“Güç yozlaştırır, (bozar), mutlak güç mutlaka yozlaştırır, (bozar.)” D. Akton
“Kral yönetmez, hüküm sürer.”
“Demokrasi çiklet gibidir, çiğneme şekline göre şekil alır.” Fazıl Yozgat
“Başkanlık zorun zoru bir sistemdir.” Necmi Yüzbaşıoğlu.
“Her devlette üç çeşit yetki vardır: bir, yasama yetkisi; iki, devletler hukukuna bağlı olan şeyleri uygulama yetkisi; üç, medeni hukuka bağlı olan şeyleri uygulama yetkisi”. Montesquieu
“Yasama yürütme yargı ayrı olmalı. Hırsın hırsla sınırlandırılması gerekir.” J.Madison
“Veremin başlangıçta teşhisi zor, tedavisi kolaydır. Zaman geçip de teşhis ve tedavi edilmezse belirginleşir ve tedavi imkânsız bir hal alır. Bu durum devlet yönetiminde de böyledir.”N.Machiavelli
“Devleti yönetmeye talip olmak cesaret ister, Başarılı olmaksa ilim, irfan ve gayret ister.” La Edri
“Her hipotez, altındaki varsayımlar ve çevrelendiği koşullarla ele alınıp değerlendirilmelidir. Aksi takdirde hipotez olmaktan çıkar, slogan haline dönüşür.” Mahfi Eğilmez.
“Eğer bazınız bazısına emanet bırakırsa, kendisine emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve Rabbi olan Allah’a saygılı olsun” Bakara Suresi, Ayet 283.
“Yine onlar (Mü’minler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler” .Mü’minûn, Suresi, Ayet 8.
“Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten Allah, size ne güzel öğüt veriyor. Allah, her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor”. Nisa Suresi, Ayet 58
“(Mü’minler) emanetlerine ve ahitlerine riayet edenlerdir”.Meâric Suresi, Ayet 32.
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin ve içinizden kendilerine yetki verdiğiniz yöneticilere de itaat edin. Eğer Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz bir meseleyi hemen Allah’a ve Peygamber’e arz edin. Böyle yapmanız hem hakkınızda daha hayırlıdır hem de netice itibariyle daha güzeldir.” Kuran. Nisa Suresi.Ayet 59.
“Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişare ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar. “Kuran. Şura suresi. Ayet 38.
Akademikakil.com’un bu ayın konusu olan CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ hakkındaki görüşlerimi siz değerli okurlarımla paylaşacağım. Böyle bir konunun seçilmesi yeni anayasa çalışmalarının yürütüldüğü günümüzde bu konuya da ışık tutabilecektir. Konuya şu temel yargıyla başlamak isterim. Ülkemizde uygulanan sistemin adı partili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemdir. Siyasi tabirle “sui generus” yani, nevi şahsına münhasır, yani kendine özgü bir sistemdir.
Bunu diğerlerinden ayrılan yönlerini anlayabilmemiz için dünyadaki sisteme bakmamız gerekir. Bunlar 3 tanedir.
Başkanlık, en başarılı örneği ABD’de olan bir sistemdir. Bu sistemin dünyadaki 193 ülkede başarılı olacağının kanıtı yoktur. Sistemlerden hangisi uygulanırsa uygulansın onun başarı şansı ülkelerin sosyal, ekonomik ve siyasal koşullarıyla ilgilidir. Bunun rakamsal kanıtlarını OECD ve Dünya Bankası verilerinden tabloları aşağıda sundum.
Yarı başkanlık sistemi, hibrid sistem, Fransa, Portekiz, Finlandiya, Polonya gibi ülkelerde uygulanan ve en başarılı örneği Fransa olan sistemin adıdır. Aynı kanaat bu sistem içinde geçerlidir.
Parlamentarizm, en başarılı örneği İngiltere olan ve dünyada en çok uygulanan yönetim sisteminin adıdır.
Partiler, sistemlerde en önemli degişkenlerin başında gelir. ABD’de iki parti, İngiltere’de fiilen iki parti varken Türkiye’de 104 parti vardır. Partilerin sayısı, tipleri, üyeleri sistemi dolaylı etkiler.
