Geçen yıl Bingöl’de düzenlediğimiz sosyal sorumluluk projemiz çerçevesinde yaptığımız söyleşilerde bir hanım izleyicimizden ilginç bir soru geldi: "Kız kısırlığının çaresi var mıdır?"
Ben soruyu anlamaya çalışırken, yardım İl Sağlık Müdüründen geldi: "Hocam, birden fazla kız çocuğu olup da bir türlü erkek bebek doğuramayan hanımlara kırsal alanda kısır kadın muamelesi yapılabiliyor, hatta eşler bu yüzden eve kuma getiriyorlar."
Aslında bu durum biz kadın-doğum hekimlerinin çok sık karşılaştığı bir sorundur. Gün geçmiyor ki, bir hasta ya da eşi bize erkek çocuk doğurmanın yöntemlerini sormasın. Elbette bu konuda hastalarımıza bazı küçük yardımlarda bulunuyoruz. Örneğin; Y kromozomu (erkek) taşıyan spermlerin daha hızlı hareket ettiğini ve yumurtayı öncelikle dölleyebildiğini biliyoruz. Eğer ilişki öncesinde yumurtlama olmuşsa bu spermler diğerlerinden daha önce yumurtayı dölleyecek ve muhtemelen XY kromozomlu erkek bebek oluşacaktır. Bu formül her zaman tutmasa da, çiftlere önerebileceğimiz bir yöntem olarak hâlihazırda kullanılmaktadır.
İşin bir de legal olmayan yolu vardır. Burada istenen cinsiyette bebeğe yüzde 100 oranında ulaşabilmek mümkündür. Yöntem tüp bebek işlemi esnasında yapılan embriyo biyopsisine dayanmaktadır. Biliyorsunuz bu yöntem bazı kalıtsal hastalıkları ekarte etmek için, risk grubu hastalarda yaygın olarak kullanılmaktadır (Preimplantasyon Genetik Tanı). Böylece hastalıklı (hemofili vb.) embriyolar ayıklanmakta ve sağlam embriyolar hastaya transfer edilmektedir. Yöntemin salt cinsiyet belirlemek amacıyla kullanımı legal ve etik değildir. Ancak bu yöntemin varlığını günümüzde çeşitli kanallardan (internet vb.) öğrenen hastalar bizleri arayarak istedikleri cinsiyetteki çocuk arzularını realize etmek istemektedirler. Hatta yumurta ve sperm donasyonunun serbest olduğu Kuzey Kıbrıs’taki merkezlerde bu isteklerinin yerine getirilebildiğini ifade etmektedirler.
Doğacak bebeğin cinsiyetini belirleme konusu çağlar boyunca insanlığın en çok arzuladığı şeylerden biri olmuştur. Bu yüzden tarihte pek çok trajik olaylar yaşanmıştır ve hâlâ yaşanmaktadır. Tek çocuk politikasının yaygın olarak yürütüldüğü Çin gibi ülkelerde bazı aileler çok erken dönemlerde bebeğin cinsiyetini, Koryon villus biyopsisi, amniyosentez, ultrasonografi gibi yöntemlerle öğrenmekte ve bebek kız ise kürtaj yaptırmaktadırlar. Bu durumun ileride dünyadaki pek çok dengeyi değiştirmesi kaçınılmazdır. Hekim olarak bize düşen görev ise bu tip legal olmayan ve etik dışı istekler karşısında kararlı bir tavır sergileyebilmektir.