KISAS MI?
O DA NE?
DESENE İDAM, DENK BİR CEZA VERMEKTİR.
TEVHİDLEMEK, EŞİTLEMEK, DENGELEMEK DEMEKTİR.
SUÇ VE CEZADA DENGE KURMAK DEMEKTİR.
BUGÜNLERDE BİR OYUN MUDUR BİLEMİYORUM.
İSTİSMAR VE TACİZ İDDİALARI, KÜÇÜK ÇOCUKLARI KAÇIRMA GİBİ KONULAR MEDYADA DAHA SIK YER BULMAKTADIR.
HALKIN NEFRETİ, ALLAHIN LANETİ ÜZERLERİNE OLSUN.
BUNLAR, EĞİTİMSİZ VE HUZURSUZ TOPLUMLARIN HABERLERİDİR.
KISASTA YANİ DENK CEZA VERMEDE HAYAT VARDIR.
ANCAK KASITLI ÖLDÜREN, ÖLDÜRÜLÜR.
FAKAT KİMSE KİMSENİN GÜNAHINI DA ÇEKEMEZ.
NEFRET SUÇLARI, TARİH BOYUNCA HEP SORUN OLMUŞTUR.
TARİHTEN BUGÜNE SUÇTA VE CEZADA DENKLİK İLKESİ VARDIR.
DESENE KISAS. KISAS, İNSANLIK TARİHİNİN ORTAK AKLININ KARARIDIR.
HER SUÇTA, KISAS YANİ DENK CEZA İLKESELLİĞİ.
KISAS TEMEL İNSAN HAKKIDIR.
KASTİ ADAM ÖLDÜRMEK VEYA MÜESSİR FİİL İŞLEMEK, KAMU VE İNSAN HAKKININ İHLALDİR.
TARİHTE KISAS, ÖLDÜREN, ÖLDÜRÜLÜR İLKESİ BULUNUR.
KUR’AN “KISASTA HAYAT VARDIR” DER.
TARİHTEN BUGÜNE ÖLDÜRME, DESENE NEFRET SUÇLARI HEP TARTIŞILMIŞTIR.
VATANA İHANET EDEN, ALLAHA KÜFREDEN, NAMUSA TECAVÜZ EDEN, DEVLETİNE İSYAN EDEN, EVLİ İKEN ZİNA EDEN (RECM), DİN SEÇİP SONRA DÖNEN (MÜRTED) GİBİ.
Ceza’da asıl gaye, suçtan caydırıcılıktır.
Ceza, zaruretten başvurulan bir çare ve yöntemdir.
Kamu düzenini sağlamak için cezayı yaptırım zorunlu olmuştur.
Bu bağlamda ceza yasalarının asıl amacı toplumsal düzeni sağlamaktır.
İslâm ceza hukukunda bu temel ilke esastır.
Suç ve ceza arasında bir denge bulunmaktadır.
Kur’ân, (وجزاء سيئة سيئة مثلها ) “Bir kötülüğün karşılığı, ona denk bir cezadır” buyurmaktadır. (Şûra 44/40)
Nitekim kısasta suçlunun mağdura verdiği zararın misliyle cezalandırılması ilkesi hâkimdir.
Suç ile ceza arasında bir denge olmazsa anayasal bir hak olan adâlet sağlanmış olmaz.
Desene suç ve ceza denkliği bir insan hakkı sorunsalıdır.
Kısas, insanlık tarihinin ortak aklının aldığı mutlak karardır.
Temel insan hakkının çekirdeğini oluşturur.
Cahiliye devri Arap toplumunda kısas cezası yaygındı.
Arapların “öldürmeyi yok eden şey yine öldürmedir” atasözleri bulunmaktadır.
Dönemin adalet anlayışı kısastı.
İnsanlık tarihinin ortak cezası olan kısas, Yahudilikte halen devam etmektedir.
İdam cezası uygulanır.
Hristiyanlık dünyasında kısas, biraz daha gevşeme göstermiş, idam yerini diyeti esası almıştır.
Dünyada bugün vücut bütünlüğüne yapılan her türlü müdahale işkence kabul edilmiştir.
Dünden bugüne cezanın illeti de caydırıcılıktan suç işleyen kişiyi islaha yönelmiştir.
Desene illet değişince hüküm de değişmiştir.
İslam dini de kısas, diyet ve af gibi üçlü bir mekanizma bulunur.(Bakara 2/178-179)
Kısas, demoklesin kılıcı gibi canlı tutulmuştur.
Orta yol takip edilmiştir.
Suçlar, ya kamu ya da insan hakkını ihlal ederler.
Bazı suçlar, kamu ve insan hakkını birlikte ihlal ederler.
Bunlar, karma yapıda suçlar olup biri diğerine göre daha ağır basan yapıları bulunur.
Yani iki hak içtima etmekle birlikte, biri diğerine icra için yürürlük hakkı tanır.
Kısas cezası da bunlardan biridir. İki hak içtima edip kul hakkı daha ağır basar.
Böylece kısas suçu, takibi şikâyet kapsamına sokulmakla mağdurun veya taraftarlarının bu seçeneklerde seyyaliyetine imkan tanınır.
Maktulün velisine kısas yetkisinin veya diyet ve af yetkisinin verilmesi suçun caydırıcılığı açısından da önemlidir.
Haksız yere kasten adam öldürme veya yaralamalar, kısasla cezalandırılabilir.
Böylece insan hayatına ve vücut bütünlüğüne tecavüzler engellenir.
Suçlunun işlediği suça denk bir ceza vermekle adalet sağlanmış olur.
Adam öldürme ve müessir fiiller, kamu haklarından sayılıp toplumsal düzen yönelik tecavüz kabul edilir.
Bu suçun öncelikli olarak insan hakkını ihlal ettiğinizden suç mağduru veya yakınlarına cezayı infaz yetkisi verilir.
Mağdur tarafın kararı dışında, öldüreni affetmek, ölenin hakkına tecavüzdür.
İdam cezası, kamu ve insan hakkı için gerekli bir cezadır.
Kasıtlı öldüren öldürülmelidir.
Bu öldürmenin caydırıcılığı da idamdır.
İdam cezası demoklesin kılıcı gibi öldürülenin yakınlarının talebine bırakılmalıdır.
Mağdurlar diler kısas, diler diyet ve dilerse af yetkisine sahip olmalıdır.
İhtiyaç durumuna göre karar verebilirler.
Böylece de kendi devletinin infazını gerçekleştirmiş olur.
Tarihte, idam cezası verilen suçların, nefret suçları dahil pek çok suç tipi sayılmıştır.
İdam cezası verilecek suçların kapsamını geniş tutanlar olduğu gibi dar tutanlarda bulunmuştur.
İdam yoluyla öldürme, kasti adam öldürme dışına teşmil edilmesi kamunun vereceği bir karardır.
İslam, tek kasıtlı öldürenin öldürülmesine karar vermiştir.
Diğer nefret suçları ise kamusal nitelikli tazir kabilinden nefret suçlarıdır.
Her ne kadar evlinin zina etmesinde recm, mürtedin öldürülmesi gibi klasik kaynaklarda dönemsel öldürme kararlarının verildiği iddia edilse de aksi görüş beyan edenlerin sayısı da oldukça fazladır.
Bunlar, siyaseten verilen tazir kabilinden dönemsel, nefret suçları ve cezalarıdır.
Saygılarımla.