Ağız ve diş sağlığı, genel bedensel sağlığımızın bir parçasıdır ve gerekli özenin gösterilmediği durumlarda kalp hastalıkları, diyabet, solunum ve gastrointestinal rahatsızlıklar gibi yaygın olarak gözlenen pek çok hastalığa yol açabildiği de bir gerçektir. Tüm bunlara karşın, ağız ve diş sağlığının önemi, günümüzde de toplumumuzda yeterli bir biçimde algılanamamaktadır.
Ülkemizde son yıllarda yapılan araştırmaların sonuçları, özellikle 0-14 yaş grubu çocuklarımızda çürük, dolgulu diş ya da diş eksikliği durumunun dünyada olması hedeflenen oranlardan yaklaşık 6 kat fazla olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra diş eti hastalıklarının da yaygınlığı yüzde 90’ın üzerindedir. Diş eti hastalıkları, tüm dünyada en fazla diş kaybı nedeni olarak belirtilmektedir. Bu gerçekler, her iki açıdan da ülkemizde rastlanılan dişsizliğin nedenlerini ortaya koymaktadır.
Oysa koruyucu diş hekimliği alanında ülkemizin sağlık politikası olarak yaygın ve düzenli ağız-diş sağlığı hizmetlerinin sunulması bu sorunu büyük ölçüde çözebilir. Var olan durumda koruyucu diş hekimliğine yönelik çalışmalar ve tedavi hizmetleri, hasta yaş grupları dikkate alındığında pedodontist ve ortodontistlerimiz tarafından; gerek üniversite hastaneleri gerekse de kamu ağız ve diş sağlığı merkezleri ya da özel sağlık kuruluşlarında sürdürülmektedir. Ancak bu alanlarda uzman olan diş hekimlerimizin sayıları ve yurt genelindeki dağılımları düşünüldüğünde; genç nüfusun oldukça yüksek olduğu coğrafyamızın her bölgesinde yaşayan çocuklarımıza bu sağlık hizmetleri etkin ulaşamayabilmektedir. Bu konuda, ebeveyn ve ilköğretimde görevli öğretmenlerimizin de destek vermeleri; koruyucu ağız-diş sağlığı hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve sürdürülmesini hızlandıracak ve daha etkin kılabilecektir. Ayrıca, ülkemizde bir sağlık politikası olarak 0-14 yaş grubu çocuklarımızın bulundukları bölgelerdeki sağlık kuruluşlarına kayıtları zorunlu hale getirilerek hem tıbbi hem de dental anlamda sağlık kontrollerinin ve gerekli ise tedavilerinin düzenli olarak yapılmasının sağlanması (aile diş hekimliği sistemi), ileride daha büyük sorun yaşama olasılığının azalmasını sağlayacağı gibi iş gücü, malzeme ve zaman kaybının da önüne geçilerek ülke ekonomisine de katkıda bulunacaktır. Bölgelere göre sayıları her gün artan diş hekimliği fakültelerimiz ile iş birliği sağlanarak, şehir klinikleri ya da gezici diş klinikleri aracılığı ile ilköğretim okullarında düzenli ağız-diş sağlığı taramaları ve tedavileri gerçekleştirilebilir ve böylece hem genel sağlık hem de ağız-diş sağlığı yaşamın zorunlu bir parçası şekline getirilebilir. Bu anlamda Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültemiz, yakın zamanda hizmete sunduğu şehir kliniği ile daha kısa sürede daha yaygın koruyucu diş tedavi hizmetleri sunmaya başlayarak bu konuda öncülük etmektedir.
Sağlıklı yaşlanan bir nüfus ve geleceğe hazır sağlıklı toplumlar yetiştirmek istiyorsak öncelik, genç bireylerin sağlığı ve eğitimleri olmalıdır.