“Azim paha biçilmezdir. Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.”
Albert Einstein
İtiraf etmeliyim, yazımın başlığını belirlerken bir animasyon filminden esinlendim.
Aynı isimli kitaptan uyarlanan ve 2010 yılında vizyona giren “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?” isimli film milyonlarca insan tarafından ilgiyle izlenmişti. İzlemeyenler için filmin konusunu özetlemek gerekirse…
Viking şefinin sıradan görünüşlü ama akıllı oğlu Hıçkıdık’ın köyün tüm çocukları gibi cesaret sınavından geçmesi gerekmektedir. Bu sınavı başarmanın koşulu da bir ejderhayı eğitmektir.
Vikingler gerçek… Bin yıl önce de olsa bir döneme damgasını vurmuş topluluktan bahsediyoruz.
Ejderha ise pek çok kültürde varlığına inanılan efsanevi bir canavar. İnsanların hayal gücü dışında sanırım tek somut kanıt ejderha iskeleti sanılan dinozor iskeletleridir.
Hâsılı gerçekte olmayan bir canavarla ilgili bir kurgu tasarlanıyor ve bu da animasyon filmi olarak sunuluyor. Yani gerçek bile bu kadar işlemden geçse gerçekliğini yitirirdi.
Şimdi ben size ejderhadan daha gerçek ama eğitilmesi benzer derecede zor bir şeyden bahsedeceğim:
İrade!
Ejderha filmleri izlediğinizde iki saat eğlenceli zaman geçirirsiniz ama iradenizi eğitmeyi başardığınızda kendi hayatınız efsane olur. Ejderhadan daha gerçek ve daha güçlü bir enerji kaynağını hizmetinize sunarsınız. Ağzınızdan ateş çıkaramazsınız belki ama uçabilirsiniz iradenizi eğittiğinizde.
“Herkes kendi geleceğinin mimarıdır,” der bir İngiliz atasözü. Ve güzel bir hayatın inşası için çalışmak, okumak, sağlıklı beslenmek, spor yapmak, kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve erdemli bir hayat sürmek gibi yapmamız gereken pek çok şey var.
Bahsettiğim tüm bu şeylerin önemli ve gerekli olduğunu hepimiz kabul ederiz. Bunlar için hemen eyleme geçmemiz gerektiğini de biliriz. Ama bir şey bizi durdurur. Bir türlü başlayamaz, zor bela başlasak da devamını getiremeyiz. Neden?
Burada da karşımıza “İrade Zayıflığı” diye bir hastalık çıkıyor. Neyse ki tedavisi var bu hastalığın. İrademizi, eğiterek güçlendirebiliriz. Başarılı yani koyduğu hedeflere ulaşan, haliyle mutlu olan insanların sırrı da budur zaten.
Albert Einstein der ki; “Azim paha biçilmezdir. Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.”
İrade kelimesi sözlükte belirtilen “istemek” anlamından daha fazlasını ifade eder aslında. İstediğin şeyi yapabilme gücü ve eyleme yönelme sürecinin başlangıcı da vardır irade kavramının içinde. Ve elbette bunu sürdürmek de…
“İrade Eğitimi” gibi önemli bir meseleye basit çözümler önerecek kadar ileri gitmek haddime değil. Fakat naçizane bu konuda okuduğum en harika eseri size önerebilirim.
Popüler kültür ürünlerinden olmadığı için gözümüzden kaçan gizli hazineler vardır. İşte Jules Payot tarafından kaleme alından “İrade Eğitimi” isimli eser bunlardan birisidir.
Tam da şu dakikada bu kitap elinizin altında değilse canınızın sıkılmasını istemem. En azından benim zihnimde iz bırakan bazı noktaları özetleyeyim. Aksi takdirde bu metin tatsız tuzsuz olur.
Soyut fikirler ve kuru nasihatler davranışlar üzerinde genellikle etkisizdir ama duygular güçlü bir etkiye sahiptir. Başarı için gereken arzu ve tutku gibi duygular bizim kontrolümüzde değildir ama bu duyguları geliştirecek olan fikirler kontrolümüzdedir. Ve doğru bilgilerle şekillendirdiğimiz sağlıklı fikirler tutkularımızı harekete geçirir.
Duygularımızı ancak dolaylı araçlar üzerinden etkileyebiliriz. Sıkı çalışmanın harika sonucu olan canlılık hissi; elde ettiğimiz sonuçların keyfi; asil bir amaç içinde bulunmanın onuru; faydalı bir iş yapmanın verdiği güç ve fiziksel iyilik hissi…
Doğru aile ve arkadaş ortamında bulunmak, üstünde çalıştığımız konu ilgili kitapları okumak ve kendimize bir rol model seçmek duyguların tomurcuklanıp filizlenmesini kolaylaştırır.
Derin düşünce yani meditasyon, zihni bilimsel gerçeklerle doldurmak yerine yaratıcı enerji ile parlatmaya çalışmaktır. Çalışmalar bilgiye yönlendirirken, derin düşünce eyleme yönlendirir.
Her gün bir lokma daha az yemek, iki sayfa daha fazla kitap okumak, üç dakika daha çok yürümek ya da beş dakika daha az uyumak gibi her seferinde zorluk derecesi arttırılmış hedefler belirleyerek her birine ulaşmak adım adım irademizi güçlendirecektir.
Küçük ama kesin sonuçlar getiren basit eylemler bir kez de olsa tekrarlandığında artık ilk seferki kadar zor gelmeyecektir. Üçüncü ve dördüncü kez tekrar etmek için ise artık daha az çabaya ihtiyaç duyulacaktır. Zamanla bu eylemler zorlanmadan yapacağımız alışkanlıklar haline gelecektir. Zaten iradeyi güçlendiren de bu ufak tefek ve önemsiz gözüken eylemlerdir.
Deha, sonsuz bir sabırdan ibarettir. Azimle ve sabırla ilerleyen biri tıpkı masaldaki kaplumbağa gibi, daha hızlı olan ama sistemli olmayan tavşanı geçecektir.
Tüm güzel şeyler kıymeti oranında zorlukların ardında saklanmıştır. Bu zorlukları aşmamızı sağlayacak olan şey irade dediğimiz enerjidir. İçimizdeki bu aslanı besleyip büyüttükçe harika bir hayatın imarı için önümüze çıkan engelleri bir bir aşarız. Böylece adım adım daha sağlıklı, daha başarılı ve daha mutlu bir hayatımız olur.
İradesini eğiten efsane kahramanlardan birisi olabilmek dileklerimle…