COVID-19’a neden olan koronavirüs SARS-CoV-2, dış yüzeyinde başak proteini adı verilen bir proteini kullanarak, hücrelere bağlanarak, hücrelere girerek insanları enfekte ve hasta etmektedir.
Yeni bir çalışma, vücudun Covid 19 enfeksiyonuna karşı bağışıklık tepkisinin , ilk enfeksiyonu geçirdikten ve semptomların sona ermesinden sonra ortalama sekiz ay sürebileceğini öne sürmektedir.
Aşılarda ise bağışıklık için süre aşının ikinci dozu da yapıldıktan sonra da 4-6 ay olmuştur. Fakat 3. ve 4. faz aşamaları tüm dünyada devam ettiği için aşılamalar ile ilgili kesin sonuçlar önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacaktır.
Açıkçası ömür boyu kalıcı bağışıklık ne hastalığı geçirende, ne de aşılanan da henüz olamamaktadır. Bu hastalık aynı influenza gribinde olduğu gibi her sene içinde 1-2-3 kere geçirilebilmektedir. Fakat mortalite ve morbiditesi influenzaya göre çok daha yüksektir. Dikkat edilmesi gereken nokta budur.
Enfeksiyonu geçirenler veya aşılananlar diğerlerine göre hastalığa yakalanmama konusunda ömür boyu daha üstün değillerdir. Bu nedenle henüz salgın tüm dünyada kontrol altına alınmadan yeni normal adı verilen “maske”, “mesafe”, “temizlik” önümüzdeki yıla da damgasını vuracaktır. Covid 19’a uygun davranış şimdilik budur.
Aşılar, bir kişiyi vücudunda çoğalabilen hastalığa neden olan bir virüse maruz bırakmadan doğal bir enfeksiyonun belirli yönlerini taklit ederek korur. Çoğu aşı ömür boyu korurken (kızamık, çiçek vb), influenza grip aşısının her sene yapıldığını hatırda tutmak lazımdır.
Çoğu COVID-19 aşısı, insanları sadece spike proteinine maruz bırakmanın farklı yollarını bulur. Örneğin, Pfizer ve Moderna aşıları gibi mRNA aşıları, hücrelerinize vücudunuzdaki başak proteinini yapmak için talimatlar verir. Aşı, bağışıklık sisteminizi virüse herhangi bir hastalık etkisi olmadan yanıt vermesi için eğitir.
Canlı ve/veya m-RNA aşılarında aşılamanın amacı, T hücreleri ve B hücreleri olarak adlandırılan özel bağışıklık hücrelerine, Covid 19 un başak proteininin neye benzediğini öğretmektir, böylece onu hızlı bir şekilde tanıyabilir ve ilk etapta enfeksiyon ve hastalığı önleyebilir hale gelir. Bu, doğal bir enfeksiyon sırasında da gerçekleşen bir tür bağışıklık öğrenmesidir.
İnaktive edilmiş diğer tip aşılarda ise ciddi bir hastalık tepkisi riski olmadan vücudun bağışıklık sistemini virüse maruz bırakmak için öldürülmüş viral partikülleri kullandığı gözlenmiştir.
2019 yılı Temmuz ayında yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Covid-19’a karşı bağışıklık süresi için “bağışıklığın aylar içinde kaybolabileceğini öne sürülmüştür”.
Söz konusu sonucu King’s College London’dan araştırmacılar, iyileşmiş Covid-19 hastalarında zaman içinde antikor seviyelerinde gözlemledikleri düşüşlerden çıkarmışlardır.
COVID-19 için hem klinik çalışmalardan hem de yaygın aşılamadan kaynaklanan ciddi yan etkiler çok nadirdir ve ara sıra şiddetli alerjik reaksiyonlar gibi ortaya çıkanlar bile genellikle uzun süreli hastaneye yatmayı gerektirmemektedir.
Koronavirüsün bulaşma zincirini kırmak için gereken aşılama oranlarını hesaplamak için epidemiyolojik bilgilerle donamış sağlık yönetimi bakış açısına sahip modellemelere gerek vardır. Pandemiyi durdurmak için nüfusun yaklaşık % 70’inin aşılanması şarttır.
Aşı etkinliği ve R0 değerlerini kullanarak kritik aşılama seviyesi hesaplanabilir. Bir ilde eğer RO: 2,88 ise nüfusun% 69’unun aşılanması gereklidir.
Her hangi bir ülkede eğer RO : 3 ise, bu oran % 70 olacaktır.
Eğer bir başka ülkede RO: 4.26 ise bu% 80 olacaktır.
Sonuç olarak yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı eğer Kovid 19 mutasyona uğrama neticesinde kendi kendisini ivedi olarak yok etmez ise salgını sonlandırmak için aşılama oranının sürü bağışıklığına ulaşması yaklaşık 2-3 yıl vakit alacaktır.