Türk Jinekoloji Derneği Ankara Şubesinin Genel Kurulu yakın zamanda oldukça yoğun bir katılımla yapıldı.
Yönetim Kurulu faaliyet raporu okunduktan sonra, sıra Denetleme Kurulu raporunun okunmasına geldiğinde nedense Denetleme Kurulu üyeleri salonda hazır olmalarına rağmen bulunamadılar. Yönetim Kurulundan bir arkadaşımız lütfedip raporu iki dakikada okuyuverdi. Zaten iki raporda da birkaç rakamın dışında detaylı olarak hiçbir bilgi verilmedi. Mutad aylık toplantılar ve sponsorlu yapılan 14 Mart balolarının dışında başkaca bir aktivite yoktu.
Haziran listesinde yıllardır Ankara dışında bulunanlarla, ebediyete intikal etmiş olanların bile bulunması, beni pek de hayrete düşürmedi. Önemli olan, şube üye sayısının kabarık olması ve o oranda delege sayısının arttırılması ise, istenilen oldu sayılır. Vefat edenler de oylamada bulundular mı orasını net bilemiyorum.
2000 yılında, yönetimde iken başlattığımız ve aslında diğer pek çok dernek tarafından, yıllardır yapıla gelen asistan eğitimlerinin, elli civarında asistan katılımı olduğundan ve cumartesileri yani tatil günlerinde yapıldığından kaldırıldığını Yönetim Kurulu Başkanının sözlerinden öğrendik. Ankara’da zaten iki yüz civarında asistan var. Bunların ortalama elli kadarı nöbet ve nöbet ertesinde olduğundan kalan yüz ellinin üçte birini bile eğitime alabilmek bence başarı sayılırdı. Bunun yanında giderek katılımcı sayısını arttırma yönünde çaba gösterilse daha şık ve bilimsel olurdu.
İbra işlemini bir çırpıda gerçekleştirdik, zira başkaca konuşma yapan pek olmadı. Seçimlere geçildiğinde ise, salondaki hareketlilik nedeniyle, katılanların sadece seçimde oy vermek için orada hazır bulunduklarını anladık.
Seçim sonunda, Yönetim Kurulunun dokuz üyesinden yedisinin, İki büyük doğumevinden olduklarını gördük. Bunlardan beşi Zekai Tahir Burak Doğumevinden idi (%56). Üniversitelerden ise sadece iki kişi seçilebilmiş idi. Hacettepe, Gazi, GATA, Fatih ve Ufuk Tıp Fakülteleri ile Numune, Ankara ve Atatürk Hastaneleri gibi eğitim kurumlarından aday olmalarına rağmen, hiç kimse seçilemedi. Fakültelerden ise, sadece iki kişi yönetime seçilebildi. Onların yerinde olmayı asla istemezdim. Kalsalar bir türlü, istifa edip ayrılsalar bir türlü. Ben olsam böyle bir kompozisyonda, figüran olmayı içime sindirmezdim.
Aslında, hiçbir kurula aday olmadığımdan seçimlerde ve sonrasında çok rahatım. Seçim sonuçları hakkında rahatça eleştiri yapabilirim. Arkadan dedikodu yapmayıp görüşlerimi net olarak ifade ediyorum ki, Jinekoloji Derneği Ankara Şubesi seçimlerinde, üniversiteler ve iki doğumevi dışındaki tüm eğitim kurumları dışlanmıştır. Bu şube artık bizlere hitap etmiyor. Bundan sonraki aktivitelere katılıp katılmama konusunda kendimi daha özgür hissediyorum. Seçilmiş bulunan değerli arkadaşlarım, Dernek Şubeniz, sizlere hayırlı olsun. Sanırım seçimlerdeki gibi toplantılarınızda da dışladığınız eğitim kurumlarından bilimsel yardım talep etmezsiniz. Kendiniz pişirip kendiniz yiyiniz efendim.