Monarşi, mutlaki ve meşruti monarşi olmak üzere ikiye ayrılır. Suudi Arabistan, Kuzey Kore mutlaki monarşi iken İngiltere, Japonya, Hollanda, Lüksemburg, İsveç, Norveç, Belçika, İspanya gibi ülkeler meşruti monarşinin tipik örneğini teşkil eder.
Seçim sistemi: yönetim sistemlerini etkileyen bir diğer değişkense seçim sistemidir. Kimi ülkelerde baraj varken diğerlerinde yoktur. ABD gibi ülkelerde başkanı halk seçmez, seçiciler kurulu olan ikinci seçmenler seçer. Ama ülkemizde Cumhurbaşkanını doğrudan halk seçer.
Kültür, Sosyolojik yapı: Başkanlık yarı başkanlık veya parlamenter sistem adı ne olursa olsun bu sistemlerin başarısı ülkelerin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yapılarıyla doğrudan ilgilidir. Latin Amerika’da bazı ülkelerde enformel sektörün ülke ekonomisindeki payı %30- % 50’den fazladır. Bu oranı Avrupa ülkelerinde görmek nerdeyse imkânsızdır.
Ülkemiz özelinde Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan diye iki meclis uygulandı. 1961 Anayasasında TBMM ve Cumhuriyet senatosu uygulandı. 1921 ve 1924 anayasalarında, 1982 anayasasında tek meclis sistemi uygulandı. Kuvvetler birliğini 1921 Anayasasında, meclis hükümet sistemini 1924 Anayasasında, kuvvetler ayrılığını 1961 Anayasasındauyguladık. Cumhurbaşkanını TBMM’nin seçtiği, Cumhuriyet senatosunun seçtiği ve halkın seçtiği tüm seçenekleri uyguladık. Bunlar yukarıda belirttiğim temel yargıyı doğrulamaktadır. Sonuçta yine başa döndük kanısındayım. Bence bunun nedeni Anayasa ve Hükümet sistemi konusunda analitik çalışma yapılmamasındandır. Ehil olmayan kişilerin üst makamlara eksik bilgi vermesidir. Yoksa sayın Cumhurbaşkanımıza bu kadar iş yoğunluğu ve imza işlerinin getirilmesi bürokrasinin doğasına aykırı gözükmektedir. Hâlbuki “karşı imza” kuralı ve “ishar” sistemiyle iş yükü azaltılabilirdi. Sadece belli kişi ve gruplar akıllı olamayacağına göre yönetimde liyakat, adalet, ehliyet ve hakkaniyet ilkeleri öncelenebilirdi.
2000-2014 dönemine ilişkin özet tablolar aşağıdaki gibidir.
Tablo 1. Parlamenter Demokraside Beş Hükümet Tipine Göre Ortalama Hükümet Ömürleri ve Sıklıkları, 1945-2010
Hükümet Tipi | Süresi | Yılı |
Asgari çoğunluklu tek parti | 56 | 8,2 |
Asgari çoğunluklu koalisyon | 85 | 3,64 |
Tek partili azınlık | 42 | 2,57 |
Azınlık koalisyonu | 62 | 1,52 |
Geniş çoğunluklu | 106 | 2,27 |
Bütün hükümetler | 351 | 3,45 |
Kaynak: (Lijphart, 2016: 165)
Yönetim Şekli | Sayı |
Parlamenter Sistem | 86 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 41 |
Başkanlık Sistemi | 59 |
Diğer (Mutlak Monarşi, Tek Parti, Cunta, Geçiş Aşamasındaki Yönetimler) | 13 |
Toplam 199
Tablo 2. OECD’ye Üye Ülkelerin Hükümet Sistemler
Parlamenter aşkanlık Sistemi Başkanlık Yarı başkanlık |
1 Almanya 1 ABD 1 Fransa |
2 Avustralya 2 Meksika 2 Portekiz |
3 Avusturya 3 Şili 3 Polonya |
4 Belçika 4 Güney Kore |
5 İngiltere |
6 Çek Cumhuriyeti |
7 Danimarka |
8 Estonya |
9 Finlandiya |
10 Hollanda |
11 İrlanda |
