Derbeder, çok çekmiştir bu darp edenlerden. Çilesi de bitmemiştir !.. Anadolu(insanları), derbeder ve fedakar bir ana gibi, hep kendisinden bir şeyleri, ölçüsüzce vermiştir, hem de karşılık beklemeden. Anadolu, özünde din ve vatan sevgisini birlikte özümsemiş bir derbeder gibi. Derbederliği asla zavallılığı ya da zilletinden değildir ! Saflığı ve inancının özünden gelir. Daha beşikte iken iki şey için eline kına yakılarak kurban yetiştirilen bir kültürden gelir. Biri askere giderken diğeri de ölüme giderken, ama her ikisi de vuslat’tır. Mayası sağlam bu insanların, ülke sevdası ve sadakatı’da tamdır. Bir şeyler almadan severler bu ülkeyi ve insanını. Asl olan sevgi de bu değil midir ? Şimdi, bu durumdaki derbederim lokmasından keserek, alın terinden dökülen emeğinden keserek alınan vergilerden memur yapılan zevat-ı şahaneler ! adı üstünde memur, bu halkın huzuru, barışı ve refahı için çalışması gerekmez mi? Hizmetine sunduğum evladımın eline silah verip de git anneni, bacını, kardeşini, dindaşını velhasıl vatandaşını öldür, tepele, üstüne çök diyebilir mi ? Derse, çok şahit olduğumuz bu cinnetlik hali değil mi ?
Allah aşkına, bu ne demek ! desem… Allah adını andığım için suçlumu olurum? Savaşa giderken, “Allah Allah diyen birileri, Allah’ın evi olan camilere bomba atar mı ? ” desem ve bunu gerçekten samimiyetle söylesem, ancak atmadan evvel böyle birilerini yakalasam, ne demem gerekir. Demek ki, böyleleri de çıkabiliyor, ancak bunlar delirmiş ve tedavi edilmeleri gerekir deyip, bunları ıslah hanelere teslim etsek, yanlış mı yapmış oluruz ! Derbederin saflığından yararlanıp, onları geri zekalı, göbeğini taşıyan ve spastik görüp, sütünü yağını yiyen ve ahırlara tıkmak isteyenler, nasıl insan olabilir. Derbederin gözü açıldı. Yine saf ve tertemiz, yine ülke ve insan sevdasından hiç eksilme yok, ama etrafındakileri iyi tanıdı artık. Uyandı, gözü açıldı. Şehit olan evladının, babasının şehitlik inancına, inancın sembollerine küfreden, hakaret eden insanların ülke sevdasına da inanmıyor artık…
Özünden verdikleri ile padişahlık yapanların padişahlığı kafalarına çöksün istiyor. Her vatandaşın, birinci sınıf vatandaş olma hakkı olduğuna inanıyor. Bir polis ya da asker devleti değil, üstünlerin hukukunun olmadığı, hukukun üstünlüğünün, barışın ve huzurun olduğu bir ülke istiyor ve bu uğraşa da sahip çıkacaktır.
Gece saat kaçta olursa olsun, suçlu olmadığı sürece kapısının kimin tarafından çalındığından endişe etmeyen bir vatandaş olmak istiyor. Kapısını gece varsın polis, sütçü, sıradan biri çalsın. Ne önemi var ki. Mutlaka ihtiyacı olan biri çalıyordur, hayırdır deyip, yardım amaçlı kapıyı açmaya koşan derbederin kimden, niye korkusu olsun ki ! Hırlı, hırsız, arsız, soyguncu, tefeci, darbeciler korksun. Bunlarla mücadele, ülkenin bütünlüğü, muasır medeniyetler seviyesine çıkma uğraşı içinde olan ve onun gayretini gösteren kahraman askerin, polisin ve vatandaşın en birinci görevidir. Dünya’nın büyük bir köy haline geldiği asrımızda, hiçbir şey ama hiç bir şey gizli kalmıyor, kalmamalı. Dünya atlı biz yaya olamayız, mutlaka ayak uydurmalıyız. Hırsları, şehvetleri ve dokunulmazlıkları gitmesin diye, milyonlarca insana karalar süren, karalar sürdükleri insanları toptan yok etseler de ciğerleri bile sızlamayacak olanlar endişe etsin. Bu ülke; dini, mezhebi, kökeni, dili, kültürü ile kaim bir vücut gibidir.
