Konuya kaldığım yerden devam ediyorum.
- Kur’an, Özgür irade ve eleştirel akıl ile seçim yapma özelliğinin insana, yani hem kadın hem de erkeğe verildiğini belirtmiştir:
Ahzab-72. Biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara vermiştik de onlar sorumluluk getirecek böyle bir özelliği yüklenmekten çekinmişler ve karşı çıkmış olma durumuna düşmemek için kabul etmemişlerdi. İnsan ise bunu hemen kabul etti. Çünkü insan hem çok zalim karakterli hem de gerek bu sorumluluğun ağırlığını ve gerekse kendi karakteri konusunu değerlendiremeyecek kadar cahildir, bilgisizdir.
İnsana verilen emanet, Allah ve iman farkındalığı, bilinçli olma, eleştirel akıl ve özgür iradesini kullanarak, Allah ile yapılan 7 maddelik anlaşmaya uymak, 5 gaybe (tek Allah’a, Ahrete, Meleklere, Vahiy kitaplarına ve Peygamberlere) iman etmek ve Kur’an’da bildirilen Muhkem /kesin ana kurallara uyup uymama şeklinde karar verme sorumluluğunu yüklenme ve sonunda hesap verme özelliği olarak düşünüyorum.
- Kur’an, Allah’a inanma, tövbe etme veya etmeme hakları ve mümin olmaları bakımından insana hitap eder ve cinsiyet ayırımı yapmaz
Tövbe-112. Ayrıca Allah’a tövbe eden, ibad ve ibadet eden /sadece Allah’ı ilah kabul edip, şirk koşmaksızın O’na kulluğu kabul eden, muhkem /değişmez ana kurallara uygun olumlu ameller gerçekleştiren, hamd /şükreden, sürekli O’nun rızasını göz önünde bulundurma hedefinde olanları, rüku ve secde edenleri, güzel ve iyi şeyleri /olumlulukları öğütleyip, çirkin ve kötü şeylerden /olumsuzluklardan meneden ve Allah’ın belirlemiş olduğu yasakların sınırlarını koruyup uygulayan müminleri, kazanacakları Cennet ile müjdele.
- Kur’an, cinsiyet farkı olmaksızın ve hangi dinden olursa olsun tüm müminleri (Allah inancı olanları ve her biri birer ibad ve ibadet etme yöntemi olan Kur’an’ın muhkem /değişmez ana kurallarına uyanları) kardeş kabul etmiştir.
Hucurat-10. Ve bütün müminler kardeş olduklarına göre de, kardeşleriniz arasında barışı adaletle sağlayın ve Allah’a karşı takva sahibi olun ki, merhamet edilesiniz.
Dikkat edilirse, ayette sadece Müslüman oldum veya iman ettim diyenler ve bu dedikleri sözde kalanlar için kardeşlik kabul edilmemektedir. Ancak bu iki aşamadan sonra Salih ameller gerçekleştiren, yani imanlı Muhsin olma aşamasını da gerçekleştirip Mümin aşamasına ulaşanların ancak kardeş olarak kabul edilecekleri vurgulanmaktadır.
- Allah’ın ipi olan Kur’an ve İslam’a sarılma hakları bakımından insana hitap eder.
Al-i İmran-103. Birlik halinde Allah’ın ipine /tek ilahlı din olan İslâm dinine ve son ders kitabı /davet kitabı olan Kur’an’a sımsıkı sarılın ve bu konuda anlaşmazlıklara saplanıp gruplara bölünmeyin. Allah’ın size yaptığı şu iyiliği anımsayın ki, hani siz, aşiret /kabile kavgalarıyla, birbirinizin can düşmanları idiniz de Allah, kalplerinizi yumuşatmış ve yardımı sayesinde de kardeşler olmuştunuz. Ateş çukurundaymış gibi tam bir huzursuzluk içindeyken de sizi doğruya yönelterek kurtarmıştı. Dosdoğru yoldan ayrılmayasınız diye işte Allah, gerçekleri ayetler halinde ve açıkça anlayasınız diye size böyle açık ve kolay bir şekilde bildiriyor.
- Kur’an, İbad ve ibadet etmeyi /sadece Allah’a kulluk etmeyi ve iyi amellerde bulunmayı cinsiyet ayırımı olmaksızın insandan ister.
Bakara-21. Ey insanlar! Sadece, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibad ve ibadet edin /sadece O’na kulluğunuzu, bağlılığınızı ifade edin ve tek ilah olduğuna iman edip takva sahibi olun.
- Okuma-öğrenme-öğretme-bilim-sanatsal faaliyetler yapmanın insan hakkı olduğunu belirtir.
‘Alak-1. Oku, her şeyi yaratan /halk eden Rab’bin adıyla.
