyurucu bilgilerle kaleme alınmış, özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde, konunun uzmanı olmayan yada uzman gibi görünen kişiler tarafından medyada yazılı veya sözlü olarak yapılan yalan yanlış yorumlara ışık tutacak bu yazı için eline sağlık sevgili arkadaşım.
Pcr tekniğine daha öncesinde hakim oşmayanların bile yazı sonunda bu konuda donanımlı olarak ayrıldığı çok değerli bir yazı olmuş. Ellerinize ve emeğinize sağlık hocam. Daha fazla yazılarınızla bilgilenmek dileğiyle.
PCR tekniğini bu derece temiz ve herkesin anlayacağı bir dil ile anlatmamız, sevimli ve samimi açıklamalarla sevdirmenizin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum…. Sizin gibi mesleğini hobi gibi yapan araştırmacılara ülkemizin çok ihtiyacı var…. emeklerinize sağlık…
Covid-19 tanısındaki sorunlar nedeniyle, PCR hakkında herkesin kafasını karıştığı bu dönemde aydınlatıcı yazınız hepimize iyi geldi. Teşekkürler.
Tıp Dünyasına uzak birisi olarak PCR tekniği hakkında bilgi sahibi oldum. diliniz çok sade ve anlaşılır elinize sağlık .Diğer yazılarnızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Değerli Öztürk
PCR tekniğini anlatırken sade ve anlaşılır şekilde kaleme alman güzel olmuş. Ama asıl lizogeni konusu dikkatimi çekti.Covid-19 tanısı için PCR yöntemi şu anda en geçerli olanı görünüyor. Çalışmalarında başarılar dilerim.
Sayın hocam son günlerde yanlış ve karmaşık bilgilerle kafa karıştıran pcr konusunu açıklığa kavuşturduğunuz çalışmanız için tebrik ediyorum. Elinize emeğinize sağlık .
Öztürk Hocamıza emeklerinden ve PCR kullanımı hakkında verdiği değerli bilgilerden dolayı sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. Dünyayı etkileyen ve yoran Covid-19 tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuz bu günlerde, Moleküler biyolog ve Tıbbi genetik alanında çalışan biz biliminsanlarının “altın standart” olarak kabul ettiğimiz, ve moleküler çalışmaların temel tekniği olan PCR, artık tüm dünyanın tanıdığı bir teknik gereksinim haline geldi. Kalıtsal bilgimiz ve mirasımız olan DNA’yı hücre içindeymiş gibi laboratuvar şartlarında milyonlarca kez çoğaltabilen bu teknik sayesinde, genomumuzdaki her türlü değişiklik hakkında doğru bilgiye kısa sürede ulaşmaktayız. PCR tekniğinin önemi ve çalışma sonrasında elde edinilen bilgilerin % 100 doğrulukta veriler olmasının önemi, yaşadığımız bu pandemi günlerinde PCR tekniğinin önemini ve gerekliliğini gündeme taşımıştır. Doğru ellerde doğru hesaplama ile yapılan PCR tekniği ve sonuçları son derdece kıymetlidir. Öztürk hocamız da, PCR tekniğinin önemini ve gerekliliğini çok özverili bir şekilde değerli yazısı ile gündeme getirmiştir, bilgilerinize ve emeğinize sağlık sayın hocam..
Sevgili Öztürk Hocam,
Cok aydınlatıcı ve kapsamlı bir yazı, emeğinize sağlık. Özellikle son dönemde hepimizin gündeminde olan ve halkın kafasını kurcalayan PCR analizlerini bu şekilde ele almış olmanızın herkes icin faydalı olduğuna inanıyorum. Calismalarinizda başarılar dilerim.
PCR tekniği 1983 yılında bir tüp içerisinde genetik materyalin çoğaltılması fikriyle doğmuştur. Bu tekniğin bir çok varyasyonu (reverse transkriptase PCR, Real-Time PCR) mevcut olup bilimin farklı alanlarında değerli hocamında belirttiği üzere yoğunlukla/sıklıkla kullanılmaktadır. Son yarım asırda bilim yoluna ışık tutan en önemli buluşların başında gelen bu method sayesinde bilimsel çalışmaların gelişmesine çoklu olanaklar sunmaktadır. Sayın hocamın güçlü kaleminden yazılan bu değerli bilgiler, bilim-dışındaki insanların da rahatlıkla anlayabileceği sade, öz ve açıklayıcı şekilde yazılmıştır. Bilimin çoğu alanında kullanımı umut vaat eden ve doğruluk yüzdesi (uygun ve optimize koşullar sağlandığında) yüksek olan bu metodu açıklayıcı bir dille özetlediği için müteşekkirim. Sayın hocamın kaleminden çıkan bu önem teşkil eden konunun ele alınması çok değerlidir. Okurken bir çok bilgiyi de sayenizde tazelemiş, üzerine eklemeler yapmış oldum. Çok teşekkür ederim, saygılarımla…
Çok aydınlatıcı bir yazı olmuş,bu güzel bilgiler için çok teşekkür ederiz hocam