Ülkemde 120 yi aşkın siyasi parti varmış, neredeyse bir kaçı hariç adları bile duyulmamış. Duyulanlardan masada toplananların da dertleri, bu ülke gözükmüyor.
Kırk yıldır bu ülkede kan ve göz yaşı döktüren, plakası istenildiğinde hemen değiştirilen terör örgütlerinden bize ne zarar gelir diyenler bu masada!. “Hükümet dünyanın en doğru işini yapsa bile yanında olmayacağız” diyenler bu masada!. Şehit ağabeyine küfür eden, ancak küfrettiğine değil de genel başkanından özür dileyen ucubeler bu masada!. Sokakta iktidara küfür savunanlara sorulduğunda, altılı masada ki en büyük parti 1950 den beri siyasette, bu ülke için neler yaptı bir tane söyler misiniz? Sorusuna, şimdi aklıma gelmiyor diye cevaba muhataplar bu masada!. E-Muhtıra, kapatma davası, gezi olayları, 17-25 Aralık polis/yargı darbesi ve dahi milletin desteği ile püskürtülen, hain FETÖ’cülerin 15 Temmuz darbe girişiminin destekçileri bu masada!.
En sondan başlarsak, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye ekonomisine maliyeti 350 milyar dolar. Biraz geri gidelim, bu masada oturanların iftiharla bahsettiği karanlık ve melun müdahale olan 28 Şubat’ın maliyeti 380 milyar dolar. Gizli-açık-gaybubet şeklinde olduğu daha evvel yapılan sayısız müdahalelerin, müsebbipleri bu masada!.
Masa dışından bir olarak onları izliyorum. Sayılanların hepsine şahit olan biri olarak; Bu masadakilerin bıraktığı ve henüz çözülen EYT kamburunun 2023 teki maliyeti 450 milyar lira. Şimdi ,bu ve bunun gibi kalan kirleri temizleyen, masanın dışında olan birileri var. Masanın karşı olduğu birilerinin neler yaptığını sayarken nefesim yetmiyor. Yazmaya da gerek duymuyorum. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu, büyük harekat ve operasyonlarla engelleyen birileri var. Savunma Sanayiinde dev projelere imza atan, yerli ve milli imkanlarla üretilen İHA ve SİHA’lar terörün belini kıran, Rusya ve ABD gibi devlere kafa tutan, 30 yıllık Karabağ esaretine son veren, “Mavi Vatan” da haklarını sonuna kadar savunan, diplomaside sözü geçen bir Türkiye için uluslararası alanda cesur adımlar atan, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için de yoğun çaba gösteren birileri var. Duble yollar, devasa köprü ve tüneller, hızlı tren hatları, şehir hastaneleri, adliye sarayları, havalimanları, sosyal konutlar ve modern üniversite yurtları inşa eden birileri var. Cumhuriyetin 99’uncu yaşında Türkiye’yi bir hayaline daha kavuşturan, ‘Milli otomobil TOGG’u üretim bandından indiren, 2023 te yerli doğal gazı ülkemin hizmetine sunacak birileri var.
Şimdi bana 2023 yılı seçimlerine bakışımı/beklentilerimi soranlara; kuzgunları, parçalayacakları devlete davet edenlerden hiçbir beklentim yok., diyorum. Allah korusun kazara da olsa söz sahibi olsalar; masanın hamisi terör devletleri/terör örgütleri bu ülkeyi delik deşik ederler. 6’lı masaya çağrı yapan ve destek veren teröristbaşı, “Türkiye’deki seçimlerin kritik olduğunu ve muhalefetin küçük şeyleri mesele yapmadan daha fazla ittifak ve ilişki içerisinde olması yönünde çağrıda bulundu. Şimdi bunu bilen bu millete, rabbim feraset ve basiret versin. Ümidim ve duam da o ki, Rabbim devletime ve ülkeme zeval vermesin.