Tıp Fakültesi son sınıfa başladığımda pediatri uzmanı olmayı düşünüyordum. Ancak son sınıfta pediatri stajı sırasında çocuk hastaları gördüğümde çok üzüldüm. Çocuklara hastalığı hiç yakıştıramadım. Ben çocukların neşe dolu olmasına alışkındım, hasta olmalarına değil. Fikrimi değiştirdim hemen. Acaba neyi tercih etmeliydim uzmanlıkta?
Bizim uzmanlık sınavına girdiğimiz 1998’li yıllarda sistem biraz farklıydı. Önce üniversitelerde mevcut olan uzmanlık kadroları açıklanır, sınav öncesi tercihler yapılır ve sonra uzmanlık sınavına girilirdi. Sınava gireceğim yıl Trabzon’da dahiliye ve beyin cerrahi kliniklerinde uzmanlık kadroları açılmıştı. Ailem il dışına gitmemi istemediği için ilk tercihime Trabzon Dahiliye Bölümünü yazmak zorunda kalmıştım. İkinci tercihim ise memlekete yakın olması nedeniyle Erzurum’du. Erzurum’da ise Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünde kadro vardı ve orayı tercih ettim. O zamanlar Trabzon dahiliye 50’li puanlarla kazanılıyordu. Ben de uzmanlık sınavına çalışmıştım, Trabzon dahiliyeyi kesin kazanırım diye düşünüyordum. Sınavım da fena geçmemişti. Dört gözle sınav sonuçlarının açıklanmasını bekliyordum. Nihayet sonuçlar açıklandı, Erzurum kadın doğumu kazandığımı öğrendim. Şaşkındım, yüksek puan almama rağmen Trabzon dahiliyeye girememiştim. Trabzon dahiliye ilk defa çok yüksek puanla asistan almıştı. Daha sonra öğrendim ki, Trabzonlu başarılı bir hekim arkadaşımız ilk tercihine Trabzon dahiliyeyi yazmış. Nihayet 1998 yılının Aralık ayında beş yıl sürecek olan zorlu asistanlık süreci başladı ve 2003 yılında uzman oldum.
Yaklaşık 18 yıldır kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak görev yapmaktayım. Bu meslek gerçekten çok zor ve riskli. Ama bir o kadar da mutluluk verici… Çocuk sahibi olamayan aileye gebe olduğu müjdesini vermek müthiş bir duygu. Bebeğin gelişimini dokuz ay boyunca izlemek heyecan verici. Hele doğum apayrı bir olay. Bebeğe dokunmak, annenin kucağına vermek, annenin mutluluk gözyaşlarına şahitlik etmek… Ve doğumun ardından anne ile göz göze gelmek… Annenin size minnet dolu bir bakışı vardır ki, dünyaları verseniz bu duyguyu yaşayamazsınız. Yıllar geçse bile anne sizi asla unutmaz, o minnet dolu bakışlar her zaman devam eder. On yaşındaki kızını getirir, sizi anlatır minnetle. Çocuklar da o kadar masumdur ki, hemen sarılır size, ailesinden biri gibi.
Tabii ki riskli bir branştır kadın doğum. Travayda takip ettiğiniz gebenin başına her şey gelebilir. Hiçbir sebep yokken anne karnında ani bebek ölümleri olabilir. Sezaryen için yatırdığınız hastanın bebeği sebep yokken düşük APGAR ile doğabilir. Anlam veremediğiniz hipoksik bebekler dünyaya gelebilir. Omuz takılmaları olabilir. Erken doğumlar, düşükler, daha neler neler… Biz öngöremediğimiz olumsuz hadiseleri önleyemeyiz. Ama asıl zor olan, bu olumsuz durumlar başımıza geldiğinde bu durumu aile ile nasıl paylaşabileceğimizdir. Hasta tarafından bakıldığında da zor bir durumdur. Tüm aile sağlıklı doğacak bir bebeğe odaklanmıştır. Evde bebek odası hazırlanmış, beşiğinden çorabına kadar tüm bebek alışverişi yapılmış ve dört gözle beklenen bebeğin nihayet doğum zamanı gelmiştir. Hekim açısından da zordur olumsuzluklar. Her şey yolunda giderken bir anda tepetaklak olursunuz. Nöbette başıma gelen bir omuz takılması vakası nedeniyle çok üzülmüştüm ve aylarca uyku sorunu yaşamıştım. Hastanın eşinin ifadesi ilginçti, “Hocam sizin elinizden geleni yaptığınızı biliyorum, ancak etrafımdaki herkes sizin suçlu olduğunuzu söylüyor, mecburen şikayetçi olacağım”. Ancak hastanın eşi bilmiyordu ki, omuz takılması olduğu anda benim içimden “Allahım, bu bebeğe bir şey olmasın, karnımdaki beş aylık bebeğime ne olursa olsun!” dediğimi. Aslında ben en az hasta kadar perişandım o gün.
