Her şey bir hikâye ile başlamıştı aslında. Aralık 2019’da ekranlarda bir virüsün ismini duyduk. Çin’in Wuhan bölgesinde koronavirüs adı verilen bir virüs insanları öldürmeye başlamıştı. ‘Çin nere?, Türkiye nere?’, dedik. ‘Ülkemize kolay kolay ayak basamaz bu virüs’, dedik. ‘Türk genleri güçlüdür, bu virüs bize gelse bile zarar veremez’, diye söylendik. Ancak yanıldık. Maalesef 11 Mart 2020’de ilk koronavirüs vakası ülkemizde görüldü, 17 Mart 2020’de ise koronavirüse bağlı ilk ölüm meydana geldi. Hastalık tüm dünyaya hızla yayılırken Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020’de koronavirüse bağlı oluşan hastalığı pandemi yani salgın hastalık olarak ilan etti. Biz hâlâ işin ciddiyetinde değildik. Çünkü başlangıçta hastalık daha çok 65 yaş üzerindeki vatandaşlarımızda ağır seyrediyordu. ‘Yaşlıdır, vücut direnci düşüktür, zaten şekeri vardır, tansiyonu vardır, bu sebeplerle hastalık ağır seyretmiştir’, diyerek kendimizi avuttuk.
Hastalığın aşısı bulundu, devlet tarafından ücretsiz olarak önce sağlık personeline, sonrasında risk gruplarına göre tüm vatandaşlarımıza sunuldu, ancak yine bir kısmımız oralı olmadı. Sağlık personellerinin bir kısmı aşı yaptırmaktan kaçındı, vatandaşları bile yanlış yönlendirerek aşılanmayı önermediler. Ancak virüs boş durmadı, mutasyona uğradı; çocukları, gençleri, orta yaşlıları ve en önemlisi gebeleri öldürmeye başladı. İlk olarak Hindistan’da ortaya çıkan ve hızla tüm dünyaya yayılan Delta varyantı ülkemize de ayak bastı. Delta varyantı ile birlikte yoğun bakımlar hızla doldu. Son bir yıldır koronavirüs nedeniyle ölen gebelerimizin haberleri gündem oldu. Genç yaşta ölen hastalarımızda da ciddi artış gözlendi. Antalyada 8 Eylül de koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden iki genç gebemiz, Ankara’da 13 Eylül de hayata veda eden 28 yaşındaki anne adayımız, Kocaeli’de 38 yaşında henüz 8 aylık gebe iken koronavirüse yenilen gebemiz… Örnekler çok, bir kısmını hiç haberlerde bile izlemiyoruz, sessiz sedasız hayata veda ediyorlar. Diğer acı olan ise koronavirüs enfeksiyonu geçirdikten sonra ağır sekellerle hayata bağlanmaya çalışan insanlarımız. Ağır solunum sıkıntısı nedeniyle solunum cihazına bağlanan ve maalesef geçici solunum durması veya kalbin işlevini kaybetmesi ile hipoksik kalan anne adaylarımız var. Sağlık durumu kötüye giden hastalarımızdaki mevcut gebelik hastalığın daha ağır seyretmesine sebep olduğu için gebeliği sonlandırmak zorunda kaldığımız hastalarımız var. Solunum cihazından ayrıldıktan sonra ömür boyu oksijen tüpü ile yaşamak zorunda kalan insanlarımız var. Ağır geçirilen hastalık sonrası böbrekleri iflas eden, diyalize girerek hayatını idame ettirmek zorunda kalan hastalarımız var. Yoğun bakımda şuursuzca yatan eşinin elini iyileşecek umuduyla sıkıca tutan baba adaylarımız var. Örnek çok, ancak çıkarılan ders yok!