12 İspanya |
13 İsrail |
14 İsveç |
15 İsviçre |
16 İtalya |
17 İzlanda |
18 Japonya |
19 Kanada |
20 Lüksemburg |
21 Macaristan |
22 Norveç |
23 Slovak Cumhuriyeti |
24 Slovenya |
25 Türkiye |
26 Yeni Zelanda |
27 Yunanistan |
Tablo 3. Hükümet Sistemlerine Göre OECD Nüfus Dağılımı
Hükümet Sistemi | Toplam Nüfus (Milyon) | Oran (%) |
Başkanlık Sistemi | 430 | 40 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 114.631 | 9 |
Parlamenter Sistem | 643.916 | 51 |
Toplam | 1.270.977 | 100 |
Kaynak: (worldbank.org, 2016)
Tablo 4. OECD’ye Üye Ülkelerin Hükümet Sistemlerine Göre GSMH’sindaki Değişim (2000-2014 Yılları Arası)
2000 GSMH (milyon ABD doları) | 2014 GSMH (milyon ABD doları) | Değişim | Değişim (%) | |
Başkanlık Sistemi | 11.609.389 | 20.382.135 | 8.772.746 | 76 |
Parlamenter Sistem | 13.843.594 | 24.847.701 | 11.004.107 | 79 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 1.658.682 | 3.604.276 | 1.945.594 | 117 |
Toplam | 27.111.665 | 48.834.112 | 21.722.447 | 80 |
Kaynak : (worldbank.org, 2016)
Tablo 5: OECD’ye Üye Ülkelerin Hükümet Sistemine Göre GSMH’sı (2000 Yılına Göre)
Hükümet sistemi | GSMH (milyon ABD doları) | OECD’ye üye ülkelerin toplamından aldığı pay (%) | Ülke sayısı |
Başkanlık Sistemi | 11.609.389 | 42,82 | 4 |
Parlamenter Sistem | 13.843.594 | 51,06 | 27 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 1.658.682 | 6,12 | 3 |
Toplam | 27.111.665 | 100,00 | 34 |
Kaynak: (worldbank.org, 2016)
Tablo 6: GSMH’sı En Yüksek OECD Ülkeleri (2014 Yılında)
Ülke | Hükümet Sistemi | GSMH |
ABD | Başkanlık Sistemi | 17.419.000 |
Japonya | Parlamenter Sistem | 4.601.461 |
Almanya | Parlamenter Sistem | 3.868.291 |
İngiltere | Parlamenter Sistem | 2.988.893 |
Fransa | Yarı Başkanlık Sistemi | 2.829.192 |
Kaynak : (worldbank.org, 2016)
Tablo 7. Hükümet Sistemlerine Göre Kişi Başına Düşen Milli Gelir (2000-2014 Yılları)
2000 GSMH (milyon dolar) | Nüfus (000) | Kişi Başına Düşen Milli Gelir (dolar) | |
Başkanlık Sistemi | 11.609.389 | 447.149 | 25.963 |
Parlamenter Sistem | 13.843.594 | 598.284 | 23.139 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 1.658.682 | 109.461 | 15.153 |
Toplam | 27.111.665 | 1.154.894 | 23.475 |
2014 GSMH (milyon dolar) | Nüfus (000) | Kişi Başına Düşen Milli Gelir (dolar) | Değişim (%) | |
Başkanlık Sistemi | 20.382.135 | 512.430 | 39.775 | 13.812 |
Parlamenter Sistem | 24.847.701 | 643.916 | 38.588 | 15.450 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 3.604.276 | 114.631 | 31.442 | 16.289 |
Toplam | 48.834.112 | 1.270.977 | 38.422 | 14.947 |
Kaynak: (worldbank, 2016)
Tablo 8. En Yüksek Milli Gelire Sahip OECD ülkeleri (2014 Yılı)
Lüksemburg | Parlamenter Sistem | 116.613 |
Norveç | Parlamenter Sistem | 97.300 |
İsviçre | Parlamenter Sistem | 85.617 |
Avustralya | Parlamenter Sistem | 61.980 |
Danimarka | Parlamenter Sistem | 60.718 |
Kaynak: (worldbank, 2016)
Tablo9. Milli Geliri En Çok Artan OECD Ülkeleri (2000-2014 Yılları Arasında)