Bu ilk ayet ile Bakara-31. ayete göre, henüz Cennet öncesi katta ve dünyaya gönderilmeden önce Âdem ve eşinin, İns diye isimlendirilen dünya öğrencisi olan Ruh’larının hafızasına Dünya’ya gönderilmeden önce ilk yüklenen kitap Evren olmaktadır. ‘Alak-1. ayet ile demek ki, Hz. Muhammed’in okuması istenen de bilinçaltı hafızasında gizli olan bu Evren kitabını okuyup hatırlamaya çalışması olmaktadır diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu ayet, biz insanların da her biri birer ilim kaynağı olan Evreni, insanı ve diğer canlı-cansız yaratılanlarda gizlenmiş olan bilgileri okumamız, onları araştırıp ilim yapmamız gerektiği emrini vurgulayan ilk ayet de olmaktadır. Bu ilmi yapabilmek ise, cinsiyet ayırımı olmaksızın ilim adamlığı mesleği gerektirir.
- Zumer-9. ayette “bilen ile bilmeyenin aynı olmayacağı” uyarısı, her iki cinse de yönelik bir ikazdır.
Zumer-9. ……Ey peygamber! Yine insanlara, “Hiç bilgi sahibi olanlarla olmayanlar bir olur mu ve bir tutulur mu?” diye sor. Şüphesiz bunları ancak akıl ve ilim sahipleri düşünür ve ibret alıp faydalanır.
Bu konuda Hz. Muhammed şu sözü ile bu durumu çok güzel pekiştirmiştir “İlim öğrenmek, her Müslüman’a farzdır – İbn-i Mace, Mukaddime-17″
‘Alak-2. Ki O Rab, insanı yapışıp asılı duran bir parçadan /sevgisinden var etti /yarattı /halk etti.
“Oku” emrinden sonra bu ayet ile insanın nasıl yaratılmış olduğuna değinilmiş olması, okunacak olanın özellikle birinci kitapta bulunan ve Evren’in de en son ve en mükemmel yaratığı olan “Beşer /İnsan” olması gerektiğini de vurgulanmış olmaktadır.
- A’lak-3. Oku ve bil ki O Rabbin en büyük ikram sahibi /cömert olandır. 4. Ki O (Rabbin), kalemin yazdıklarıyla öğretendir.
“Oku” emrinin, vücut halinde insanın yaratılmasının açıklanmasından sonra bu ayette ikinci defa verilmiş olması, dünya öğrencisi olan Ruh’un hafızasındaki “Evren Kitabı” yanında diğer ikinci kitap olan “Kur’an ve özellikle muhkem /değişmez ana kuralları” olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla da ‘Alak 3. ayetteki muhkem /değişmez ana hüküm, “temel ibad etme yöntemi olarak ilim yapın ve birlikte Kur’an da okuyun” olmaktadır. Böylece öncelik, kadın ve erkek bütün insanların ilim yapanlarına ve bilim insanına verilmekte, ondan sonra Kur’an okuyarak İman’a ulaşılması önerilmiş olmaktadır. Zaten Al-i İmran-18 nci ayette ilim adamına öncelik verilmiş ve “Adalet üzere olan bilim adamı” denilerek Meleklerden sonraya konmuştur. Zaten, Kur’an’da ilim insanının imanlı olanı tercih edilmekte ve bunların derecelerinin daha farklı olacağı vurgulanmıştır.
Mücadile-11. Ey iman edenler!……..Şunu bilin ki, Allah içinizdeki gerçekten iman etmiş olanları destekleyecek ve kendilerine ilim verilmiş olanları ve bu uğurda gayret içinde olanları da derecelerle yükseltecektir. Çünkü Allah tüm yaptıklarınızdan /amellerinizden haberdardır.
- Kişiler insan olarak görüldüğü için yakın ve dost ailelerle birlikte yemek yemek uygun bulunmuş ve yasaklanmamıştır.
Nur-61. Diğer bir uygulama olarak da kendi evlerinizde veya babalarınızın annelerinizin, kardeşlerinizin kız kardeşlerinizin, amcalarınızın, halalarınızın dayılarınızın, teyzelerinizin evlerinde, sorumlu olduğunuz evlerde ve güvenilir dostlarınızın /arkadaşlarınızın evlerinde birlikte yemek yemenizde bir sakınca /günah yoktur. Beraberce yahut ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca /günah yoktur.
Kur’an’ın uyarmış olduğu üzere bizlerin de cinsiyet ayırımı yapmaksızın herbirimizi insan neslinin birer bireyi görmeyi inşallah başarırız.
Kur’an temelli başka bir konuda birlikte olmak dileklerimle, sağlıkla kalın.