İstemediğiniz birçok olay gelebiliyor başınıza. Hastaya bir gün önce bakarsınız, her şey yolundadır, bir gün sonra bebek ölebilir, ya da erken doğum gerçekleşebilir. Hasta ve yakınları yine size suçlayıcı ifadelerle gelir. Bunlara zamanla alışıyorsunuz. Düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçen sporcular, hiçbir patolojik durumları olmadığı halde maç sırasında kalp krizi geçirebiliyorlar. Aslında bizim başımıza gelenler de bu durum gibidir. Her şey normal görünür ama tespit edemediğimiz problemler vardır.
Her meslekte olduğu gibi bu meslek de sevilerek yapılmalıdır. Hele ki anne ve bebek olarak iki canla uğraşılan bu mesleğin sevilmeden yapılabilmesi imkânsızdır. Şikayetler, davalar her meslekte vardır ve son 10 yılda daha çok artmıştır. Çünkü artık eski hasta profili yoktur. Hekime olan güven azalmış, her yapılan müdahalenin performans için yapıldığı düşünülür hale gelmiştir. Hele hasta hakları düzenlemelerinden sonra şikayet edilmek hekimler için hayatın olağan bir sürece dönüşmüştür. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, bir anneyi doğum sancılarından kurtarıp doğurtmak, sağlıklı bir bebeği annenin kucağına vermek çok haz verici bir duygudur. İyi ki kader beni bu mesleğe sürüklemiş…
Yeni yılın tüm dünyaya ve ülkemize hastalıksız ve mutlu günler getirmesi dileklerimle….
5 yorum
Okurken çok duygulandım çünkü aynı şeyleri hep hissettim kadin doğum isteyen arkadaşların özellikle okumasını tavsiye ederim mesleğimizin nekadar riskli ve nekadar güzel olduğunu çok güzel anlatmışsınız hocam elinize sağlık
Ellerinize sağlık. Doktorluk çok zor, kadın Doğum uzmanlığı daha bir zor. Acili var, hem anne hem bebeğin Sağlığı ile uğraşıyorsunuz. Hakkınız ödenemez. İşinizi en güzel şekilde yapıyorsunuz ve bunun karşığında saygıyı hak ediyorsunuz.
Eline yüreğine sağlık güzel arkadaşım
Mesleğinizi az, öz ve samimiyetle çok güzel ifade buyurdunuz doktor hanım. Kaleminize, kelâmınıza sağlık. Malumunuz dur ki, dikensiz gül bahçesi olmuyor. Tabii olarak elinize diken batmadan güllere ulaşılmıyor. Her mesleğin güzellikleri olduğu gibi riskleri de var. Ancak sizin mesleğinizin riski çok ağır oluyor. Rabb’im bu ağırlığı taşıyabilecek güç ve kuvvet versin, elinize sağlık, gönlünüze ferahlık versin, yâr ve yardımcınız olsun inşaellah.
Gerçekten okurken içim de heyecan ve hüznü birarada yaşadım.o kadar içten ve samimi dökülmüşki cümleler hayran kalmamak elde değil..bende sıkıntılı bir dönem de tanıdım sizi bana bakışınızdaki ve konuşmamızda ki samimiyeti hiç unutamam bana vermiş olduğunuz güven hiç çıkmıyor aklımdan, çok doktor gezmiştim sizle konuştuktan sonra tamm bu dedim aradığım güveni bana veren ve sonuç güzel oldu çok şükür şimdi sağlıklı bir şekilde yaşantıma devam ediyorum başarılarınız daim olsun inşallah..