Erişkin bir kedi, evine dönmek için en fazla ne kadar yürüyebilir?
Kediler genellikle bulundukları çevreyi veya bölgeyi sahiplenip yaşam bölgeleri olarak belirlerler. Hatta erkek kediler yaşadıkları alanın sınırlarına idrar bırakarak bir nevi görünmeyen ama onların sadece hissedip algılayabilecekleri bir sanal sınır ile belirler. Diğer erkek kediler de buna uymak zorundadır. İşte bu yüzden uzun bir süre sonunda o bölge, yer veya kendilerine yakınlık gösteren insanların evi ya da bahçesi artık onların evi haline gelir. Ev kavramı çok önemlidir çünkü aç kaldıkları zaman çıktıkları yolculukların merkezidir ev. Yolculuklarında daima eve geri gelirler. Bu kısa yolculuklarında keskin kulakları ve çok uzaklardan algıladıkları koku duyuları onlara yön gösterebilir. Ancak bazen bazı beklenmedik durumlarda dünya üzerinde evlerinden çok uzak bir noktaya gitmek zorunda kalırlarsa, evlerine yuvalarına dönebilmek için uzun bir yolu yürümeyi göze alırlar mı?
Kedilerin, evlerinden çok uzakta olsalar bile, eve dönüş yolunu bulma konusunda doğuştan gelen başka bir yeteneğe sahip oldukları düşüncesi inanılması zor bir durumdur. Bu olağanüstü beceri aslında günümüzde daha yaygın kullanılmaya başlanan GPS takip cihazlarının bence erişkin kediler için gereksiz olduğunu düşünmeme neden olmaktadır. Kedilerin uzun mesafeli yolculukları bilimsel literatürde oldukça nadir ve verilen cevaplarda oldukça yetersiz kalmaktadır. Son yıllarda evlerimizde kediler arttıkça onlar hakkında daha çok düşünmeye fırsatım oldu. Açıkçası çok farklı yetenekleri olan bu hayvanların evcil gözükmeleri yanında aslında vahşi yaşamda canlı kalabilmek için tam bir avcıdırlar. Onları yaşam alanlarından belki de kopardık, insan nüfusu çok arttığı için onlara yaşam alanı bırakmadık ve onları tanıdıkça birlikte yaşamayı tercih ettik. Sene 2024’e geldiğimiz günlerde insanlar ile kedilerin yaklaşması onların fark etmediğimiz yanlarını gözleme fırsatı vermiş oldu.
Olgun bir kedi kaybolabilir mi?
Anlatmak istediğim konu, geçen yıl bahçemde beslediğim bir kedi ailesinin genç gri oğlunun (10-11 aylık) hasta olması ve belediye hayvan barınağına gitmesi ile başladı. Aniden yediği bişeyden dolayı defalarca kusmuş ve çok halsiz olduğu yerde kalmıştı. Belediye hayvan barınağı arandı ve kapalı kasa bir kamyonetle götürüldüğü barınakta mayi takılmış ve kendisine gelmesi sağlanmıştı. Normalde toplanan sokak kedilerinin tekrar alındıkları yere bırakılması şeklinde bir hizmet yapılmadığı tarafıma bildirilmişti. Kedimizin tedavisi hakkında 3-4 gün sonra bir kez arayıp bilgide aldık, tarif ettiğimiz kedinin halen hayatta olup bakımın devam ettiği birlikte alınan 2 küçük yavrunun öldüğünü öğrendik. Yaklaşık 2-3 hafta sonra aniden gri tekir kedi çıkıp evine geri geldi ve diğer 3 kardeşi ve annesinin yanına sokuldu, onlarda aynı sıcaklığı gösterip onu kokladılar. Bir erkek kedi olmasına rağmen aynı anneden diğer 3 kardeşi ile koklaştı onları annesi gibi korumaya devam etti.
