1-7 Nisan günleri, Kanser Haftası olarak bilimsel etkinliklerle değerlendiriliyor. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığının Ankara Hilton Otelinde düzenlediği toplantıda önemli konular tartışıldı.
Alternatif ve tamamlayıcı tıp konusu yine gündemdeydi. Alternatif tıp(!) konusunun isimlendirilmesinde “alternatif görüşler” yeterince analiz edilmeden Bakanlık olarak ismin meşrulaştırılması çok tutarlı görünmüyor.
Bazı bilim insanlarımız alternatif tıp kavramının kullanılmasını ABD’de kullanılma gerekçesine bağlıyorlar. Aynı bilim insanlarımız tıbbın alternatifi olmaz ama ABD kullanıyor diyerek yaklaşımlarına “kanıt” getiriyorlar.
Bir tarihler bir gazete sahibi etkili bir “slogan” bulmuştu. “… gazetesi ne yazarsa doğrudur.”
Bizler de son elli yıldır ABD ne yaparsa doğrudur diyecek hale mi geldik?
Bir konuda, hiç olmazsa bir konuda ters düşsek kıyamet mi kopar? Üstelik de yanlış olduğu açık olan bir isimlendirme konusunda…
Osmanlı ve Selçuklu döneminde, asırlarca kullanılan bitkisel ilaçları, 100 yıl yaşadığı halde hiç doktor yüzü görmeden bitkisel ilaçlarla sağlığının devamlılığını destekleyen insanlar, Uzak Doğu’da asırlardır bitkisel ilaçları “ilaç” olarak kullanan milyarlarca insan, ABD “alternatif tıp” istiyor diye mi kullanmış?
Onlar bu bitkileri, modern çağın ilaç sanayi gelişip kurumsallaşmadığı için “şifa kaynağı” olarak kullanmışlardı.
Halkını bitkisel ilaçlarla tedavi ettiren atalarımız, at üstünde seyahat edilen milyonlarca kilometrekare toprağı, ırmakları ve karaları çevreleyen denizleri, gök mavisi renginde, berrak, çevreleri kilometrelerce ormanla süslü, içinde her türlü canlının oynaştığı bir doğayı kucaklıyordu.
Doğal Dünya’nın ilacı da doğal olur.
Yapay dünyanın ilacı da yapay olur.
Doğal Dünya’yı, kimyasal silah, biyolojik silah, bomba yağmuru, tank paletleri, plastik kutular, petrol ziftleri ile kirleten “yapay medeniyet” güçlerinin “bitkisel ilaç”ın doğallığını algılaması zordur.
Kanserli hasta sayısı artıyor!
Evrensel medeniyetin insanı,
Doğal gıdaları tüketmek istiyor;
Doğal dünyasına dönmek istiyor;
Sebze ve meyvelerini “yapay medeniyet artıkları” karışmadan tüketmek istiyor;
Suyunun, yaşadığı coğrafyada yeşillikler arasından denize dökülüşünü seyretmek istiyor;
Yolunun kesiştiği her çeşmeden, çaydan, dereden, ırmaktan eğilip içmek istiyor;
Poşetler, cola kutuları, kimyasal maddelerle kirletilmiş “yapay parklar” yerine “bitkisel ilaç” kaynağı doğal parklarla donatılmış yollarda yürümek istiyor;
Yapay medeniyet istemiyor;
Doğal medeniyet istiyor.
Günlük 4-5 litre doğal su, doğal sebze ve meyve, doğal yürüyüş ve doğal havayı yaşam biçimine dönüştürerek kanser olmak istemiyor.
Çağdaş insan “Doğal Dünya Düzeni” istiyor.
Alternatif tıp değil, “doğal tıp”.