Estonya | Parlamenter Sistem | 395 |
Slovak Cumhuriyeti | Parlamenter Sistem | 242 |
Çek Cumhuriyeti | Parlamenter Sistem | 225 |
Yeni Zelanda | Parlamenter Sistem | 225 |
Polonya | Yarı Başkanlık Sistemi | 219 |
Kaynak: (worldbank, 2016)
Tablo:10 OECD’ye Üye Ülkelerin Hükümet Sistemine Göre Ortalama Büyüme Oranları (2001-2015)
Başkanlık Sistemi | 3,48 |
Parlamenter Sistem | 2,05 |
Yarı Başkanlık Sistemi | 0,36 |
OECD | 1,68 |
Kaynak: (OECD.org, 2016)
Tablo:11. En Düşük Ortalama Enflasyon Oranına Sahip OECD Ülkeleri (2001-2015)
Japonya | Parlamenter Sistem | 0,07 |
İsviçre | Parlamenter Sistem | 0,45 |
İsveç | Parlamenter Sistem | 1,25 |
Almanya | Parlamenter Sistem | 1,48 |
Fransa | Yarı Başkanlık Sistemi | 1,50 |
Kaynak: (OECD.Stat, 2016)
“Ekonomik özgürlük endeksinin hesaplanmasında yöntem olarak, “Hukukun üstünlüğü, kamunun büyüklüğü, yasal düzenlemede etkinlik ve piyasaların açıklığı” olmak üzere eşit ağırlık verilen dört ana başlık bulunmaktadır. Her bir ana endeksin altında, yine eşit önem atfedilmiş üç alt kategori bulunmaktadır. Bu kategoriler,
– Hukuk: Mülkiyet hakları, devletin düzgünlüğü ve yargının etkinliği,
– Devletin büyüklüğü: Devlet harcamaları, vergi yükü ve mali sağlık,
– Düzenlemede etkinlik: İş ortamı ve emeğin özgürlüğü ile parasal özgürlük,
– Açık piyasalar: Ticaret ile yatırımların özgürlüğü ve finansal özgürlük, olarak sınıflandırılmıştır.”
(Kaynak: Ayhan Koç, Hükümet Sistemlerinin Politik Ekonomi Üzerine Etkileri. OECD ve G 20 Ülkeleri Üzerine Bir İnceleme. İstanbul Ünv. Sbe. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim dalı. dr. tezi İstanbul 2018) .
G20 ülkeleri: ABD, İngiltere, Japonya, Kanada, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya, Avustralya, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Çin, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, Türkiye ve Avrupa Birliği’dir.
Parlamenter sistemle yönetilen ülkeler:
Kanada, Jamaika. 2 tane Amerika’da.
Bulgaristan, Çekya, Estonya, Macaristan Letonya, Slovenya. 6 tane Avrupa’da.
Avusturya, Belçika, Danimarka, Almanya, Yunanistan, İzlanda, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İspanya, İngiltere. 13 tane Avrupa’da.
İsviçre Konfederasyonu. 1 ülke.
Avustralya, Fiji, Hindistan, Malezya, Nepal, Singapur, Tayland, 8 ülke Asya’da.
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye.
Botsvana, Senegal, Güney Afrika Cumhuriyeti. 3 tane Afrika’da.
Başkanlık:
Brezilya, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Guatemala, Honduras, Meksika, Nikaragua, Paraguay, Uruguay 13 tane Latin Amerika’da.
Belarus 1 Avrupa’da.
Bangladeş, Pakistan, Kuzey Kore, Filipinler 4 tane Asya’da.
Gambiya, Gana, Malavi, Namibya, Uganda, Zaire, Zambiya 7 tane Afrika da.
Yarı başkanlık.
Arjantin, Bolivya, Peru, Venezüella. Latin Amerika’da 4 tane.
Fransa, Portekiz Litvanya, Polonya, Romanya, Rusya, Ukrayna. Avrupa’da 7 tane.
Sri Lanka, Tayvan. 2 tane Asya’da.
