Bu söz de ne demek diye düşünebilirsiniz. Evet, bu söz hayatın her alanında her şeye karşı duyulan korkuyu bastırabilmek için halk arasında çok kullanılır ve hatta bir deyim haline gelmiştir. Bu sözün özellikle sağlık alanında yeri vardır. Aramızda bir hastalık şüphesinde hekime gitmekten korkan ve kötü bir hastalıkla karşılaşacağı inancıyla bu gidişi erteleyen birçok insan bulunur. Özellikle kanser ve buna benzer hastalıklar için bu korku çok daha yaygındır. Çocukluğumdan beri ben de bazı aile yakınlarımdan bu sözü çok duyar oldum ve bu sözü ben de hekime gitmesi gereken yakınlarıma aktardım. Çünkü bu sözü duyan insanın korkusu azalmakta ve daha da cesaretlenerek hekime gitmektedir. Nitekim insan korksa da korkmasa da sonuç değişmeyecek ve eğer hekime giderse iyileşme şansı olacaktır.
Burada her şeyden önce insanda kanser vb. gibi hastalıkların tanısı konabilir endişesi vardır ve özellikle kanserin adı bile kişide ürperti meydana getirir. Bilindiği gibi İngilizce cancer, kanser olarak Türkçeye çevrilir ve yengeç demektir. Yengeç, düşmanını kıstırdıktan sonra, uzun dişli kollarıyla sıkıca tutar ve yavaş yavaş kemirerek yer. Kanser tedavi edilmezse, insanı giderek zayıflatıp halsiz kılar ve sonunda ölüme kadar götürür. Bu nedenle bu hastalığa kanser adı verildi. Tıp sözlüklerinde ise: 1) Epitelden gelişen kötü huylu tümör, karsinom. 2) Genel olarak bir kötü huylu tümör diye tanımlanır.
Kanser, geçmiş dönemlerden bu yana toplumda amansız hastalık olarak bilinir ve bu iki kelime halk arasında deyim haline gelmiştir. Amansız kelimesi ise kansere başlı başına olumsuz bir hava vermektedir. Bugün yaygınlığı biraz daha azalmış olan şu cümleler de özellikle gazetelerde ve halk arasında rastlanan ifadeler olarak bilinirler: “Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak öldü’’, “Dağ gibi adam eriyip gitti’’. Bütün bu tanımlamalar, bugün biraz daha azaldı ise de yine de halk arasında zaman zaman ifade edilmektedirler.
Bu arada günümüzde kanser yerine İngilizce cancer kelimesinin iki harfi “ca” çok söylenmekte olup , “Arkadaşım kolon ‘ca’sı oldu.’’ dendiğinde kolon kanseri anlamına gelmektedir. Bu ise sanki kanser kelimesinin verdiği korkuyu azaltıyor gibi görünmektedir. Bu iki harflik günümüzde adeta deyimleşmiş tabir, hem tıp mensupları arasında teknik bir terim, hem de halk arasında yaygınlaşma yolunda olan bir ifade tarzıdır. Bu arada hekimlerin kanser yerine tümör, ur ya da hücre farklılaşması demeleri de bir ölçüde hastanın korkusunu hafifletici olmaktadır.
Bugün günümüzde çağdaş tıbbın ve insanın en önemli ve güncel sorunlarından olan kanser, korku, umutsuzluk, suçluluk, çaresizlik, dayanılmaz ağrılar, terk edilme ve ölüm duygularını, düşüncelerini çağrıştırır. Bugün çok ileri tıbbi araştırmaların yapıldığı bu alanda birçok gelişmeler kaydedilmektedir. Kanser, hem tıbbi, fiziksel bir hastalık, hem de ruhi ve psikososyal bileşkeleri yoğun olan bir sorun olarak görülür.
Bilindiği gibi insanoğlu yüzyıllardır doğanın tanınmayan güçlerine karşı içinde daima bir korku duymuştur. Ancak bugün doğayı kontrol edebilecek düzeye gelen insanın kanser korkusunu içinden atmak için birçok nedeni vardır. Bütün bunların bilinmesine rağmen insanlar, şüpheli bir sağlık durumunda hekime gitmeye yanaşmak istemezler. Çünkü kanser olabilecekleri endişesini taşırlar ve bu yüzden hekimden çekinirler.
Bu arada insanları hekime gitme konusunda üç gruba ayırabiliriz:
1- Herhangi bir kötü hastalık tanısı konacağı korkusuyla (en çok da kanser) hekime gitmeyenler. Böyleleri arasında tıbbi yardımı reddeden ve hatta kansere ilişkin belirti ve bulguları gizleyenler vardır.
2- Hekime gitme korkusu taşımadığı halde ihmal, zamanı olmama ya da parasal sorunlarla gitmeyenler. Bunların hekimden kaçmak gibi bir sorunları yoktur.
3- Hekime kanser veya diğer bir hastalığa yakalanabilecekleri korkusuyla sık sık başvuranlar. Bu grup insanlar, vücut işlevlerindeki en küçük bir değişikliği kanser olarak yorumlarlar ve ikna olmak için sürekli hekim ve hastanelere başvururlar. Devam edecek…