Her ay düzenli olarak gebelik kontrollerine gelen anne adaylarımızın çoğunluğu koronavirüs aşısı olmaktan kaçınıyor. Hatta bazılarının ailesinde hiç kimsenin aşı olmadığını öğreniyoruz. Cevaplar ise çok ilginç: ’Aşının hastalığı önleyeceğine inanmıyorum’, ‘Aşı olursam bebeğin sakat doğabilir’, ‘Kaderimde koronavirüsten öleceğim yazılmışsa yapacak bir şey yok’, ‘Yıllar sonra aşı yaptıranlar pişman olacak’, ‘Benim komşum maske bile takmıyor, hiç korona olmadı’, ‘Benim akrabam gebe, korona oldu, grip gibi geçirdi, ateşi bile olmadı’….Örnek cevapların devamı var…
Her insanın kendine mahsus bir bağışıklık sistemi vardır. Bağışıklık sistemimizin hastalıklarla ne şekilde mücadele edeceğini bilmemiz mümkün değildir. Aşı, vücudumuza hastalık yapma etkisi olmayan, düşük dozda mikroorganizmanın verilerek, bu virüsün vücudumuza tanıtılmasından ibarettir. Böylece aşılandıktan sonra gerçek virüsle karşılaşıldığında bu virüsü daha önce tanımış olan vücudumuz daha fazla antikor üretecek ve böylece hastalık daha hafif atlatılacaktır. Dünyada ilk koronavirüs aşısı Çin’de üretilmiş olup Sinovac adıyla piyasaya sunulmuştur. İnaktive aşı olup zayıflatılmış ve etkisiz hale getirilmiş virüsün enjekte edilmesinden ibarettir. RNA tabanlı aşı olan Biontech ise hastalık yapan virüsün antikor oluşturan antijenik yapısının mRNA’sını içeren aşıdır. Virüse ait mRNA vücuda tanıtılmakta, böylece virüsle karşılaştığında antikor üretimi hızla gerçekleşmektedir. Ayrıca mRNA aşıları, mRNA hücre çekirdeğine girmediği için insan DNA’sına zarar vermez veya genetik değişikliklere yol açmaz.
Madem kaderimizde varsa öleceğiz, o zaman trafikte gözümüzü kapatarak araba kullanalım, ya da karşıdan karşıya geçerken trafiği kontrol etmeyelim, direk yola atlayalım, veya hiç çalışmayalım, akşama kadar oturalım, bakalım açlıktan ölmek kaderimizde var mı? veya sınavlara çalışmadan girelim, belki kaderimizde vardır, kazanırız… Aşıların zararlı olduğunu düşünenler cep telefonlarının insan sağlığına ne kadar zarar verdiğini bilmiyor mu? Televizyondan yayılan radyasyon zararlı değil mi? Paketli gıdalar, hormonlu sebze ve meyveler, dondurulmuş yiyecekler çok mu faydalı? O zaman her şeyden elimizi eteğimizi çekelim.
Olaya bilimsel olarak yaklaşırsak, koronavirüs aşısı başlangıçta gebelere önerilmiyordu. Ancak, son bir yıldır virüsün mutasyona uğraması ile Delta mutasyonunun gebelerde ağır seyretmesi sonucu gebelere koronavirüs aşısı yapılması şiddetle tavsiye edildi. Yapılan çalışmalar gebelikte geçirilen COVİD-19 enfeksiyonunun gerek annenin gerekse bebeğin morbidite ve mortalitesini artırdığını göstermiştir (1,2). Gebelikte COVİD-19 enfeksiyonu geçirilmesinin preeklampsi, düşük doğum ağırlığı, erken doğum, yoğun bakımda yatış riskini artırdığı bildirilmiştir. Bu sebeple gebelere COVİD-19 aşısının yapılması gündeme gelmiştir ve aşıların gebelikte yapılmasının zararlı olup olmadığı yönünde araştırmalar başlamıştır. Yakın zamanda yayınlanmış olan 1328 gebenin dâhil edildiği bir araştırmada (3), gebelikte en az bir doz COVİD-19 aşısı yapılmış 140 gebe ile aşı yapılmamış 1188 gebenin gebelik sonuçları karşılaştırılmış. Aşılanan gebelerin %85,7’si gebeliğin 3. trimesterinde, %14,3’ü 2. trimesterde aşılanmış. Aşılanmış gebelerin %90,7’si mRNA aşısı ile %9,3’ü viral vektör aşısı ile aşılanmış. Aşı olan ve olmayan gebeler arasında fetal anormallikler, erken doğum, postpartum kanama ve sezaryen ile doğum gibi gebelik sonuçları arasında fark tespit edilmemiştir.
CDC (Centers for Disease Control and Prevention) yapılan bilimsel çalışmaların ışığında gebelikte COVİD-19 aşısı ile ilgili olarak aşağıdaki önerileri paylaşmıştır (4):
– COVID-19 aşısı, hamile olan, emziren, hamile kalmaya çalışan veya gelecekte hamilelik planlayan kişiler de dahil olmak üzere 12 yaş ve üzerindeki tüm kişilere önerilmelidir.
– Hamilelik sırasında COVID-19 aşısının güvenliği ve etkinliği hakkında kanıtlar artmaktadır.
– Şu anda COVID-19 aşıları da dahil olmak üzere herhangi bir aşının kadınlarda veya erkeklerde doğurganlık sorunlarına neden olduğuna dair bir kanıt yoktur.
-Hamile ve yakın zamanda hamile olan kişilerin, hamile olmayan kişilere kıyasla COVID-19 ile ciddi şekilde hastalanma olasılığı daha yüksektir. COVID-19 aşısı olmak insanları COVID-19’dan kaynaklanan ciddi hastalıklardan koruyabilir.
