Son zamanlarda, hastanelerimizde ve üniversitelerde, doktorlar ve öğretim üyeleri arasında, sakallı, yaka bağır açık kravatsız gezme, gençlik taslama ve modern görünme modası çıktı.
‘Olsun ne zararı var, demokrasi yok mu isteyen istediği gibi çalışabilir’ diyebilirsiniz.
İşte ben de size, bu nedenle, böyle davranmanın bazı sakıncalarını aktaracağım. İster katılırsınız, ister katılmazsınız, ben bilemem. Her zaman tartışabiliriz.
Öncelikle bazı dallarda, örnek olarak psikiyatri ve pediatride hastalarda olumsuz etki bırakmaması bakımından, kısmen serbest kıyafet normal karşılanabilir. Hatta beyaz gömlek de giymeyebilirsiniz. Ancak bunların dışında bir doktor ve öğretim üyesi olarak bizler, temiz bir kıyafetle ve kravatlı olarak çalışmalıyız.
Eğer bizler kravat takmazsak, gençler ve öğrencilerimiz için de iyi örnek olamayız. Günün birinde başkaları da, pekâlâ kravatsız olarak, hatta mintanla veya şalvarla, sarık ve cüppeyle de gelmeye başlayabilirler. Siz, entel görünmek veya imaj değişikliği için keçi sakalla gelirseniz, yarın bir başkası, top sakal veya çember sakalla gelmeye başlar. Siz kot pantolonla veya spor ayakkabısıyla gelirseniz, öğrenciniz de öyle gelir. Ki şimdi öyle olmuş durumda. Kot pantolon, reklamda da söylendiği gibi, ‘Amerika’nın şalvarı’. Maden işçileri için tasarlanmış, sağlam, ütü ve temizleme istemez, kiri pası görünmez. Pislik içinde aylarca giyersiniz. Yırtığı deliği, icabında göze hoş bile görülür, gerektiğinde kendiniz dahi yırtarsınız. Pamuklu kumaştan yapıldıklarından serin, hatta kışın soğuk tutarlar. Normal pantolon giyseniz sık sık ütülemek ve temizletmek gerekir. Kışın sıcak tutsun diye yünlüsünü, yazın incesini kullanmak gerekir. Bu nedenle, böyle külfetlerden de kurtulmuş olursunuz.
Ancak, öğretim üyeleri ve hekimler, maden işçileri veya tamirci değildirler. İşimiz daima insanlarla. Askeri hastanelerdeki uygulamaları hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Hani birisi gelse de tersini yapmaya çalışsa, ben bugün serbest kıyafetle çalışacağım diyebilse.!
İşe bu nedenle cumhuriyetimizin kurucuları, şapka ve kılık kıyafet devrimini yıllar öncesinde gerçekleştirmişlerdir. Hekimlik, hekimlik üniforması ve zarafeti olan tertemiz beyaz gömlekle yapılır. Zaten bu nedenle, intörn ve asistanlarımızın, sadece beyaz kıyafetle görev yapmalarını istiyoruz.
Arkadaşlar, bizler hekim ve öğretim üyeleri olarak, bar fedaisi kılığında dolaşamayız. Zira bizi görerek örnek alan öğrencilerimiz ve gençlerimiz de günün birinde, ameleler, sanayi çırakları ya da mollalar gibi gelmeye başlarlar.
Üzerimizde kimlik taşımazsak, kılık kıyafetimizle orada çalıştığımızı ispatlayamazsak, hastanelerimizden içeri girerken, güvenlikçiler tarafından, ‘amca nereye’ gibi hiç de hoş olmayan ifadelerle karşılanabiliriz.
Demokratik laik cumhuriyete sahip çıkmak sadece sözle olmuyor.