Yetmişli yıllarda Willam Beaumont Hastanesi (Michigan-Royal Oak USA) pediatri servisine özofagus striktürü tanısıyla Michail adında dört yaşlarında bir erkek çocuk yatırılmıştı. Michail, karavanda yaşayan genç bir ailenin ikiz çocuklarından biriydi. Tüm örselenmiş çocuk özelliklerine sahip olan bu çocuğun öyküsü de bunu doğruluyordu. Michail’ın ikiz kardeşi anne ve babasının ilgi odağı olmuş ve ebeveyninin gösterdiği ilgi ve sevgisiyle, büyümüş ve gelişmişti. Ne var ki, Michail ilgi ve sevgiden yoksun bırakılmış olduğu için, kardeşi gibi gelişememişti. Sanki bunun sorumlusu bu çocukmuş gibi, babası tarafından her olumsuzluğun sahibi olarak görülen Michael, ihmal edilmiş, yok sayılmış ve yalnız bırakılmıştı. Diğer bir deyişle çocuk psikolojik şiddetin her türlüsüne maruz kalmıştı.
Michail bir gün, ortada bırakılan temizlik maddesi şişesini bulmuş ve içindeki sıvıyı içmişti. Bu yüzden oluşan özofagus darlığı sonucu yutma güçlüğü meydana gelen çocuk bu sefer de ağızdan beslenemez duruma gelmişti. Tüm bu katlanarak artan sorunlar ve yoksunlukların etkisi yüzüne yansımış olan çocuk, çevresine karşı ilgisiz, kayıtsız ve duyarsızdı. Aynı günlerde Patrick O’Neal, anneannesinin arabasıyla ekspres yolda giderken anneanneye canının sıkıldığını ve arabadan inmek istediğini söyler. Aldığı olumsuz yanıt üzerine kendisini arabadan atan Patrick, travma olasılığı tanısıyla gözlem altında tutulmak üzere hastanemize gelir. Patrick, Love Story filminin oyuncusu Ryan O’Neal ile yine film yıldızı olan Leigh Taylor Young’ın çocuğu ve Tatum O’Neal’in kardeşidir. O sırada anne ve babası film çevirmek üzere gittikleri ayrı kamplarda oldukları için Patrick anneanneye misafir olmuştur.
Patrick zeki, hareketli ve konuşkan bir çocuktur. Anne ve babası topluma mal olmuş kişiler olduğu için durumu hakkında hastane müdürlüğüne her gün bilgi vermek gerekiyordu. Bu yüzden de tarafımdan ziyaret ediliyor ve rapor hazırlanıyordu. Patrick kendisiyle yaşıt olan Michail’ın odasına yatırıldı. Amaç odaya bir hareketlilik getirmek ve çocukları kaynaştırmaktı. Ancak beklenen olmadı ve çocuklar arasında ilişki kurulamadı.
Bir gün Michail’ı ziyaretim sırasında O’nun saçını parmağına doladıktan sonra yolunan saçlarını yuttuğunu gözlemledim. Bu bilgiyi ekip toplantısında servisin hekim ve hemşireleriyle paylaştım. Bir süre ekip üyeleri tarafından gözlemlenen Michail’ın ameliyat edilmesine karar verildi ve midesinden küçük bir tomar halinde saç çıkarıldı. Doğal olarak bu girişimin Michail’ın genel durumuna katkısı oldu. Bununla birlikte hemşire gözlemi ve ekip çalışması sözde kalmayıp eyleme dönüştürüldüğünde neler başarılabileceği kanıtlanmış oldu.
Michail’ın psikolojik durumunda düzelmeler uzun zaman aldı. Hemşirelerle iletişimi başladı. Bu aşamada sıra çocuğu ailesiyle barıştırmaya gelmişti. Bunu başarmanın çok güç olacağını biliyorduk. Çünkü Michail, o zamana kadar babadan gizli olarak annesi tarafından sadece birkaç kez ziyaret edilmiş, ancak bu ziyaretlerde anne çocuğunu odanın bir köşesinden, ürkek, üzgün, düşünceli izlemiş, aralarında konuşma ya da fiziki temas gerçekleşmemişti. Annenin tavrı ilgisizlikten ziyade çaresizlik olarak tanımlanabilirdi. Bu durumda önce anne ve çocukla çalışmak gerekiyordu. Bu gibi olgularda görevlendirilmek üzere işe aldığım, biri Anne Sağlığı diğeri Çocuk Sağlığı’nda Yüksek Lisanslı iki klinisyeni anne ve çocuk üzerinde çalışmaları için görevlendirdim. Gelişmeleri kendileriyle her hafta yaptığım toplantılarla ve bana hazırladıkları raporlardan izledim.
Anne ile çalışmak uzun zaman alsa da kendisinin işbirliğine hazır olması nedeniyle çalışmalardan beklenilen sonuç alındı. Sıra babayı çalışmalara dâhil etmeye gelmişti. Bu süreçte anneye çok önemli iş düşüyordu. Anneyi bu role de hazırladığımız için baba ile çalışmalarımız düşündüğümüz kadar güç olmadı ve zaman almadı. Bu çalışmalar sonucunda Michail’daki değişikleri izlemek bizlere büyük mutluluk verdi. En önemlisi de Michail artık hastaneye geldiği zamanki gibi yalnız değildi. Ebeveyni ve çevresiyle adeta bütünleşmişti. Onlar tarafından seviliyor ve bunu hissediyor, kendisi de onları seviyordu. Michail’ı evine yaşamı boyu taşımak zorunda olduğu sekelleriyle uğurladık. Ama kontrollere geldiği zamanlar kendisini görmek bizleri mutlu ettiği gibi onu da mutlu etti ve çok sevindirdi.