Yine ACOG (American College of Obstetricians and Gynaecologists) ise gebelerde Koronavirüs aşısı yapılması ile ilgili olarak bazı önerilerde bulunmuştur (5):
-Hamile bireyleri COVID-19 aşısı ile aşılamanın olumsuz maternal veya fetal etkilere neden olduğuna dair bir kanıt yoktur. Bu nedenle hamile olan veya olacak kişilere COVID-19 aşısı yapılmalıdır.
-Aşılama gebeliğin herhangi bir döneminde yapılabilir, anne ve fetüsün sağlığını en üst düzeye çıkarmak için aşının mümkün olan en kısa sürede yapılmasına önem verilmelidir.
Ülkemizde ise TMFTFP (Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği), koronavirüs enfeksiyonundan korunmak için gebelikte COVİD-19 aşısının yapılmasını önermektedir. Aşının gebeliğin her döneminde yapılabileceğini ifade etmektedir (6).
Yine TTB (Türk Tabipleri Birliği), TJOD (Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği) ile HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) yaptıkları ortak açıklamada gebelikte koronavirüs aşısının yapılmasını önermiştir (7).
Sonuç olarak;
–Gebelikte geçirilen koronavirüs enfeksiyonu, anne ve bebek ölümü dahil çok ciddi problemlere yol açabilir.
-Bu problemlerden korunmak için koronavirüs aşısı gebelere ve gebelik planlayanlara önerilmelidir.
-Gebelikte yapılan koronavirüs aşısının anne veya bebek için zararlı olduğuna dair herhangi bir veri yoktur. Yapılan hayvan çalışmaları ve aşılanmış gebelerdeki izlemler olumsuz maternal veya fetal etkilere neden olduğuna dair herhangi bir kanıt ortaya koymamıştır.
-Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından gebelikte yapılması için onay verilen iki aşı mevcuttur: Sinovac ve Biontech aşısı.
-Her iki aşıda canlı aşı değildir ve gebelikte yapılabilir. Biontech aşısının antikor oluşturma etkinliği ve dolayısıyla koruyuculuğu daha yüksektir.
-Aşılanma tamamlanmadığı sürece bu hastalığın sona ermesi mümkün değildir.
-Aşılanma tamamlansa bile maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilmelidir, unutulmamalıdır ki aşılanmış olan kişiler de hastalığa yakalanabilir.
-Hiçbir anne adayının tüm dünyada rutin uygulamaya alınan ve ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından önerilen basit bir aşı yüzünden bebeğini annesiz bırakma hakkı olmamalıdır.
KAYNAKLAR
- Villar J., Ariff S., Gunier R.B., Thiruvengadam R., Rauch S., Kholin A. Maternal and neonatal morbidity and mortality among pregnant women with and without COVID-19 infection: The INTERCOVID Multinational Cohort Study. JAMA Pediatr. 2021:e211050. doi: 10.1001/jamapediatrics.2021.1050.
- Chmielewska B., Barratt I., Townsend R., Kalafat E., van der Meulen J., Gurol-Urganci I. Effects of the COVID-19 pandemic on maternal and perinatal outcomes: a systematic review and meta-analysis. Lancet Glob Health. 2021;9(6):e759–e772.
- Helena Blakeway, Smriti Prasad, Erkan Kalafat, Paul T. Heath, Shamez N. Ladhani, Kirsty Le Doare, Laura A. Magee, Pat O’Brien, Arezou Rezvani, Peter von Dadelszen, Asma Khalil. COVID-19 vaccination during pregnancy: coverage and safety. Am J Obstet Gynecol. 2021 Aug 10 doi: 10.1016/j.ajog.2021.08.007.
- https://www.cdc.gov/coronavirus/2019cov/vaccines/recommendations/pregnancy.html
- https://www.acog.org › covid. COVID-19 Vaccination Considerations for Obstetric–Gynecologic Care. Access ACOG’s latest guidance on the COVID-19 vaccine. ACOG’s COVID-19 Vaccines and Pregnancy: Conversation Guide for Clinicians. ACOG’s COVID-19 Vaccines and Pregnancy: Conversation Guide for Clinicians.
- covid_asi_bilgilendirme.pdf (tmftp.org)
- https://www.medimagazin.com.tr.
2 yorum
Kaleminize sağlık Ayşe Nur Hanım.
Toplum olarak aşı bilinci konusunda daha çok yol almamız gerekmekte.
Hello my loved one! I want to say that this post is amazing, great written and include almost all significant infos. I would like to look extra posts like this.