Bayan voleybol milli takımımız, önce Milletler Liginde Dünya Şampiyonu oldu. Daha sonra, Avrupa Şampiyonu olarak göğsümüzü kabarttılar. Ülke olarak, hepimiz çok sevindik. Onlarla gurur duyduk. Şimdi ise Olimpiyat seçmelerinde, altı maçta, altı galibiyet alarak grup birincisi oldular ve bileklerinin hakkıyla, olimpiyatlara katılma hakkını elde ettiler..
Başarılarıyla gururlandığımız, sadece onlar değil, başkaları da var. Sabriye Şengül boksta Dünya Şampiyonu. Halterci Cansu Bektaş, Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde, düzenlenen dünya halter şampiyonasında, dünya üçüncüsü. Merve Tuncel, Peru’da yapılan, Dünya Gençler Yüzme Şampiyonası’nda, 400, 800 ve 1.500 metrelerde serbest stilde Dünya Şampiyonu. Merve Dinçel 49, Nafia Kuş, + 73 kilolarda, Azerbaycan’da düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası’nda Dünya Şampiyonu oldular. Buse Tosun Çavuşoğlu, Sırbistan’da düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası finalinde, rakibini tuşla mağlup ederek 68 kiloda Dünya Şampiyonu oldu. Dahası da var, Londra’da, Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası finalinde, Sümeyye Boyacı, dünya ikincisi. İstanbul da gerçekleştirilen Dünya kadınlar boks şampiyonasında, Ayşe Çağırır, Hatice Akbaş, Şennur Demir, Busenaz Sürmeli, Buse Naz Çakıroğlu, altın madalya kazandılar.
Olimpiyatlarda: Nur Tatar, 2012 de 67 kiloda gümüş, 2016 da bronz madalya. Busenaz Sürmeli, 2020 de, 69 kiloda altın madalya. Hatice Kübra İlgün, tekvando 57 kiloda bronz, Merve Çoban karate 61 kiloda bronz madalya. Haydi, biraz gerilere gidelim:
Avrupa Atletizm Şampiyonası : Süreyya Ayhan, 2002 de altın, 2001, 2003 te gümüş madalya. Elvan Abeylegesse, 10.000 metre, 2007 de, gümüş, 2010 da altın, 2006 da 5.000 metrede bronz, 2010 da altın. Nevin Yanıt, 2010, 2012 yıllarında, 100 mt. engellide altın, Aslı Çakır Alptekin, 2012 de, 1.500 metre altın. Gülcan Mıngır, 2012 de, 3.000 m engelli koşuda Altın madalya.
Bayanlar güreşte 76 kiloda, altın madalyalı Yasemin Adar’ımız var. İki kez dünya şampiyonu (2017-2022), altı kez Avrupa şampiyonu (2016,2017, 2018, 2019, 2022 ve 2023). 2020 Tokyo Olimpiyatlarında, bronz madalya sahibi. Yasemin, ‘hedefim, 2024 Paris Olimpiyatları’nda altın madalya almak’ diyor. Çıtayı, yine en yükseğe koymuş. Tüm kalbimizle millet olarak. o gün geldiğinde arkasında olacağız. Kızlarımızın başarılarında daha da fazlası var. Yer dağlığından, burada hepsini yazamıyorum..
Sonra, erkeklere ne mi oldu. Milli futbol takımımız Eskişehir’de o da son dakikalarda attıkları golle, Ermenistan ile ancak berabere kalabildiler. Çokları gibi ben de sonuçtan hiç memnun olmadım. İçime mi doğdu nedir, maçı baştan sona izlemeyip, arada bir göz attım. Bizimkiler, sanki toplama takım gibiydiler. Doğrusu, milli futbolcularımız, birbirlerini ve oyun tarzlarını çok da fazla tanımıyorlar gibi geldi. Bilmem yanılıyor muyum. Kim nereye koşar nerelerden dripling yapar. Kim geriye gelip savunmaya yardımcı olur, kim ileride kalmayı yeğler, kim kafa toplarına hakim. Bu çocuklar, bizim en iyilerimiz ve en formda olanlar arasından seçilmişlerdi. Transferlerinde milyon dolarlar konuşuluyordu vs. Vakit bulup da, ne zaman birlikte antrenman yaptılar, ne zaman kamp yapıp, aralarında hazırlık maçları oynadılar, ne zaman birbirlerini tanıdılar? Her başarısızlıkta, teknik direktör olarak, biri gider diğeri gelir, Alman gitti, şimdi İtalyan’ı geldi. Milli takımımız, neredeyse Allaha emanet gibi.
