Değerli dostlar, bu ay yaz tatiline girmeden evvelki son yazımda Emin Çölaşan\’ın 4 Ocak 2004 tarihinde Hürriyet gazetesinde ve "Sakıncalı Gazeteci" isimli kitabında yer alan köşe yazarı tanımlaması üzerinde bir miktar durmak istiyorum. Hepimiz hasbelkader değişik yerlerde amatörce yazılar yazıyoruz. Ama bu işi profesyonelce yapmanın bazı kuralları var ve olmalı da. Köşe yazarı dediğimiz kişi topluma yazıları ile yön veren saygın bir kişiliğe sahip olmalıdır. Emin Çölaşan’a göre bu kriterler şu şekilde oluşmalıdır:
1. Köşe yazarı konuştuğunu yazabilmelidir. Masa başında ve dost sohbetlerinde aslan kesilen pek çok kişi iş yazı yazmaya gelince evcil kedi olurlar. Aslanlıkları orada biter.
2. Köşe yazarının geçmişi temiz olmalıdır. Sadece kendisi değil, soyu ve sülalesi de temiz olmalıdır.
3. Köşe yazarı hayatta hiç kimseye gebe olmamalıdır. Eğer birilerine bir şekilde borçluysanız onlar hakkında yazdığınız takdirde bir gün mutlaka yüzünüze vurulacağını bilirsiniz.
4. Hiç kimseyle çok yakın ilişki kurmamalı, mesafeyi korumayı bilmelidir.
5. Köşe yazarı övücü değil, eleştiren kişi olmalıdır. İktidarların önünde boyun eğmemeli, eğilip bükülmemelidir.
6. Köşe yazarı inançlı ve yürekli olmalıdır. Yürekli olmayan eleştiremez. Belli konuları gündeme getiremez ve yazamaz.
7. Köşe yazarı hep aynı çizgide olmalıdır. Dün savunduğu fikirleri bugün de aynen savunmalı ve arkasında durmalıdır. Bir gün savunduklarının ertesi gün tam aksini savunan köşe yazarı değildir.
8. Köşe yazarı beleş gezilere ve yemeklere davetli olarak katılmaktan kaçınmalıdır. Özellikle de bu tür davetleri daha sonra yazmak bir köşe yazarının işi değildir.
9. Köşe yazarı ulusunun çıkarları doğrultusunda yazmalıdır.
10. Köşe yazarı kendini ağırlayan firmaların reklamını yapmamalıdır. Özel yaşamını da okurlarına aktarmak zorunda değildir.
Tüm bu kriterler tartışmasız doğrudur. Bu maddelere ek olarak ben de bir madde ile kendi yorumumu yapmak isterim. Bu madde de aslında çok duyduğumuz, ama nedense pek de uygulanmayan bir maddedir. Köşe yazarı bilgi sahibi olmadan fikir sahibi de olmamalıdır. Ne yazık ki bugün amatör, profesyonel pek çok köşe yazarının hemen her konu da bir fikri vardır. Ama nedense o konu da net bir bilgiye sahip değildir. Bu durumda olan ne çok yazar var bugün medyada. Şöyle bir bakın, oluşan fikirler çoklukla dayanaksız ve savrukçadır. Öncelikle iğneyi kendimize batırmalıyız. Yazdığımızın arkasında donamımızla duramadıkça, yazılar havaya yazılır. Medyada tüm kriterlere uyan köşe yazarlarının çok olduğu günlerde buluşana dek, hepinize esenlik dolu günler dilerim.