Barınak yaklaşık 5 km uzaklıktaydı ve oraya tamamen kapalı bir kamyonette ışık ve yolu göremeden çok bitkinken yarı baygın halde gitmişti. Barınak ile aramızda büyük bir ırmak, dik kesen büyük bir yol ve çok sayıda ufak yollar vardı. Araç trafiği çok yoğundu. Irmağı ancak bir köprü kenarından geçmiş olması muhtemeldi sonrasında ırmak boyunca evine doğru yaklaşabilirdi. Bana ilk başta böyle bir şehir trafiğine ve uzaklığa rağmen yapabilmesi inanılmaz zor gelmişti. Ancak buna benzer haberleri web’de okuyunca çok daha uzak mesafelerden evlerini bulabildiklerini anladım.
Kedilerin gerçekten kusursuz bir yön algısı var.
İlk hikaye Amerika’da yaşanmıştı. Evine gidebilen evcil kedi Amerika rekorunun Rusty isimli bir kediye ait olduğu ve 1600 km olduğu bildiriliyordu. Bu olay 1949‘da gerçekleşmişti. Kedi, Boston Massachusetts’ten Illinois, Chicago’ya giden bir kızıl tom (erkek) kedi idi. 83 gün yürüdüğü hesaplanmıştı. Araçlara otostop çekip çekmediği belli değil ancak kat edilen mesafe günde yaklaşık 16-17 km olmalıydı ve bununda yürünmesi mümkün olarak düşünülmüştü.
Jessie isimli kedinin 2011 yılında yayımlanan hikayesi çok daha inanılmazdı. Kedi Jessie, sahipleriyle birlikte önceki yıl Mart ayında Güney Avustralya’dan Kuzey Bölgesi’ndeki yeni bir eve taşındı. Ancak ailenin taşınmasından kısa bir süre sonra Jessie kayboldu ve bir yıl sonra eski evlerinde ortaya çıktığı fark edildi. Başta inanılması çok zor olmuş. “Birkaç hafta boyunca buradaydı ve yerleştiğini düşündük, ancak kısa süre sonra Jessie ortadan kayboldu” diyordu sahipleri. Ancak kararlı tekirlerinin Darwin’in hemen dışındaki Berry Springs’ten ayrılıp Eyre Yarımadası’ndaki Ungarra’daki eski evine kadar yürüdüğüne eski evlerine taşınan aile ile görüşüp fotoğraflarını isteyince inanmışlar. Arabalara binmekten nefret ediyor, bu yüzden yürüdüğünü düşünüyorum demekteydiler. Bir yıldan fazla bir süre sonra, Gale’in Güney Avustralya’nın Ungarra kentindeki eski evinin yeni sakinleri, etrafta dolaşan garip bir kedi bulmuş. Jessie’ye bakan yeni sahibi eski ev sahiplerine “Bir fotoğraf çektim ve onu onlara gönderdim” diyor. “Onlarda kesinlikle Jessie olduğunu söylediler” dedi.
Vücutlarında biyolojik bir pusulamı var?
Hikaye açıkça dikkat çekici ve açıkçası inanması biraz zor ama gerçekleşmiş gibi görünüyor. Sonuçta neredeyse 3000 km yol kat etmek bir yıldan fazla sürmüş. Günde yaklaşık 7-8 km yol gidilse bu oldukça mümkün görünüyor. Peki nasıl oluştu? Bu zor bir soru ve uzmanların kesin bir cevabı yok. En iyi teori, kedilerin dünyanın manyetik alanını kullanarak yön bulabildikleridir. Bunu muhtemelen rota üzerindeki işaretlerle (manzaradaki bariz özellikler) birlikte yapıyorlar. Ancak Avustralyalı aile yer değiştirdiğinde kuzeye uçtular. Bu nedenle Jesse’nin yön bulmasını sağlayacak belirli manzara işaretlerine dair hiçbir anısı olmadı. Bu nedenle, bunu Dünya’nın manyetik alanını algılayarak yaptığı ve daha sonra eski evine yaklaştığında belki hedefini bulmak için manzara işaretleyicileri kullanabildiğini gösteriyor. Ancak daha önce hiç görmediği bir yol hakkında hiçbir işaret elinde yok, tamamen çocukluğunun geçtiği dönemde eski adresini beyninde bir yere kayıt ediyor. Bunu bildiğimiz yöntemlerle değil uzaysal konumu ile enlem boylam bilgisi ile ya da manyetik olarak bir pusula gibi biyolojik beyin alanına kayıt ettiği anlaşılmaktadır.