ABD bağımsızlık bildirgesinden bu yana Anayasasını sık sık değiştirmemiştir. Seçim sistemi, seçimin günü, ayı yazılıdır. Bizde farklı yıllarda farklı seçim sistemin olması ve sık değişmesi sistemi tıkamaktadır. ABD’de başkan yardımcısı aynı zamanda senato başkanıdır. Çünkü meclis iki sistemlidir. Bizde tek meclistir. Bizde Cumhurbaşkanı yardımcısı adı üstünde Cumhurbaşkanı yardımcısıdır. ABD’de 2 parti varken bizde seçime girme yeterliliği olan 104 parti vardır. Dolayısıyla ülkemizde mevcut uygulanan sistemi Başkanlık sistemi diye adlandırmak zordur. Başkanlık sistemiyle ayrılıklar benzerliklerden fazladır. ABD federal yönetimdir. Almanya federal olmasına rağmen parlamenter sistemdir. Ülkelerin üniter veya federal olması da yönetim yapısını etkilemektedir. ABD’de her eyaletin yasama, yürütme ve yargısı ayrıdır. Nebraska dışında her eyaletin 2 meclisi vardır. Valiler seçimle gelir. Bizde ise üniter yapının doğası gereği valiler merkezden atanır. Vesayet yetkisi ve yetki genişliği uygulaması Anayasada vardır. Montesquieu’nün bu düşünceleri Birleşik Devletleri’nin 1787 yılındaki anayasa hazırlıklarında önemli bir rol oynamıştır. Birleşik Devletler Anayasası’nın fikir babası sayılacak üç şahsiyet (Alexander Hamilton (1755-1804), James Madison (1751-1836), John Jay (1745-1829) bu konuyla alakalı 85’e yakın makale yayınlamışlar (Kasanen, 2007: 168).Bizdeki padişahı yıkmaya çalışmaların alternatif tezleri neredeyse yoktur.
Yarı başkanlık sisteminin özelliği. İki meclislidir. Fransa’da senatoyu halk seçmez. İkinci seçmenler seçer. Fransa’da başbakan vardır. Çok partilidir. Organik yasa uygulaması vardır. Bu sistemlerde bizdeki uygulanan sisteminin ayrılıkları benzerliklerinden fazladır.
Parlamenter sistemin en iyi uygulandığı İngiltere meşruti monarşidir. İki meclislidir. Lordlar kamarası atamayla gelir, 28 tane papaz atanası vardır. Bizdeki uygulamayla da ayrılıklar benzerliklerden fazladır. Dolayısıyla ülkemizde yönetim sistemi ve Anayasa hakkında yazılacak çok şey vardır. (İleriki günlerde yazabilirim). 1649-1660 yılları arası Oliver Cromwell delaletiyle Britanya’yı ordu yönetti. Kısa bir cumhuriyet deneyimleri oldu. Diğer zamanlarda meşruti monarşiyle yönetilen bir ülkedir. Parlamentarizmin tipik örneği İngiltere’de yönetim partilerdedir. 2 partilidir. Yargısal yorum olmamaktadır. Kral yürütmenin getirdiği yazıları imzalar. Veto yoktur. Yine Britanya’da 3 tür kabine vardır. Birincisi 20-25 kişilik mevcut yürütme organı kabine. İkincisi “non-cabinet “ yani 30 kişi kabine dışında gölge kabine. Üçüncüsü ise “junior minister cabinet” 40 bakandan oluşan kıdemsiz bakanlar kuruludur. İngiltere’de yargı bağımsızdır. Yargıtay ve AYM’nin görevlerini kısmen Lordlar kamarası yerine getirir. Yazılı anayasası yoktur.
1215’te başlayan 1701’de tekemmül etmiş olan İngiliz devlet teşkilatı, yavaş yavaş ve hayatın gerçeklerine uydurularak gelişmiştir. Diğer birçok ülkede görüldüğü gibi, yapılan inkılaplar, birçok kan dökülmesine ve mazinin/geçmişin yıkılmasına sebep olmamıştır. 1701’deki misakın birinci maddesi İngiliz Kralı’nın İngiliz Kilisesine mensup olmasını şart koşarken, 4. maddesi Kralın yabancı danışman/ müşavir çalıştırmasını yasaklar. Leon D. Epstein’e göre ise parlamenter sistem, “yürütme iktidarının yasama iktidarından kaynaklandığı ve ona karşı sorumlu olduğu anayasal demokrasi tipidir.”
