Hekimler nedense, hep topun ağzında
Çok zor bir eğitim ve öğretimden geçmelerine, inanılmaz çalışma şartlarına, hak ettiklerini alamamalarına ve maruz kaldıkları akıl almaz muamelelere rağmen, yine de gece gündüz demeden, hiçbir ayırım yapmadan, en azından acıyı dindirme yolunda fedakârane görev yapıyorlar.
Bu çileli hayatlardan, bir örnek ve bir ders olması temennisi ile "Kırk Yılın Penceresi" adlı kitaptan söz etmek istiyorum. Kitap, 2009 baskılı ve İstanbul, Okuyan Us Yayınlarından okuyucuya sunulmuş.
Yazarı çile dolu bir hayatın, yaşayanı çilekeşi, canlı şahidi ve ortağı olan, Suzan Mumcu isimli bir öğretmen emeklisi. O, aşk, hırs, erdem, azim, sebat, inat ve inançla Anadolu toprağımızın yoğurup yetiştirdiği bir eğitim neferi, hayatı hep mücadelelerle geçen, helal bir dilim ekmek için gayret sarf eden idealist bir hekimin eşi; vatana, biri hekim, diğeri eczacı ve bir diğeri de ekonomist olan üç evlat yetiştirmiş bir ana.
Kitapta, eşi merhum Psikiyatri Uzmanı Dr. Ahmet Yaşar Mumcu ile geçirdiği kırk yılı, bazen hiciv, bazen geçmişe özlem ve bazen de müstehzi bir dille anlatıyor. Trabzon’dan başlayan, İstanbul’a ve Erzurum’a uzanan eğitim ve öğretim hayatı, daha sonra vatanımızın birçok köşesindeki ızdırap, yoksulluk ve mahrumiyetin sızıları yansıtılıyor.
Bir dilim ekmeği, gaz ocağının üzerinde ısıtıp, bulabildikleri margarini sürüp paylaşarak yediklerinde aldıkları lezzeti, okuyunca siz de alacaksınız. Borç harç, ilk çamaşır makinesini, ilk buzdolabını satın aldıklarında yaşadıkları sevinci, bir uzman doktorun ailesinin kaloriferli bir daireye kiracı olarak bile taşınmasının verdiği mutluluğu, siz de yaşayacaksınız.
Aynı zamanda şair ve müzisyen olan tabip bir eşin, bir sevgilinin ve bir babanın mütevekkil yaşantısını okurken siz de iliklerinize kadar sırılsıklam hissedeceksiniz, şiirleri ile sonsuz duygulara kapılacaksınız. Bir sevgilinin, bir cefakâr eşin ve abidevi bir kadının kollarında ruhunun nasıl sonsuza uçtuğuna şahit olacaksınız.
Öldüğünde, kitaplarından ve bir silahından başka miras bırakamayan bu meslektaşımız, yine bir psikiyatri uzmanı olan, televizyonlarda "Kısa Devre" programının yapımcı ve sunucularından, sıra dışı bir hekim Dr. Cem Mumcu’nun da babasıdır.
Kitabı okuyan her hekimin, şu ya da bu şekilde, kendisinden bir şeyler bulacağını düşünüyorum. Fazla söze gerek bırakmadan, meslektaşlarımızın içinde bulundukları durumu, "çok fazla bir şey değişmemiş" dedirtircesine kitaplaştıran bu anıtsal kadını tebrik ediyor, Dr. Ahmet Yaşar Mumcu’nun, Dr. Teoman Önaldı tarafından bestelenen ve TRT repertuarına giren bir şiiri ile bitiriyorum.
Kalbim hasretle dolu, ruhum ağlar her zaman,
Alem eğlenip güler, gülemem hiçbir zaman,
Bilmem, ne zaman gönül bu dertten kurtulacak,
Belki benim baharım, açacaktır o zaman.