Kadın Doğum Kliniğinde Çalışan Olmak: Zor!

Bir telefon çalar: ‘İlk hastayı ameliyathaneye gönderir misiniz?’. Hemşire hanım hastayı hazırlar, sedyeye aktarır, personel eşliğinde hastayı ameliyathaneye indirir. Hastayı ameliyathaneye teslim ederken, ameliyattan çıkan diğer hastayı ise teslim alır, servise çıkarır. Ameliyat sonrası ilk bakımını yapar, serumlarını düzenler, tansiyonunu ölçer, nabzına bakar, bu arada hasta yakınlarının ameliyatın nasıl geçtiğine dair sorularını cevaplar. Yine telefon çalar, diğer hasta ameliyat için çağrılır. Bu kısır döngü tüm ameliyat olacak hastalar bitene kadar gün boyunca devam eder. Jinekoloji Servisi’nin işleri bitmek bilmez, birde basit müdahaleler için yatan hastalar vardır; endometrial biyopsiler, bartolin kist eksizyonları, küçük müdahaleler… Günübirlik yatan tüm hastalar için dosyalar hazırlanır, hekime müdahale sırasında eşlik edilir, evraklardaki eksiklikler tamamlatılır, derken tüm gün servisin sekreterleri, hemşireleri, personelleri dinlenecek vakit bulamaz…

Obstetri Servisinde de işler hiç bitmek bilmez. Sancılı gebeler takip için yatar, dosyaları hazırlanır, tedavileri başlanır, hastanın ve yakınlarının soruları cevaplanır, erken doğum yapacağından endişe duyan hastalar sakinleştirilir, bitip tükenmek bilmeyen NST’ler çekilir, çıkışlar yapılır. Günübirlik hidrasyon için yatırılan hastaların dosyaları doldurulur. Diğer taraftan sezaryen için gönderilecek hastalar hazırlanıp personel eşliğinde ameliyathaneye teslim edilir. Derken mesai biter, hemşire, personel ve sekreterler bitkin halde evlerinin yolunu tutar.

Postpartum Servisinde de gidişat çok farklı değildir. Doğumhaneden gelen yeni doğum yapmış, yorgun ve bitkin hastalar servise kabul edilir. Hizmet edilmesi gereken hem anne hem bebek vardır. Anne yorgun savaşçı gibidir, bebeği ile ilgilenecek hali yoktur. Bir yandan annenin kanamasını kontrol edip tedavilerini yapmakla sorumlu olan hemşire hanımlar, diğer taraftan bebeğin durumunu da kontrol etmekle görevlidir. Yeni doğan bebeğin beslenmesini, genel durumunu ve vital bulgularını kontrol eden hemşire hanım aynı zamanda hasta yakınlarının sorularına cevap yetiştirir. Hastaların ne zaman taburcu edileceği, anormal bir durum olup olmadığı ve bebeklerin durumları hakkında bilgiler verir. Yeni yatan hastaların yatakları hazırlanır, tabucu edilen hastaların yatakları toplanır, dosyalar düzenlenir ve beklenen an gelir, mesai biter, çalışanlar yorgun halde evlerinin yolunu tutar.

Sezaryen Servisi de diğer servisler gibi yoğun çalışır. Bir yandan sezaryen için gidecek hastaların hazırlanması, diğer yandan sezaryen ameliyatından çıkan hastaların teslim alınması, ameliyat sonrası tedaviler, yeni doğmuş bebeğin takibi ve  hasta yakınlarının bitmeyen sorularının cevaplanması…. Bu sirkülasyon mesai bitiminde sona erer ve nöbetçi ekip işleri devralır.

Acil Servis ayrı bir hikâyedir. Yeni gelen hastaların muayenesi, hekimin gerekli gördüğü tetkiklerin alınması, sonuçların takip edilmesi, gebelere NST çekilmesi, poliklinikte muayene olamamış acil olmayan hastaların değerlendirilmesi, yatışların hazırlanması, günübirlik serumların takılması, nihayet mesainin bitmesi ile mevcut ekibin nöbetçi ekip ile yer değiştirmesi…

En zor birimlerden biri ise beklenmeyen hadiselerin yaşanabildiği, sürekli uyanık ve tedbirli olmayı gerektiren, iki canın sıkı takibinin yapıldığı çok riskli bir alan olan doğumhanedir. Normal doğum için yatan hastaların sıkı NST takipleri ebe hanımlar tarafından yapılır, annenin vital bulguları takip edilir, riskli durumlar değerlendirilir, hekim sürekli bilgilendirilir, hasta yakınlarına saat başı hasta hakkında bilgilendirme yapılır, doğum eyleminin bitiminde anne ve bebeği sağ salim teslim edebilmek için tüm gayret ve özen gösterilir. Süreç normal ilerlerken beklenmedik sürprizler hastanın ameliyata alınmasına yol açabilir, büyük bir panik yaşanabilir, anne ve bebeği sağlıklı olarak kurtarmak için saniyeler ile yarışmak zorunda kalınabilir. Ebe hanımlar, personeller ve sekreterler canla başla çalışırlar. Sonunda mesai biter ve çalışmalar nöbetçi ekip ile devam eder.

Kadın Doğum Polikliniği’nde de durum aynıdır. Gelen tüm gebe hastalar acil olduklarını ve geldikleri saatte bakılmaları gerektiğini ısrarla söyler. Gebe hastalar geri çevrilemez, çünkü bebeğin iyilik durumu değerlendirilmelidir. Poliklinik sekreterlerinin ne hasta kaydı azalır, ne doldurulması gereken takip formları biter, ne de tetkik istemleri sonlanır. Hele sistem sorunlu ise hasta ve yakınları ile ciddi kaoslar yaşanır. Kan alma ünitesinin alınacak kanları bitmez, kirlenmiş jinekolojik masaların temizliği bitmez, NST odasında çekimler sona ermez, tansiyonlar ölçülür, ultrason cihazları silinir, paspaslar atılır. Sonra bakarsınız mesai bitmiş, ancak sekreterler, hekimler, personeller, hemşireler pert olmuş…

Her ne kadar çok yorucu olsa da ve tüm çalışanlar rahat kliniklere geçebilmek için çaba harcasa da; Kadın Doğum Kliniğinde çalışmak aslında bir ayrıcalıktır. Ameliyata gönderilen hasta hemşiresini asla unutmaz. Doğum yapan hasta ebesini unutamaz. İsimler unutulur ama cisimler hiç ummadığınız bir yerde hatırlanır. Minnet dolu gözlere maruz kalırsınız sıklıkla… Bebeğin doğum bilgilerini giren sekreterler bile hatırlanır. Aylar sonra anne bebeğini kucağına alır ve servise gelir; tüm hemşire, ebe, sekreter ve personellere teşekkürlerini iletir. Anneler dokuz ay boyunca poliklinikte muayene olmak için kaydını yapan sekreterlere bile şükranlarını sunar. Yattığı serviste odasını her gün temizleyen personele müteşekkir kalır. Hastalar için unutulmaz kişiler olursunuz, hem de bir ömür boyu….

Tüm sağlık çalışanlarına sonsuz teşekkürler…