600 yıllık padişahlık yönetimi sonrasında birey olma konusunda tecrübesi olmayan bir toplumu birey oldurmaya çalışmak çok büyük bir ütopyaydı. Cüzi bir oranda bu başarılsa da, ayırt etmeden söylüyorum tüm ideolojik kesimlerde bu çaba bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Burada iğneyi önce laik kesime batırmayı tercih ediyorum, muhafazakar kesime çuvaldızı batırmadan önce. Laik kesim yıllarca bir Atatürk bekledi, halbuki Atatürk bir Atatürk’ün gelmesini beklemedi. Direk kendisi durumdan vazife çıkararak en ütopik kararlarla eyleme geçti. Atatürk kendisinden önceki bir Atatürk’e tapmadı, kimseyi kutsallaştırmadı, kimseyi sorgulanamaz yapmadı ve eminim kimsenin ölüm yıldönümünü de kutlamamış ve kimsenin heykelleriyle ülkeyi donatmamıştır. Çünkü o bir bireydi, ve kula kul olmadı. Kendisine de kul olunmasını istemedi. Benim ve aklın-bilimin görüşü ters düşerse diğerini seçin diye tavsiye etti. 600 yıl boyunca kula kul olmayı, otoriteye hiyerarşi düzeninde bağlı kalmayla karıştırmış bir toplumumuz oldu. Sonuç olarak lidersiz var olmayı hayal bile edemeyen, liderine toz kondurmayan, insanperest bir toplum olarak hala birey olma onurunu ve şerefini anlayamamış bulunmaktayız. Bir arkadaşımın güzel bir sözü vardır, “Allah’ı bile putlaştırmış bir toplumuz” şeklinde.
Biz toplumun %90’ı olarak Cumhuriyet’i henüz sindiremedik. Hala siyasi parti liderlerinden, hala geçmiş tarihi şahsiyetleri kutsallaştırarak ve yücelterek medet bekleyen bir toplumuz. Ne zaman ki insanların ismi anılmaz, sadece eylemler konuşulur, kendimizin ve diğerlerinin eylemlerini evrensel değerler ölçüsünde tartışır, eleştiririz o zaman kaçıncı yılı olursa olsun cumhuriyeti yaşamaya başlamış oluruz.
2 yorum
Kaşif balık engelleri kaldırdı
Emre hocam hep bir kurtarıcı bekledik, sizinde anlattığınız gibi kurtarıcı biziz, herkes kendi için de aramalı bu kurtarıcıyı.