Savaşlara kutsallık yakıştırılabilir mi?
Evrensel insani değerler açısından bakarsak bize göre yakıştırılamaz. İnsanın kendini koruma refleksi dışında bilinçli olarak insan öldürmeyi planlama, programlama ve gerçekleştirme eylemi cinayet olarak algılanmalıdır.
Tanımlanması yetmez!
Anaokulundan başlatılmak üzere eğitim ve öğretim sürecinde çocuklara buluğ çağının sonunu hedefleyerek canlı tutulmak kaydıyla bilinç altına yerleştirilinceye kadar müfredatın temel ilkelerinden olmalıdır.
Değiştirilemez ilkelerden söz edeceksek bu ilke dokunulmayacak ilkelerden olmalıdır ve de evrensel olarak bütün dinleri kapsamı alanına almalıdır. Gazze savaşı değil’ GAZZE KATLİAMI VE SOYKIRIMI’ dokunulmazlığından sonra bu ilke dokunulmaz ilke haline getirilerek evrensel insan hakları bağlamında tüm dünya halklarına duyurulmalıdır.
Neden bunu söylüyoruz?
İsrail bu saldırılarda kendi dininin kutsalına göre hareket ettiğini birçok kez dünya kamuoyuyla paylaşmıştı. Birleşmiş Milletlerden ya da herhangi bir ülkeden yaptırım olarak karşılık görmediğine göre, kutsala göre katliam ve soykırım yapmayı meşrulaştıran bir iklim oluşmadan gerekli tedbirlerin alınması sağduyunun ıskalamaması gereken bir tutum ve davranış olacağı görüşündeyiz.
Savaş kutsallaştırılınca durdurulması söz konusu bile edilemez. Savaş kutsallaştırılınca, durdurulması da gündeme alınmayınca meşrulaşır ve dünya üçüncü dünya savaşını ‘din savaşları’ olarak yaşama ihtiyacı duyabilir.
Dünyanın sonu kutsallaşmış din savaşları ve nükleer güçlerin araçsallaştırılmasından oluşan bir kaos olarak yaşayanların karşısına çıkabilir.
Yolumuz aydınlık olsun.