Daha önceki yazılarımda hep değindiğim gibi yakın bir gelecekte Türkiye nüfus piramidinin tabanını yaşlılar oluşturacaktır. Uzmanlar bugünden, yaşlılıkta yaşamın dördüncü döneminden ya da 80 yaş ve üzerinden söz etmektedir. Bu, gelecekte yaşlıya yönelik sağlığı da içeren sosyal hizmetlerde büyük artış demektir. Bu, gelecek istihdamında ve insana hizmette yeri kolayca doldurulamayacak iş-çalışma fırsatı demektir. Nasıl mı? Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2009 yılı sonuçlarına göre; Türkiye’nin 72 milyon 561 bin 312 olan nüfusunun yüzde 7’si 65 ve daha yukarı yaş grubundan oluşmaktadır.
Kısacası yaklaşık 5 milyon civarında yaşlı bulunmaktadır. Buna karşın ülkemizde toplam 201 yaşlı kuruluşunda 17 bin 394 yaşlıya kurum bakımı olanağı bulunmaktadır. Bu veri 60 yaş ve üzerindeki her 235 yaşlıdan 1\’inin kurumda, 234\’ünün evde yaşamını sürdürdüğü anlamına gelmektedir. Bunun yanı sıra, yaşlıların yarıdan fazlasının kendi evinde eşi ile veya yalnız yaşadıklarını, üçte birinin de en az iki kronik hastalığı olduğunu (Dünya Sağlık Örgütünce 75 ve üzeri yaştaki bireylerde birey başına 10 hastalık düştüğü açıklanmıştır) düşünecek olursak, geleceğimiz adına durum pek vahimdir. Ülkemizde evlerde yaşlılara yönelik hizmetler ve evde bakımın son derece sınırlı ve yetersiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat sevindirici bir gelişmeyi bilmeyenlere hatırlatmak isterim; 7 Ağustos 2008 yılında çıkan "Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Bakım ile Evde Bakım Hizmetleri "Hakkındaki Yönetmelik" huzurevinden yararlanamayacak grubun yaşamını kaliteli kılmak adına ve sağlık yatırımcıları adına oldukça güzel bir fırsat sundu.
Bu Yönetmelik’le kurulacak gündüzlü bakım hizmeti birimi: Yaşamını evde ailesi, akrabalarıyla veya yalnız sürdüren sağlıklı yaşlılar ile demans, Alzheimer gibi hastalığı olan yaşlıların yaşam ortamlarını iyileştirmek, boş zamanlarını değerlendirmek, sosyal, psikolojik ve sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında yardımcı olmak, rehberlik ve mesleki danışmanlık yapmak, kendi imkânlarıyla karşılamakta güçlük çektikleri konular ile günlük yaşam faaliyetlerinde destek hizmetleri vermek, ilgilerine göre faaliyet grupları kurarak sosyal faaliyetler düzenlemek suretiyle sosyal ilişkilerini zenginleştirmek, aktivitelerini artırmak ve gerekli olduğu zamanlarda aileleri ile dayanışma ve paylaşma sağlanarak yaşlının yaşam kalitesinin artırılması amaçlanırken; Evde bakım hizmeti birimi ile de: Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan, tıbbi bakıma ihtiyacı olmayan ve herhangi bir özrü bulunmayan yaşlının bakımı ile ilgili olarak hane halkının tek başına veya komşu, akraba gibi diğer destek unsurlarına rağmen yetersiz kaldığı durumlarda yaşlılara evde yaşamlarını devam ettirebilmeleri için yaşam ortamlarının iyileştirilmesi, günlük yaşam faaliyetlerine yardımcı olunması amacıyla sunulan sosyal, fiziksel, psikolojik destek hizmetlerinin yürütülmesi planlanmaktadır
Merkezlerin sorumlu müdürleri ya da kurucuları üniversitelerin tıp, sosyal hizmetler, psikoloji ve dört yıllık hemşirelik bölümlerinden mezun olmuş veya üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olduktan sonra yaşlılık alanında lisansüstü eğitim alanlar ile üniversitelerin dört yıllık bölümlerinden mezun olup, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünde yaşlılık alanında en az üç yıl süreyle idareci olarak görev yapmış olan kişiler ile üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olup, yaşlılık alanında hizmet veren kamu kurumları ile özel kuruluşlarda en az üç yıl idarecilik yapmış olanlar olabiliyor.
Evet yatırımcılar! Yaklaşık 4 milyon müşteri ve kurulacak yüzlerce merkez/kurum sizi bekliyor. Ülkemizde ekonomik krizle birlikte ortaya çıkan işsizlik ve istihdam sorunlarının yaşandığı günümüzde sağlık bakım profesyonelinin en az istihdam sorunu yaşaması, eğitimde gençlerin tercihlerini bu alana kaydırmıştır. Özel üniversitelerde sağlık bakım profesyoneli (hemşire)yetiştiren lisans düzeyindeki bölümler hızla artarken, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları bünyesinde yaşlı bakım programları açılmaya başlamıştır. Yaşlıya yönelik sağlık ve sosyal hizmetleri sunacak profesyonellerin eğitim alanlarının da oldukça bakir olduğu ve gelecek vaat ettiği yatırımcılara duyurulur.