Bu yazımı, gözü yaşlı kanserli hastalarımız, onların çileli yakınları ve kanser illetinden kaybettiklerimiz için, onların adına yazıyorum.
Onunla ilgili haberleri, hepimiz ilk kez televizyondaki haberlerde duyduk.
“…İstanbul …… Hastanesi Onkoloji Servisinde görev yapan dikkatli hemşire sayesinde büyük bir sahte ilaç sahtekârlığı ortaya çıkarıldı. … ilde yapılan baskınlarda, şu kadar kişi yakalandı. Sekiz kişi sorgu sonrasında tutuklandı.” diye.
Düşünün, kanser illetine yakalanmışsınız, hayatınız ve aileniz şoke olmuş. Gelişmelerden hem siz hem aileniz olumsuz etkilenmiş, hem de işinizde olumsuzluklar yaşamaya başlamışsınız, ruhsal yapınız bozulmuş. İşinizi kaybetmişsiniz ya da hastalık nedeni ile erkenden emekli olmuşsunuz.
Ameliyat olmuş ya da olamamışsınız. Artık tüm ümidiniz, size uygulanacak olan sonraki tedavilerde. Kemoterapiye başlanılmış, olumlu gelişmeler beklerken bir de bakıyorsunuz, her zaman olması gereken mutat neticeler alınmamaya başlanıyor. Kanserin küçülmesi ve yok olmasını beklerken, birden yeniden ilerleme var. Bambaşka yerlerde yeni tümörler ortaya çıkıyor.
Nedeni mi? Size uygulanması gereken ilaçların yerine, sahte ve ne olduğu bilinmeyen, hatta hiç etkisi olmayan ilaçlarla tedavi oluyorsunuz da ondan!
Bu arada, tedavide çok önemli olan zaman boşuna geçirilmiş. Kanserde nüksler, hatta tedaviye dirençli yeni klonlar ortaya çıkmış. Sizin, ailenizin ve doktorlarınızın tüm beklentileri yok olmuş. Herkesin, kendisinde olmasa da, yakınında, komşularında, akrabalarında, eşinde, çocuğunda, anne, baba ya da kardeşinde kanser olanlar mutlaka vardır. Doktorun, hâkimin, avukatın hatta savcının da.
Kanser, bu çağın hastalığı!
Duyunca, görünce, okuyunca, tek kelimeyle insanın kanı donuyor!
Ne biçim, pis ve kirli bir kazanç bu! Kanserli hastaları bile bile kandırmak ne demek?..
Umarım, onların da kanserli yakınları vardır. Yüzlerine tükürmek geliyor içimden!
Bilemiyorum, siz ne düşünüyorsunuz bu adiler hakkında. Allah onları, tek kelimeyle kahretsin!
Bu ahlaksızlığı yapanlar en şiddetli şekilde ceza almalı, diye düşünüyorum. Sahtekârlar, ister yapıcı ister satıcı ister aracı, hiç fark etmiyor.
Kim bilir şimdiye kadar kaç kişi, sahte kanser ilaçları yüzünden sakat kaldı, hayatını kaybetti. İnsanları bile bile ölüme götüren bu adilerin yaptıklarının, örgütlü suçlar kapsamına alınması çok doğru olacak.
Sadece bizde mi oluyor bu sahtekârlıklar, başka ülkelerde de oluyor mu, şu anda bilemiyorum.
Konu artık yargının önünde. Orada hem milletimize hem de sahte tedaviler nedeni ile zarar görenlere hesap verecekler. Şimdiye kadar kaç ecza deposunu, eczacıyı, kaç doktoru, hemşireyi, hastayı kandırmışlar, bilinmiyor.
Bilinen ise artık o sahtekârların, işte o dikkatli hemşire sayesinde kimseyi kandıramayacak olmaları!
Hemşire demek, kız kardeş demek.Ben, o hemşire kardeşimin ne adını ne de çalıştığı hastaneyi bilmiyorum. Ama bildiğim tek bir şey var, o bir KAHRAMAN!
Pek çok kanser hastası, işte o kahraman hemşire sayesinde, sahte ilaçlarla etkisi olmayan boşuna tedavilerden kurtuldu. Tanrım onu, ailesine, varsa çocuklarına ve yüce milletimize bağışlasın.
Yine duygulandım işte. Benim de gözlerim nemlendi. Tekrar yazıyorum, o bir kahraman!
İşte bu nedenle de ödüllendirilmeli, diye düşünüyorum. Bilmem, yanlış mı düşünüyorum.
Yılın hemşiresi, yılın sağlıkçısı ya da annesi olsun hiç fark etmez.
Ödül veren kurumlar! Ona buna devamlı ödüller veriyorsunuz. En büyük ödülü, kanserli hastaların hayatını kurtaran benim dikkatli ve kahraman hemşire kardeşime verin. Ödüllerin en büyüğünü esas o hak ediyor.
Değerli kardeşim, bu işleri salt ödül almak için değil, sadece görevini hakkıyla yaptığı için, hastalarının hayatını düşündüğü için yaptı. Zaten ilk ödülü de, kanser hastaları ve yakınlarının dualarıyla aldı.
O şimdi en azından, kanser hastaları ve yakınlarının kalbinde!