Kediler nasıl yön bulurlar ?
Kedilerin hedef bulma yeteneği uzun zamandır merak konusu olmuştur. Kesin bilimsel kanıtlar az olsa da, birkaç teori bu olguyu açıklayabilir. Kedilerin keskin bir koku alma duyusu vardır ve kokuları çok uzak mesafelerden alabilirler. Ayrıca, inanılmaz bir işitme kapasiteleri vardır, uzun bıyıkları etraflarındaki hava akımını algılamalarını ve dengelerinin kusursuz olmasını sağladığı bildirilmektedir. Daha da önemlisi bizlerden çok daha üstün görme yetenekleri vardır. Göz bebeklerinin özel şekli gece görüşünde üstün olmalarını sağlar. Ve son olarak halen net açıklayamadığımız dünyanın uzaysal konumunu veya dünyanın manyetik tesiri ile kendi konumlarını bir navigasyonun GPS’den uydu verisi ile bulduğu gibi bir canlı hücreler takımı ile beyinlerinde saptarlar. Aslında bir çok hayvan bu olağanüstü yön bulma yeteneklerine sahiptir. Örneğin deniz kaplumbağaları, geniş okyanuslarda yollarını bulmak için bunu sürekli kullanırlar ve kilometrelerce yol alıp hep aynı kumsala gelip yumurtalarını bırakırlar. Örnekler çoğaltılabilir, göçmen kuşların rotalarını asla şaşırmazlar ve hep aynı göç yolunu kullanırlar uzun uçuşlardaki durakları dahi hep aynıdır. Hepsinde de aynı ortak duyusal yol göstericinin kullanıldığı açıktır.
Yavru kediler kolay kaybolabilirler, neden?
Henüz daha küçük yeni doğan veya ilk 3-4 ayındaki kedilerin yer ve yön algıları yeterli nöral olgunluğa erişmediği için kolayca kaybolabilirler ve evlerinin yolunu bulamayıp geri dönemezler. Bu sebeple kaybolan yavru kedilerin çoğu evlerinin 6-8 km yarıçapında bulunabilir denmektedir. Ancak bu kadar yürüyebilecekleri için daha çok uzağa gitmedikleri söylenir. Hayatta kalma içgüdüleri, bulundukları bölgedeki doğa ile birleştiğinde genellikle çok ileri gitmelerine engel olur. Ancak yürüme mesafesi sağlığına ve koşullara bağlı olarak değişebilir. İşte bildirilen olaylarda olgun kedilerin hareketine neden olanın genellikle kuvvetli bir iç güdüsel istek olduğu anlaşılmaktadır. Kendi şahit olduğum ve yazılanlardan kedilerin uzun süre yaşadığı evine ve ailesine dönüşü arzuladığı anlaşılmaktadır. İnsan duyusunun ötesinde farklı zihinsel yeteneklerin kedi beyninde olduğu açıktır.
Kediler, çoğu insanın varlığını algılayamadığı veya farkındalığının yüzyıllar sonunda azaldığı ya da unuttuğu bir şeyi kullanıyor: Dünyanın manyetik alanını. Gerçekten de bizlerin beyinleri onu artık fark etmiyoruz veya başka görsel veriler manyetik alanın yarattığı derin duyu olarak tarif edebileceğimiz veriyi algılamamıza engel olmakta. Bununla ilgili David Eagleman’ın bir çalışması kanıt olabilir.
