Değerli okurlar, önceki köşe yazımızda artan enerji ve doğal kaynak ihtiyaçlarını karşılamak için ürettiğimiz sera gazı emisyonlarının (GHG) (Şekil 1) etkisiyle oluşan buzulların erimesi (Şekil 2) ve iklim değişiklikleri sonucu oluşan çevresel felaketler, salgın ve afetler yüzünden sağlık ve çevremizin geleceğinin tehlikede olduğunu ve tüm dünyanın sürdürülebilir kalkınma hedefleri (Şekil 3) için artık düşük karbonlu döngüsel ekonomiye, yenilenebilir kaynaklara, enerji verimliliğine, güvenlik ve ekonomiye odaklı yeni bir enerji politikasını benimsemesi ve titizlikle uygulaması gerektiğini bunun içinde nadir toprak metalleri (REE) ve kritik minerallerin geleceğimizi şekillendireceğinden bahsetmiştik.
Şekil 1. Sera gazı (GHG) emisyon hedefleri1
Şekil 2. Arktik buzul örtüsünün 1979 ve 2021 yıllarında NASA uydusu tarafından kaydedilmiş görüntüleri2
Şekil 3. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri3
Küresel ölçekte, ulaşım sektöründe fosil yakıtların kullanılması yılda yaklaşık 12 Gt CO2 eşdeğerinin havaya salınmasıyla sonuçlanmaktadır ve bu, tüm antropojenik sera gazlarının yaklaşık %25’ine tekabül etmektedir. Öngörülen nüfus ve ekonomik büyüme ile küresel ulaşım talebinin önemli ölçüde artması beklenmektedir. Daha fazla politika eylemi olmadan, yakıt ve elektrik üretiminden ve yakılmasından kaynaklanan ulaştırma sektörüne ait GHG emisyonlarının 21 Gt CO2 eşdeğerine neredeyse iki katına çıkması beklenmektedir. Bununla birlikte, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama çabaları bu emisyonları bugünkü seviyelerden 2050 yılına kadar %80 oranında, yaklaşık 2,6 Gt eşdeğer CO2 değerine düşüreceği bildirilmektedir4.
Şekil 4’de gösterildiği gibi küresel enerjideki dönüşümü sağlayacak ve fosil yakıt ihtiyaçlarının yerine geçebilecek seçeneklerin arasında güneş, enerjisi, elektrikli araçlar, piller, foto-voltaik sistemler, rüzgâr türbinleri, jeotermal enerji, biyo-kütle, nükleer enerji ve hidrojen enerjisi sayılabilmektedir ve bunların çoğunun geleneksel alternatiflerinden önemli ölçüde daha fazla metal gerektirdiği tüm dünyada artık iyi bilinmektedir5.
Şekil 4. Alternatif enerji sistemleri
Bu alternatiflerin en önemli payı başta elektrikli araçların üretimi (toplamın %50-60’ı), elektrik şebekeleri ve güneş foto-voltaik üretimi (%35-45) gelmektedir. Yalnızca pilli elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli elektrikli araçlar, Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak için gereken GHG emisyonunu düşürme potansiyeline sahip olduğu bildirilmektedir4. Bu sebepten, bu yazımızda daha spesifik olarak bahsettiğimiz kötü etki üzerinde en çok payı olan lityum iyon pilleri ve elektrikli araçlar üzerine yoğunlaşacağız.
1-Elektrikli araçlar
Benzinle çalışan otomobillerde içten yanmalı motor kullanılırken, elektrikli araçlarda sistem bir elektrikli çekiş motoru ve aracın tekerleklerini sürmek için motor tarafından kullanılan elektriği depolamak için yeniden şarj edilebilen ve aracın genel menzilinin belirlenmesine yardımcı olan bir çekiş pil paketi (genellikle bir lityum iyon pil) kullanılmaktadır6.
Şekil 5. Elektrikli bir otomobilin ana bileşenleri7
Şekil 5’ de görüldüğü gibi bir elektrikli araç içindeki pil paketi araç elektroniklerini şarj ve deşarjını yöneten hücrelerden yapılmıştır ve adeta elektrikli aracın kalbi sayılmaktadır. Elektrikli araçlar, yalnızca yerleşik bir pilden gelen elektrikle çalışmaktadır ve pilde depolanan enerjiyi harekete dönüştüren bir veya daha fazla elektrik motoru tarafından tahrik edilirken7 aşırı ısınmayı önlemek için bazı birimler aktif soğutma sistemi içermektedir8. Elektrikli araçlarda genellikle kullanılan pil ile aynı boyutta olan 60 kWh kapasiteli ortalama bir pildeki hücreler elektrolit, bağlayıcı, ayırıcı ve pil paketi kasasındaki malzemeler hariç kabaca 185 kg mineral (Şekil 6) içermektedir7. Bunların dağılımı aşağıdaki Tablo 1’ de verilmiştir.
Tablo 1. Ortalama 60 kWh kapasiteli bir pilde kullanılan mineraller ve ağırlıkça dağılımı7, 9.