‘Ülkemizde çok fazla iyi futbolcu yetişmiyor’ diyenlere cevabımız, ‘Arkadaşlar, nasıl yetişmesin. Bu futbolcular, ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük kulüplerinde oynuyorlar’. Onlar, takımlarında çok başarılılar da bu başarıyı neden milli takımda da gösteremiyorlar? Bizde futbolcu, yetişmesine yetişiyor da, gençlerimiz, takımlarında yabancılardan fırsat bulup da, kendilerini gösteremiyorlar. Hepsi bu. Büyük takımlarımız, neredeyse utanmasalar, on bir yabancı futbolcuyla sahaya çıkacaklar.
Yerli, yabancı hiç fark etmiyor, futbolcuların çoğunun gözü, transferde alacaklarında. Yaşları ilerledikçe, onlar da, herkes gibi geleceklerini düşünüyorlar. Menajerler, komisyoncular, futbol simsarları var. İyi futbolcuları, en çok para veren ve en iyi takımlara pazarlamaya çalışıyorlar. Bizim başarılarımız da, spot başarıdan öteye geçemiyor. Bir var, bir yok. Transferde, adı var kendisi sahada arda bir görünen, duruma göre sıradan olanları, Avrupa’nın büyük takımlarının ıskartaya çıkardıklarını bile bile, olgun meyve misali, bol para vererek kapmaya çalışıyoruz. Yeter ki adını biraz olsun duyurmuş, iri kıyım ve ille de siyahi olsun. Zaten bu yüzden, kendi alt yapıları ve gençlerine fırsat tanımayan bizim gibi ülkelerin, futbolda başarılı olmalarını beklemek hayalden öteye gidemiyor.
Şimdi gelin, biraz da bilim konuşalım. Tarihçi İlber Ortaylı anlatıyor: ‘Kim bu kadın desem, ben dahil herhalde bir çoğumuz cevap veremez…Ama öyle bir kadın ki, Bilim Dünyası onu konuşuyor, aslında Türkiye’nin gurur duyması gereken bir kadın…. Adı Asu Özdağlar. 43 yaşında… iki çocuk annesi… ODTÜ Elektrik – Elektronik mezunu…
Peki neden Türkiye’nin gurur duyması gereken bir KADIN!!
Amerika’da bir üniversite var, adı Massachusetts Institute of Technology (MIT). Sadece mezunlarının kazandığı NOBEL sayısı 72 ve bu Nobel ödüllerinin 15 tanesi son 5 yıl içinde.
Simdi sıkı durum, Asu Hanım, işte bu Üniversitenin Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Bölümü BAŞKANI oldu…. Eski Başkan Anantha Chandrakasanona görevi devrederken bakın ne demiş…
“Bir eğitimci olarak, vizyonu ve özverisi de aynı şekilde etkileyici, öğrencileri için yorulmak bilmeyen bir koç ve bu bölümdeki eğitim alanında yapılacak yenilikleri her zaman güçlü bir şekilde savundu…”
İşte bizim gurur duyduğumuz Atatürk’ün un evladı KADIN….
Sevgili Asu Hanım, iyi ki varsınız’. (İlber Ortaylı).
Kızlarımızın her alandaki başarıları, hem erkeklere, hem de kız çocuklarının eğitim almalarını ve ileride çalışmalarını engellemeye çalışan, onları cahil bırakıp, daha çocuk yaştayken evlendirerek, evde oturup kara çarşaf giymelerini, gurka tavuğu gibi habire doğurmalarını arzulayan, yobaz ve ilkel örümcek kafalılara, kapak olsun.
2 yorum
Biz zaten o nesiliz deliler gibi çalışıp kocalarımızla sırt sırta evlatlarımızı yetiştirip çalışkan topluma faydalı Atatürk çocuklarıyız evlatlarımızın aynı böyle yetiştirdik
Haldun hocam her zaman olduğu gibi bu yazıda da çağdaş eşitlikçi bakış açısını yansıtmış. Sağ olun var olun.