Kendisi diyor ki, beynin önemli bölgeleri sürekli aktiviteyle kendi bölgelerini korurlar. Eğer aktivite yavaşlarsa veya durursa (örneğin körlük nedeniyle), önemli bölge komşuları tarafından ele geçirilme eğiliminde olur. Bunu kör insanlarda işitme duyu algısının güçlenmesi ile açıklıyor. Yani kullanılmayan duyusal verilerin analiz edildiği beyin kortikal alanı giderek küçülür ve genetik şifrelerimizle de belki böyle bir aktarım olur. Derin duyunun algılanması sürecinde ki bu yol kullanılmadığı zaman başka verilerin değerlendirilmesi için çalıştığını bildirmiştir. Bizlerde de süreç böyle işliyor olabilir.
Kediler Dünyanın manyetik alanına duyarlıdırlar.
Son araştırmalar, kedilerin evlerinin haritasını çıkarmalarına ve mekansal farkındalıklarını geliştirmelerine yardımcı olmak için potansiyel olarak Dünya’nın manyetik alanından yararlanabileceğini ortaya çıkardı. Magneto reseptörler, hayvanların konumu ve yüksekliği belirlemek için elektromanyetik alanları kullanabildiği yerdir. Magnetoreception veya manyetoception, çeşitli hayvanların Dünya’nın manyetik alanını tespit etmesine olanak tanıyan, yön, konum veya yüksekliği algılamalarını sağlayan inanılmaz bir duyudur. Bilim adamları bu davranışı vatozlar, kuşlar, yunuslar, balinalar ve hatta algler ve bakteriler dahil olmak üzere çok çeşitli organizmalarda gözlemlediler. Ancak bu davranışı anlamak ve incelemek oldukça zor olabilir ve kedilerin Dünya’nın elektromanyetik dalgalarını, özellikle de mikrodalga frekansının altındaki dalgaları tespit etme yeteneğine sahip olduğunu gösteren somut bir kanıt ne yazık ki halen yoktur (4).
Sonuç olarak, dünya üzerindeki bütün canlıların beyinlerinde biyolojik bir pusula olduğunu ama insanlarda körelen bu duyunun kedilerin ve başka canlılarda halen aktif olarak kullanılmaya devam ettiğini anlıyoruz. Ancak Dünyamızın manyetik alanı, hayvanların algılayabildiği ama insanların algılayamadığı tek şey de olmayabilir. Hiç bir şey göründüğü kadar basit değil, farkındalıklarımızın artabilmesi dileğiyle..
Kaynaklar:
1. https://science.time.com/2013/02/11/the-mystery-of-the-geolocating-cat/
2. https://technomeow.com/can-cats-sense-electromagnetic-fields/
3. Eagleman DM, Vaughn DA. The Defensive Activation Theory: REM Sleep as a Mechanism to Prevent Takeover of the Visual Cortex. Front Neurosci. 2021 May 21;15:632853. doi: 10.3389/fnins.2021.632853.
4. https://catsinternational.org/the-feline-compass/ (kedi pusulası)
5 yorum
55 yıl önce pederin havaalanına terkettiği kedimiz 3-4 gün sonra 15 km yoldan geri dönmüştü..
SAYIN Doç Dr. Vaner Köksal
Kedilerin yönlerini tayin edip, evlerini bulması ilginç bir fenomen. Bu fenomeni günümüzde artık çok gelişmiş olan KUANTUM BİYOLOJİ açıklama gayreti içinde. Kuantum Biyoloji kavramını merak edenler için yazımın sonuna iki kaynak koydum.
