Bu ayki yazımda, kızımın küresel ısınma ile ilgili yaptığı okul ödevinden bir bölümü düzenleyerek aktarmak istiyorum. Konu sağlıkla yakından ilgili olduğu için hekimlerin bu konuda fikir üretmeleri, topluma küresel ısınmayı ve ortaya çıkardığı olumsuzlukları anlatmaları gerekiyor.
Küresel ısınma, sera gazlarının etkisi ile atmosferin, denizlerin ve dünya yüzeyinin ortalama ısısının yükselmesidir. Dünya, güneşten gelen ışınların direkt etkisinden çok, yansıyan ışınlarla ısınır. Güneş ışınlarının karbon dioksit ve metan gibi çeşitli gazlar tarafından tutulmasına “sera etkisi” adı verilmektedir. Bu etki ile gezegen yüzeyindeki ısının bir kısmı tutulur ve ısı kaybı önlenir. Ancak, özellikle fosil yakıtların tüketilmesi sonucunda sera gazları atmosfer içinde daha çok tutulur olmuş ve böylece dünyanın ısısı artış göstermiştir. İşte, küresel ısınma sera gazlarının artarak fazla ısı tutması sonucunda oluşmaktadır.
Küresel ısınmanın canlılar üzerine etkilerini inceleyen bilimsel çalışmaların sayısı artmaktadır. Bir çalışmada, su ısısı artışıyla birlikte su canlılarında üreme ve embriyo gelişimi bozuklukları oluştuğu gösterilmiştir. Isı artımıyla birlikte yumurtalar anormal bölünmekte, embriyolar bozulmakta ve sonuçta ölüm meydana gelmektedir.
Isı dalgalarına bağlı ölümler de artmaktadır. 2003 yılında Avrupa’da 70 bin, sadece Fransa’da ise 15 bin kişi aşırı sıcakların neden olduğu sağlık sorunlarından dolayı kaybedilmiştir. Küresel ısınmanın sonucunda su ve tarım ürünleri giderek azalacak ve kıtlık bütün dünyayı saracaktır. Böylelikle insanların beslenme sorunları artacak, açlığa bağlı birçok hastalık gelişecektir. Elbette açlık ve kıtlık yüzünden ölüm oranları artacaktır.
Aşırı ısınma ile polen allerjisi ve astım riski artmaktadır. Küresel ısınma yabani otları artırmakta ve bunlar da allerjiyi ortaya çıkarmaktadır. Küresel ısınmanın neden olduğu diğer bir sorun ise enfeksiyonlardır; sıtma, kene ile ilgili ansefalit ve ishal en önemlilerindendir. Isı arttıkça, hastalığa neden olan sivrisinekler daha yüksek bölgelerde daha kolay yaşayıp yayılabilmektedir. Örneğin; sıtma, Afrika ve Endonezya’nın yükseklerinde görülmezken, şimdilerde milyonlara risk oluşturmaktadır. Küresel etkinin sonucunda oluşan aşırı yağmurlar, bakteriden bol toprakları barajlara sürüklemekte ve sonuçta ishale neden olmaktadır.
“Nature”da yayımlanan bir makalede, araştırmacılar bin 400’den fazla çeşit hayvan/bitki türünün incelendiği 147 çalışmayı analiz etmiş ve sonuçta, küresel ısınma ile biyolojik değişim arasında ilişki saptamışlardır. Isınmanın etkisi ile hayvanlar daha erken doğum yapmakta ve göç etmektedir. Bazı bitki/hayvan türleri daha kuzeye/yükseğe yer değiştirmektedir. İlkbaharın erken ve hızlı gelmesiyle bitkiler daha erken çiçeklenmeye başlarken, bazı ağaç türleri ise bodur kalmaktadır.
Küresel ısınma ile doğanın dengesi bozularak birçok türün nesli tükenecektir. Öte yandan, bazı türlerin sayısı ise gereğinden fazla artacaktır. Tırtıl yiyerek beslenen bazı tür bülbüller ısınma yüzünden daha kuzeylerde yerleşmeye başlamıştır. Bunun sonucunda tırtılların artması ve doğaya zarar vermeleri nasıl önlenecektir?
Küresel ısınma dünya üzerindeki canlıları etkilemektedir. İnsan da bu süreçten doğrudan veya dolaylı olarak olumsuz etkilenmektedir. Bilimsel veriler, bu etkilenmenin gittikçe artarak devam edeceğini göstermektedir. Küresel ısınmayı engelleyecek çalışmalarda bizzat hekimlerin de yer alması ve bu konuda çözüm arayışlarına katkıda bulunmaları gerekmektedir.