Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da kaldığı misafirhanede bir cinayete kurban gitmesinin İsrail-Filistin çatışmasındaki yeri ve ağırlığı nedir? Bu soruyu yanıtlamak için İsrail’in temel amaçlarının neler olduklarını bilmeliyiz. İsrail’in birincil amacı topraklarını genişletmek, ikincil amacı ise su kaynaklarını kontrol etmektir.
İsrail kurulduğundan beri birçok cephede savaş durumuyla karşı karşıyadır ve bu cephe sayısı zamanlar yükselmektedir. En baştaki cepheler Hizbullah ve Hamas’a karşı olanlardır. Daha evvelki bir yazımda 7 Ekim saldırısının bir İsrail güvenlik zaafından, belki de kendi savunma sistemine aşırı güvenden dolayı önlenememiş olduğunu belirtmiştim.[1] Bu saldırıya İsrail “bana bir zarar verirsen, sana misliyle ödetirim” mantığı dahilinde Gazze’de etnik temizlik yapmakta, Filistin nüfusunu azaltıp orayı İsrail’e katmak çabasında. Öldürülen Filistinlilerin İsrail için insanî değerleri bulunmamakta. Bir açık hapishane olan Gazze’de Filistinlileri yok etmek İsrail amaçlarından sadece biri: İsrail topraklarını genişletme. Golan Tepelerinin İsrail tarafından 1967 yılında işgali ise su kaynaklarını kontrol altında tutma amacına hizmet ediyor. Bu bölge hem Suriye hem de Lübnan’a yakınlığı nedeniyle Gazze’den sonra Hizbullah tarafından açılacak bir ikinci savaş cephesi oluşturmakta. İki ya da çok cepheli savaşların artık mesafe gözetmeyen öldürücü misil ve dronlar tarafından yapılabileceği, yeni çok cepheli savaşların o eski 1967 ya da 1973 savaşlarına benzemeyeceğini de göstermektedir.
Bu durumda İran ne yapabilir? Haniye cinayetinden İran’ın çıkartacağı ders şudur: “nükleer silahlara ve bunların İsrail’i vurmasını sağlayacak teknolojiye en kısa zamanda ulaş.” Bir başka ders ise bu cinayet karşısında İran’ın vereceği karşılığın İsrail’in eline topyekün bir ABD-İsrail (belki de İngiltere) İran’a saldırısını tetikleyemeyecek boyutta olması. İran o kapasitelere ulaşırsa öyle bir saldırı yüzde yüz etken olamayacak, “Demir Kubbe” savunma sistemi İsrail’e yarayamayacak, ama Orta Doğu’da bir nükleer kış başlama olasılığı maksimuma yükselecektir. Böyle bir senaryo ABD menfaatlerine aykırıdır çünkü Çin ve Rusya ile olan çatışma eksenleri bu defa ABD için çoklu cephe savaş olasılığını arttıracaktır. Bu durumda Türkiye için açısından yaşamsal amaç İsrail’in Türkiye’yi de içine çekeceği bir çatışmadan uzak durmaktır. İsrail’in eline kesinlikle bu yönde koz verilmemeli ama İran gibi savaş kapasitesi ve teknolojilerini hızlı bir şekilde yükseltmek gereklidir. Özetle Türkiye caydırıcı olacak saldırı silahlarını arttırmalı ve yerini Filistinlilerin yanında olan bir NATO üyesi olarak güçlendirmelidir. Türkiye ve İran dostluğunun güçlendirilmesi ve Türkiye-Suriye iş birliğinin arttırılması Orta Doğu’da bir denge sağlayacak ve İsrail bu caydırıcılık altında topraklarını genişletme ve su kaynaklarını kontrol etme amaçlarını aşan hareketlerde bulunamayacaktır.[2]
[1] Serdar Ş. Güner. “Explaining Hamas Attack of October 7.” İsrailiyat: İsrail ve Yahudi Çalışmaları Dergisi (Winter, no.13): 6-18.
[2][2] Serdar Ş. Güner. “İran’ın İsrail’e Saldırısı ve İsrail Misillemesi Altında Türkiye: Bir Yapısal Denge Analizi”. Akademik Akıl, Nisan 19, 2024.