“Manyetoresepsiyon, hayvanların dünyanın manyetik alanının eğimini kullanarak gezinme yeteneğini ifade eder. Manyetoresepsiyon için olası bir açıklama, dolanık radikal çift -kuantum dolanıklığı-mekanizmasıdır. Radikal çift mekanizması, spin kimyasında iyi bir şekilde anlaşılmıştır ve 1978’de Schulten ve arkadaşları tarafından -makalenizde vurgu yapılan- manyetoresepsiyon için de geçerli olduğu tahmin edilmiştir. Singlet ve triplet çiftleri arasındaki oran, dolanık elektron çiftlerinin dünyanın manyetik alanı ile etkileşimiyle değiştirilir. 2000 yılında kriptokrom molekülünün, manyetik olarak hassas radikal çiftlerini barındırabilen bir “manyetik molekül” olduğu önerildi. Avrupa kızılgerdanlarının ve diğer hayvan türlerinin gözlerinde bulunan bir flavoprotein olan kriptokrom, hayvanlarda foto-indüklenmiş radikal çiftleri -kuantum dolanık elektronları- oluşturduğu bilinen tek proteindir.” -1-
Kuşlar; gizemli pusulaları ile, yollarını bulurken, yine bir omurgalı hayvan olan KEDİ nin de gizemli pusulası KUANTUM DOLANIKLIK mekanizması olabilir. -2-
-1- https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuantum_biyolojisi
-2- Kuantum sınırında yaşam Domingo yayınları. Jim Al Khalili sayfa 15 1. paragraf
15. sayfaya da göz atabilirsiniz.
Serbest radikaller, atomik
yörüngelerde çoğunlukla çiftler halinde bulunan elektronların
tersine, dış elektron kabuğunda eşlenmemiş elektron taşıyan moleküllerdir. Spinin tuhaf kuantum özelliğini düşündüğünüzde bu
durum önem kazanır çünkü elektron çiftleri birbirine zıt yönlerde
döndüğünden spinler birbirini götürür ve toplam spin sıfırlanır. Fakat serbest radikallerde, eşlenmemiş elektronun spinini sıfırlayacak
bir ikizi bulunmadığından, tek kalan elektronun atoma manyetik
özellik kazandıran net bir spini vardır ve bu spin bir manyetik alanla aynı doğrultuda hizaya girebilir.
Schulten, hızlı üçlü tepkimesi adı verilen bir işlemle oluşan serbest radikal çiftlerinin karşılık gelen elektronlarının “kuantum dolanık” olabileceğini ileri sürdü. Birbirinden ayrılan iki elektronun
hassas kuantum durumu, kitabın ilerleyen bölümlerinde anlayacağınız bazı incelikli nedenlerden ötürü, herhangi bir manyetik alana
karşı son derece duyarlıdır. Schulten daha sonra, kuşların gizemli
pusulasının bu tür bir kuantum dolanıklık mekanizması kullanıyor
olabileceğini ileri sürdü.
Kuantum mekaniğinin herhalde en tuhaf özelliği olan kuantum
dolanıklıktan şu ana kadar hiç söz etmedik. Kuantum dolanıklık,
eskiden bir arada olan parçacıkların, ayrıldıktan sonra aralarında
çok büyük mesafeler olsa bile, neredeyse sihirli bir biçimde her an
iletişimde kalmalarını sağlar. Sözgelimi bir zamanlar yakın olup
da ayrıldıktan sonra evrenin zıt uçlarında bulunacak denli birbirinden uzaklaşan parçacıklar, en azından ilkesel olarak, hala bağlantıdadır. Gerçekten de, parçacık çiftlerinden birini dürttüğünüz
anda uzaktaki eşi de zıplayacaktır.*
Bülent bey katkılarınız için çok teşekkür ederim. Ben işlerimin yoğunluğundan böyle önemli detaylara ulaşamamıştım ama yazdıklarınızı okuyunca gerçekten çok sevindim, en azından meraklı bir zihinle karşılaştığım için. Yazdıklarınız aklımdaki taşları daha iyi yerine oturttu, ben de referanslarınızı okuyacağım. Güzel bir katkı oldu. Çok memnun oldum.
Merhaba benim kedimide barınağa verdik.daha sonra gittim almaya beslenme noktalarına bıraktık dediler ev kedisiydi sokağa hiç bırakmadım.beslenme noktalarına gittim bulamadım evimizi bulabilir mi