Değerli dostlar, iyi bir Nisan ayı geçirmiş olmanızı dilerim.
Belki bu haberi duymuşsunuzdur. Yurt dışında bir araştırma ve analiz şirketinin yaptığı anket sonucunda,2013 yılının en yaşanabilir şehirlersıralamasındamemleketim İzmir, birçok büyük şehri ve ünlü metropolü ardında bırakarak kendisine 6. sırada yer buldu. Yaşam koşullarının ucuzluğu, ulaşım kolaylığı, özgürlük, baskıdan uzak bir şehir olmasıyla İzmir, analistler tarafından tam puan aldı. Bu sonuçla, İzmirlilerin şehirlerine duyduğu gurur bir kez daha perçinlenmiş oldu. Uzmanlar araştırmayı ekonomik refah, insan davranışları, siyasi görüş ve ulaşım kolaylığı gibi birçok kriteri göz önüne alarak gerçekleştirdi.En yaşanabilir şehirlersıralamasında İzmir’e ülkemizden en yakın şehir ise İstanbul oldu ve kendisine 48. sırada yer buldu.
Belki de yine duydunuz, bu yaşanabilir kentimiz İzmir, şu sıralar EXPO adayı. İlk kez 2015’te yapılacak EXPO sergisi için aday oldu. Ama EXPO 2015’i Milano’ya kaptırdı. Ancak bu durumu bir deneyim olarak değerlendiren İzmir, hemen EXPO 2020 için aday oldu.
Peki, nedir bu EXPO derseniz; EXPO’lar, küresel çapta bilgi birikimini daha yaşanılır bir dünya için bir araya getiren organizasyonlardır.Organizasyonu Uluslararası Sergiler Bürosu(BIE)düzenlemekte.
Bu organizasyonda ürünlerden çok fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projeler sergilenmektedir. Dünyanın en eski ve en büyük uluslararası etkinliklerinden biri olan EXPO, başka bir deyişle “Dünya Sergisi” beş yılda bir düzenlenmekte ve altı ay sürmektedir. Katılımcıları arasında devletler, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve şirketler yer almaktadır. EXPO’nun en önemli özelliklerinden biri, temasıdır. Geniş bir kapsama sahip olan temaların tüm insanlığı ilgilendirmesi ve evrensel nitelikte olması gerekmektedir. EXPO, ev sahibi kentlerde kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmaktadır. EXPO alanının büyüklüğü sınırsızdır ve katılımcılar kendi pavyonlarını inşa edebilmektedir. Pek çok icat ilk kez bu sergilerde topluma tanıtılmıştır. EXPO’lar bugüne dek yapıldıkları tüm kentleri köklü bir şekilde dönüştürdükleri gibi, bu kentlere görkemli anıtsal yapılar da kazandırmışlardır. 1851 yılındaki EXPO için yapılan Londra’daki Crystal Palace, 1889 Paris EXPO’su için inşa edilen Eyfel Kulesi, 1958 EXPO’su için Brüksel’de yapılan Atomium ve 1998 EXPO’su için hizmete açılan Lizbon’daki Vasco de Gama Köprüsü, bu yapıların en bilinen ve etkileyici örnekleridir.
İşte böylesine tarihsel önemi olan EXPO’da İzmir, ev sahipliğini fazlasıyla hak eden ve başarıyla üstesinden gelebilecek olan bir dünya kentidir. Bu adaylık sürecinde İzmir için ortaya konulan tema ise “Herkes için sağlık” oldu. Tarih boyunca sağlık konusunda önemli bir yere sahip olan İzmir, dünyanın ilk hastanelerinden biri olan, zamanının en ünlü hekimlerinin yetiştiği Asklepion’a ev sahipliği yapmış; şifalı sularıyla İzmirlilere ve İzmir’i ziyaret edenlere sağlık sunmuştur. Bugün için ise Dünya Sağlık örgütünün “Sağlıklı Kentler Ağı”nın bir üyesi olan ve örgütün koyduğu hedefleri benimseyen İzmir, tam donanımlı pek çok devlet ve özel hastanenin yanı sıra dokuz üniversiteye ve bunlara bağlı beş üniversite hastanesine sahiptir.
Sağlığın günümüzdeki sorunlarını ele almak için, sağlıkla ilgili geleneksel paydaşlar arasında kayda değer bir iş birliği ve koordinasyona ve hatta daha da fazlasına ihtiyaç duyulmaktadır. EXPO 2020 İzmir’in, uluslararası kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, hükümetlerin, ilaç firmalarının, tıbbi cihaz firmalarının, sigorta şirketlerinin, tedarikçilerin ve ilgili diğer kuruluşların fikir alışverişinde bulunmak ve eylem planı oluşturmak için iş birliği yapmak amacıyla bir araya gelebileceği bir forum olması planlanmaktadır.
Ancak bu adaylığın gerçeğe dönüşmesi için acilen yapılması gerekenler de az değildir. Bu iş için altyapının ve eğitimli personelin yeterliliğine, kentin tüm uygun şartlarına rağmen temaya uygun donanımlı kişilerden kurullar oluşturulup hızlı bir tanıtım ve planlama çalışmasına acilen başlanması şarttır. Bu iş için oluşturulacak kurulların yanı sıra devletin tüm kurumları ile eşgüdüm sağlanması da gerekmektedir.
Bunların başında Başbakanlık, Ekonomi, Sağlık, Turizm, Ulaştırma ve Dışişleri Bakanlıkları gelmektedir. özellikle İstanbul odaklı medyanın da özel desteği olmazsa olmazdır. Diğer güçlü dünya şehirlerinden oluşan adayların arasından sıyrılabilmek amacıyla doğal güzellik ve tarih desteğinin yanı sıra şu anda şehirde zaten var olan yüksek kaliteyi de vurgulamak gerekir. Bu vurgunun özellikle uluslararası medyada sıklıkla yapılması şarttır. özel ve kamu sağlık kurumlarından konunun hakimi komiteler oluşturularak yapılacaklar somut projeler halinde ortaya konmalıdır. Belki ancak bu şekilde yaşanabilir şehir İzmirimizi daha üst sıralara yükseltebilecek bir EXPO yapabiliriz.
Esen kalınız.