Dünya yeni bir dönemden geçiyor. Hiç beklemediğimiz bir anda farklı bir misafiri ağırlamak zorunda kaldık: Covid-19. Virüs ve hastalığın hayatımıza girmesiyle birlikte eskiden alışık olduğumuz rutinlerimizin hepsi değişime uğradı. Bu durum da, doğal olarak bütün toplumda bir adaptasyon süreci ve yeniden yapılanma ihtiyacını da beraberinde getirdi. Bu durumdan biz yetişkinler kadar, dünya nüfusunun %28.3 oluşturan çocuk nüfusu da önemli şekilde etkilendi. Bu etkinin en aza indirilebilmesi için özelikle biz yetişkinlerin kendi ruh ve beden sağlıklarını koruması çok önemli. Bunun için evde rutinlerin oluşturulması, bu rutinlerin bazen bireysel bazen bütün ailenin birlikte yaptığı etkinlikler şeklinde yürütülmesi, çocuklara hayatın normal devam ettiği mesajını verecektir. Çocuklar için yaşamlarındaki düzen ve rutinler önemlidir. Hayatımızın planlı ve düzenli olması onlara kendilerini güvende hissettirir. Öncelikli olarak çocuğa vereceğimiz mesaj, “GÜVENDESİN, her şey olması gerektiği gibi devam ediyor” olmalıdır. Bununla birlikte çocuklarımızla birlikte evde kalmak yeni iletişimsel fırsatlara çevrilebilir. Çocuklarımızla ev işlerini paylaşabilir, günlük yaşama dair yeni beceriler edinmelerini destekleyebiliriz. Diğer destekleyici bir konu da, evde yeni rutinler oluşturulmasıdır. Örneğin birlikte filim izleme, kitap okuma, dans etme, sanat etkinliği yapma gibi ortak rutinler hem güzel zaman geçirmek hem de aile içi etkileşim için etkili olur.
Resim-1 Özellikle kitaplar çocukların bu yeni duruma alışmalarında destekleyici olacaktır.
Ayrıca bu yeni durum çocuklarımızın zihninde bir sürü cevap verilmesi gereken soru oluşturabilir: “İnsanlar neden maske takıyor? Neden büyükannemi göremiyorum? Neden okula gidemiyorum?” gibi çocuklarımızın sordukları bu sorulara cevap verirken öncelikle kendimizi bu konuşmaya psikolojik olarak hazırlamalıyız. Çocukların sorularını rahat bir ses tonu ile onların gelişim seviyelerine uygun olarak ifade etmeliyiz. Örneğin, 3 yaş dönemindeki bir çocuk daha ben merkezcil düşüneceğinden diğer yaş gruplarına nazaran virüsün doğrudan kendisine zarar vereceğinden daha çok endişelenebilir. Bu yaş grubundaki çocuklara virüsten korunma yollarının anlatılması, onları rahatlatarak korkuları ile başa çıkmalarını destekler. Virüsten korunmak için neler yapılacağı çocuklara hikayeler, oyunlar, şarkılar ile ifade edilerek bu durumun normalleştirilmesi desteklenebilir. Bu etkinlikleriniz sırasında temizlik ve hijyen kurallarının önemi ve koruyuculuğu da ifade edilmelidir.
Çocukların sorularına cevap verirken amacınız çocukların kendilerini bilgili hissetmeleri ve çevrelerinden duydukları bilgiler yerine daha gerçekçi bilgi edinmelerinin desteklenmesi olmalıdır. Bu noktada çocukların sorularına dürüst ve net bir şekilde cevap vermek önemlidir. Çocukların bütün sorularına cevap veremeyebilirsiniz. Bu durumda çocuğunuza “ben de bu sorunun cevabını bilmiyorum, istesen birlikte araştırabiliriz” diyerek yeni iletişim fırsatları yaratabilirsiniz. Çocuklar ihtiyaç duyduklarında size gelip soracak veya kaygılarını ifade edecektir. Bu noktada çocuklar sizin rehberiniz olsun. Bizler de yetişkinler olarak çocuklarımızla duygularımızı paylaşmalıyız. Ailece yaptığımız sohbet etkinliklerinin bir konusu da duygularımız olabilir. Daha sonra bunları oyunlaştırabilir, resmedebilir veya duygu kurabiyeleri yapabiliriz. Korkunun, sevincin, üzüntünün herkese özgü olduğu ve bunları hissetmenin normal olduğunun ifade edilmesi, çocuğun farklı duyguları ile baş etmesini kolaylaştıracaktır.
Çocukların okul ortamından ve kendi sosyal çevrelerinden uzakta olmaları da onlarda farklı kaygılara yol açabilir. Bu nedenle çocuklarımızla birlikte internet ortamından akrabalarımızla, arkadaşlarımızla görüşebilir, yaptığımız etkinlikleri onlarla paylaşabiliriz. Özelikle çocukların öğretmenleri ve arkadaşları ile paylaşımlarda bulunmalarına, günlük rutinlerini onlara anlatmalarına fırsat vermek bu süreci daha kolay atlatmalarında destekleyici olacaktır. Çocuklarımızın ve bizim bu süreci güvenli ve sağlıklı atlatmamız için ayrıca izlediğimiz haberlere de bir sınırlılık getirilmesi, ev ortamında televizyonun belirli saatlerde açık olması da aynı zamanda duygusal olarak koruyucu olacaktır. Bununla birlikte oyun, kitaplar, sevgi paylaşımları evimizden hiç eksik olmasın. Umudumuz ve yeni planlarımız hep canlı olsun. Her güne yeni bir slogan ile başlayalım. Yeni öğrenmeler ve projeler her zaman umudu yeşertir. Aynı zamanda, bu yeni projeler ve öğrenmelerin arkadaşlar ve büyükler ile paylaşılması motive edici olabilir. Çocukların bu yolla arkadaşlarının da neler yaptıklarını öğrenme fırsatları olabilir. Böylece çocuklar, bu durumun sadece onlara özgü olmadığını ve herkesin bunları yaşadığını daha iyi anlama fırsatı bulabilirler.