Değerli okurlarım, sizleri uyku tıbbı üzerine yazdığım yazılarla kimi zaman sıktığımı düşünüyorum. Benim bu konu üzerinde neden bu kadar ısrarcı olduğumu merak ediyorsunuz. Bu adamın, bu işte ne çıkarı var diye sorduğunuz da oluyordur. Fırsat kollayan bir bezirgan mı? Bir kısmınızda aklımdan zorum olduğunu düşünüyorsunuzdur. Ama çok azınızda muhtemelen saf bir idealist ya da vatansever diye düşünüyorsunuzdur. Hepinizin görüşlerine saygı duymakla birlikte, sonuncu kulvarda koşmayı yeğlediğimi bilmenizi istiyorum. Neden. Uyku tıbbı ile tanışmam 1991 yılında Houstun (Texas-ABD) da “Baylor College Medicine Sleep Disorders Center”de Prof Dr. İsmet Karacan’ın merkezinde oldu. Orada bir yıllık eğitimimi tamamladıktan sonra yurda döndüm. Bu tıp alanının ülkemizde olmadığını hekimlerin ve insanların uykuda ortaya çıkan hastalıklardan haberdar olmadıklarını ve bu alandaki uluslararası bilgi birikiminin 20 yıl önce oluşmaya başladığını görerek birçok konuda olduğu gibi ulusal anlamda geç kalmamamız için çalışmalara başladım. Yakın çevremi harekete geçirmeye başladım. Önce Türk Toraks derneği içinde bu konuyla ilgilenenleri harekete geçirerek, “Uyku ve Bozuklukları Çalışma Grubu” nu kurdum. Daha sonra 1992 yılında kurulmuş “Türk Uyku Araştırmaları Derneği (TUAD)’ne üye oldum ve orada arkadaşlarımla bu konunun Türkiye’de bir an önce kurulması çalışmalarına başladık. İki yıl önce TUAD başkanlığına geldiğimde genel kurulda, bizlerin sadece uyku üzerine araştırmalarla uğraşmadığımızı, aynı zamanda bu alanda sağlık hizmeti ürettiğimizi, bu nedenle ismimizde bu hizmetimizi de tanımlayacak bir değişiklik yapmamız gerektiğini tartıştık, bunun sonucunda derneğin adını “Türk Uyku Tıbbı Derneği’’ olarak değiştirdik. Dernek kurulduğundan beri uyku tıbbı konusunda halkı bilinçlendirmek için eğitim toplantıları, hekimleri bilgilendirmek için eğitim kursları ( yılda iki kez), ulusal uyku tıbbı kongreleri( başlangıçta iki yılda bir, son üç yıldır yıllık olarak yapılmakta), Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile çalışmalar yapmaktadır.
Son ulusal kongreyi “9.Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi’’ ni 4-8 Kasım tarihleri arasında Kuşadası Pinebay otelde gerçekleştirdik. Bu kongrenin ne özelliği vardı da sizle paylaşmak gereği duydum. Bu kongreye 300 katılımcı geldi. Yurt dışından davetli konuşmacılar katıldı. Uyku tıbbı konusunda yoğun eğitim toplantıları yapıldı. Başka bir özelliği var mı diye soracağınızdan eminim. En kayda değer yanı toplantıda uyku tıbbı konusunda iki sendromun (Uyku Apne Sendromu, Üst solunum Yolu Direnç Sendromu) tanımlayıcısı ve Dünya Uyku Tıbbı Birliği (World Association Sleep Medicine) başkanı Sn. Prof. Dr. Chiristian Guilleminault, Amerika Uyku Tıbbı Akademisi (American Academy Sleep Medicine(AASM)) seçilmiş başkanı Prof. Dr. Patrick Strollo, yine AASM den Prof. Dr. Allan Pack, Avrupa Uyku Araştırmaları Derneği(EuropeanSleep Research Society (ESRS)) başkanı Prof. Dr. Claudio Bassetti, Asya Uyku Araştırmaları Derneği (Asian Sleep Research Society (ASRS)) Prof. Dr. Masako Okawa, isveç\’ten bizden Doç. Dr. Yüksel Peker( Avrupa temsilcimiz gibi çalışır) uyku tıbbında dünya deneyimini sundular. Başka bir oturumda Türk Uyku tıbbı sorunları tartışıldı, burada toplantıya katılan tüm üniversite ve eğitim hastaneleri öğretim üyeleri, uyku tıbbının ayrı bir tıp disiplini olduğu ve bir uzmanlık alanı olarak kurulması gerektiği konusunda görüş birliğine vardılar. Bu arada Prof. Dr. Chiristian Guilleminault, Prof. Dr. Patrick Strollo, Prof. Dr. Allan Pack ve Prof. Dr. Claudio Bassetti Amerika ve Avrupa da uyku tıbbının gelişimi konusunda örnekler verdiler, yapılan tartışmalardan, varılan ortak görüşten çok etkilendiklerini ve Türk uyku tıbbının bu perspektifle çok hızlı ilerleme kaydedeceğini, kendilerinden herhangi bir şey istenirse, yardıma herzaman hazır olduklarını söylediler.
Bir başka oturumda Prof. Dr. Allan Pack, transatlantik deneyimini anlatırken uyku tıbbının multidisipliner özelliklerinden söz ettikten sonra uyku tıbbının aslında tedavi edici hekimlik özelliğinin yanı sıra, koruyucu hekimlik yanının çok daha önemli olduğunu vurguladı.Hastalıkların klinik olarak belirgin olmadan tespit edilmesinin, hastalık gelişmeden önlenmesinin, birçok ağır, zor ve pahalı tedavi edilen klinik tablonun gelişmeden önlenmesini olanaklı kılarak ve ciddi sosyoekonomik kayıpları önlüyeceğini söyledi. Bu daha önce bizim de işaret ettiğimiz önemli bir tespitti.
Prof. Dr. Claudio Bassetti, ikili görüşmelerde Türk Uyku tıbbının gelişiminden çok memnun olduklarını, Avrupa da birçok ülkeye örnek olacağını söyledi.
Bir kongre bu şekilde başarılı ve yararlı sonuçlar alınarak tamamlandı. Saygı ve esenlik dileklerimle hoşcakalın diyorum.