1980 öncesi, ülkemizin sosyal çalkantılarının en yoğun olduğu zaman dilimiydi. Vatanı korumak sevdalığına tutulan sağcı gençlerle, vatanı korumayı “faşizm” olarak algılayan solcu gençlerin birbirini öldürmeye kadar giden mücadeleleri sıradan olaylar haline dönüşmüştü. Elinde silahla yıkmadık “tandır başı” bırakmayan bu sağlı-sollu gençlerin günümüzde de aydınlanmayan karanlık bir el tarafından manipülasyonla yönetildiği, hiç olmazsa şimdilerde aydınlarımız tarafından dillendirilmeye başlanmıştır.
Zamanla sorunun özü çözülecek ve milletimiz bu karanlık örgütün iki yüzlü “yönetim modelini” algıladığı zaman Türk Milleti, tarihi hayranlıkla yaşayacağı ve anacağı bir sıçrama yapacaktır. Yeter ki devlet adamlarımız “dernek adamı”gibi davranmasın.
1980 öncesi bir dernekle beraber yönetim kurulu üyeliğini yürüttüğümüz genç bir arkadaşım evimde beni ziyarete gelmişti. Sohbet esnasında kütüphanemde bulunan kitaplardan birine gözü takılmıştı. Kitabın adı “Devlet Başkanlarına” idi. Kitap, Gazali tarafından Sultan Sancar’a nasihatler içeren bir içerikle yazılmıştı.
Gazali zamanın büyük düşünürü!
Sultan Sancar zamanın büyük sultanı!
Bir düşünür devlet adamlarına nasıl nasihat edebilir?
Nasıl mesaj verebilir?
Adaletten, cesaretten, liyakatten, sorumluluklardan, istikrardan, ahlaktan, özgürlükten, eşitlikten refahtan damlalar içeren uyarılar yaparak…
İşte İmami Gazali’nin bu eseri de Sultan Sancar’a bu mesajları verme gayreti içerisinde kaleme alınmıştı.
Dernek yöneticisi olan arkadaşım, kitabın bu özelliklerinden istifade edebilmek için kitabı benden istedi. Memnuniyetle kabul ettim. “Kitap okunmak içindir” dedim. Arkadaşıma kitabı takdim ettikten sonra şöyle bir uyarıda bulundum:
“Bak” dedim; “Gazali bu kitabı devlet başkanlarına nasihat olsun diye yazmış, dernek başkanlarına değil. Sakın kendini devlet başkanı yerine koyarak kitabı okumaya kalkma.”
İtiraf etmeliyim ki arkadaşım kitabı “Devlet Başkanı” gibi okumuş ve başına gelmedik kalmamıştı.
Devlet adamı olmak zordur.
“Devletin adamı” olmak kolaydır.
Devlet adamı, “manipüle” edilemez.
Devletin adamı, edilebilir.
Devlet adamına güvenebilirsiniz.
Devletin adamına güvenemezsiniz.
Devlet adamı, vatanseverdir.
Devletin adamı, “çıkarseverdir”.
Devlet adamı, eğilmez; kırılır.
Devletin adamı, eğilir; kırılmaz.
Millet “Devlet adamı” istiyor; devletin adamına ihtiyacı yok.
Seçim arifesinde bu hatıramı yazmaktaki amacım “devlet adamına” oy vermek, “devletin adamına” oy vermemek mesajının altını çizmektir.
İyi tatiller…
26
önceki yazı