Başkanlık sisteminin özetle karakteristik özelliği, başkan hem devletin hem de hükümetin başıdır. Başkan yassmayı feshedemez. Başkan yasama organının çalışmalarına katılamaz. Başkanın veto yetkisi vardır. Yarı başkanlık sisteminin karakteristik özellikleri ise, Cumhurbaşkanın halk tarafından seçildiği parlamenter sistemdir. Cumhurbaşkanı geniş yetkilere sahiptir. Bu sistemde başbakan vardır. Parlamenter sistemin ayrıştırıcı özelliği ise özetle, gelenek önemlidir. Bu sistemin en iyi örneği olan İngiltere’de bunun kökleri 1066 Hasting savaşına kadar gider. 1215 Magna Charta kilometre taşlarından biridir. 1689 haklar beyannamesi de önemli bir gelişmedir. 1701 Veraset Kanunu da bu sistemin işlevselliği konusunda etkili olmuştur.
Sonuç ve öneri, sistem ve anayasa tartışmaları ülkemizin önemli sorunlarının başında gelmektedir. Çünkü hukuk devleti, sosyal devlet ve modern devlet kavramları ışığında sistemin aksayan yönleri düzeltilmelidir. Ama burada önemli nokta Tanzimat’tan bu yana denenmeyen parlamento sistemi, seçim sistemi, bakanlık sistemi neredeyse hapsi uygulanmış yine de aksıyorsa sorun kök sorun demektir. Ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal dinamikleriyle ilgilidir. 17. yüzyılın neredeyse üçte biri Arnavut kökenli Sadrazamlarla idare edilmesi sonunda bazıları kendi ülkeleri lehine çalışmıştır. Bu sistem konularında daha sonraki yıllarda Genç Osmanlılar, Jön Türkler, İttihat ve Terakki’nin yönetici kadrosu konuları bilmeden karar almaları günümüzü etkilemektedir. Öz eleştiri yaparak konuya bilimin ışığında önyargılardan arınarak yaklaşmakta fayda vardır. Güçlendirilmiş partili Cumhurbaşkanlığında “ekonomi uçacak” diyenlerin dedikleri olmadı. Güçlendirilmiş partili cumhurbaşkanlığı sistemini savunmuş biriyim. Ama eleştirilerimi yazarak savundum. Şimdi ise bu sistemin değiştirilmesi zor ama mutlaka düzeltilmesi gereken yönlerinin olduğu kanısındayım.
Bunların başında 50+1 meselesi, karşı imza kuralındaki aksaklılar, Cumhurbaşkanının mahfuz yetkisi, sürekli aynı kişiler ve ailelerin yakınlarının bürokraside yer almaları, adalet, liyakat, bilgi ve donananımın gerektiği şekilde gözetilmemesi başta gelmektedir. Sened-i İttifak, Tanzimat, Islahat, I. Meşrutiyet, II. Meşrutiyet gerek yönetici gerek entelektüel kadroları toplumsal yapımıza uygun yerli milli, dini ve milli hassasiyetlerin gözetildiği yönetim sistemini oluşturmakta başarılı olamamıştır. Sürekli padişahı eleştirmek, batıda yaşanan sosyal ekonomik merhaleleri yaşamayan Osmanlı’ya dayatmayla bazı fikirler ileri sürmüşler ama bunlar ülkemiz nezdinde karşılık bulmamıştır. 1871’de devlet olan Almanya ise sosyal, hukuki, siyasal şartlarını düzelterek ekonomik alanda neredeyse çağ atlamıştır. Dönemsel analiz yöntemiyle Osmanlı ile karşılaştırdığımızda bizde padişaha karşı grupların sadece çıkar ilişkisi sonucu karşı çıktıkları, alternatif sunmadıkları gerçeği ortaya çıkar. (Eleştirdikleri sisteme meclis başkanı olunca amaçlarına ulaştılar, Ahmet Rıza örneğinde olduğu gibi.)
Ortak akılla, samimi bilimsel verilerin ışığında ülkemizde sistemin aksayan yönlerinin düzeltilerek gelecek nesillere müreffeh dünya bırakma umuduyla çalışmamız gerektiği kanısındayım.
Selam ve saygılarımla.