Mineral | Hücre elemanı | 2020 yılında kullanılan bir ortalama elektrikli arabadaki miktarı (kg) | % Dağılımı |
Grafit | Anot | 52 kg | 28,1 |
Alüminyum | Katot, şase, akım toplayıcı | 35 kg | 18,9 |
Nikel | Katot | 29 kg | 15,7 |
Bakır | Akım toplayıcı | 20 kg | 10,8 |
Çelik | Şase | 20 kg | 10,8 |
Manganez | Katot | 10 kg | 5,4 |
Kobalt | Katot | 8 kg | 4,3 |
Lityum | Katot | 6 kg | 3,2 |
Demir | Katot | 5 kg | 2,7 |
Toplam | 185 kg | 100 |
60 kWh kapasiteli çeşitli katot kompozisyonlarına göre adlandırılan pillerin mineral içerikleri aşağıdaki Tablo 2’ de verilmiştir. En önemlileri sayılan NCA ve NMC tipi pillerin birbirlerine göre üstünlük ve dezavantajları Tablo 3 ’de özetlenmiştir.
Tablo 2. 60 Kwh’lik bir lityum iyon pil için üretilen çeşitli katot kompozisyonları9
Mineral | NMC811* | NMC523** | NMC622*** | NCA+**** | LFP***** |
Lityum | 5 kg | 7 kg | 6 kg | 6 kg | 6k g |
Kobalt | 5 kg | 11 kg | 11 kg | 2 kg | 0 kg |
Nikel | 39 kg | 28 kg | 32 kg | 43 kg | 0 kg |
Manganez | 5 kg | 16 kg | 10 kg | 0 kg | 0 kg |
Grafit | 45 kg | 53 kg | 50 kg | 44 kg | 66 kg |
Alüminyum | 30 kg | 35 kg | 33 kg | 30 kg | 44 kg |
Bakır | 20 kg | 20 kg | 19 kg | 17 kg | 26 kg |
Çelik | 20 kg | 20 kg | 19 kg | 17 kg | 26 kg |
Demir | 0 kg | 0 kg | 0 kg | 0 kg | 41 kg |
*NMC811: %80 Ni + %10 Manganez + %10 Kobalt
**NMC523: %50 Ni + %20 Manganez + %30 Kobalt
***NMC622: %60 Ni + %20 Manganez + %20 Kobalt
****NCA+: Nikel Kobalt Aluminyum Oksit
*****LFP: Lityum Demir Fosfat
Tablo 3. NCA ve NMC tipte pillere ait özelliklerin karşılaştırılması10
NCA tip pil | NMC tip pil |
Yüksek özgül enerji ve güç sunmaktadır | Benzer bir performans kalibresi sunmaktadır |
Elektrikli araçların daha uzağa seyahat etmesine izin vermektedir | Daha fazla kobalt kullanır, onları daha pahalı hale getirmektedir |
Daha az kobalt kullanır, bu da onları daha ucuz hale getirmektedir | Daha yüksek genel güvenlik sunmaktader |
Aşırı ısınmaya daha yatkındır | Genellikle Nissan, Chevrolet ve BMW elektrikli araçlarda bulunmaktadır |
Tesla model elektrikli araçlarda yaygın olarak bulunmaktadır. |
Şekil 6. Elektrikli araçların lityum iyon pilleri için çeşitli kompozisyonlarda ve adlarda üretilen katot elektrotu oluşturan başlıca mineraller
Lityum tüm metallerin en hafifidir, en yüksek elektrokimyasal potansiyele sahiptir ve ağırlık için en büyük enerji yoğunluğunu sağlamaktadır11. Lityum iyon pillerin yüksek bir güç-ağırlık oranına, yüksek enerji verimliliğine ve iyi bir yüksek sıcaklık performansına sahip olması pillerin ağırlıkları için çok fazla enerji tuttuğu anlamını taşımakta ve elektrikli otomobiller için hayati önem taşımaktadır. Bu da daha az ağırlık, otomobilin tek bir şarjla daha fazla yol kat edebileceği anlamına gelmektedir. Lityum iyon piller ayrıca düşük bir kendi kendine deşarj oranına sahip olması da zaman içinde tam şarj tutma yeteneğini korumada diğer pillerden daha iyi oldukları anlamına gelmektedir6.
2- Lityum-iyon piller
Lityum-iyon pilin dayandığı ilke, elektrolit adı verilen iletken bir iyonik sıvıya daldırılan biri negatif (anot) ve diğeri pozitif (katot) olan iki elektrot arasında potansiyel farkı yaratarak elektronları dolaştırmaktır. Akıllı telefon, tablet ve notebook bilgisayarlar gibi tüketici elektroniğinde bulunan lityum iyon pil teknolojinin sahip olduğu bu büyük ölçekli başarının ana nedeni, esas olarak, lityum iyon teknolojisinin izin verdiği ve “pilin sunduğu depolama kapasitesi ile hacmi veya ağırlığı arasındaki oranı” olarak ifade edilen depolama yoğunluğu özelliğinde yatmaktadır. Örneğin; bir lityum iyon pil yaklaşık 300 ila 500 Wh/kg, yani bir kurşun asitli pilden yaklaşık 10 kat daha fazla yoğunluk sunmaktadır12.
Şekil 7. Bir lityum-iyon pil hücresinin kimyası8
Şekil 7’ de görüldüğü gibi, lityum iyon piller, elektrik üretmek için lityum iyonlarını anot adı verilen bir katmandan katot adı verilen başka bir katmana taşımaktadır6. Her iki katman da başka bir katman olan elektrolit ile ayrılmaktadır. Katotlar, en değerli metallerin (Şekil 6) bulunduğu yer olması yüzünden pil performansındaki ana sınırlayıcı faktör olarak düşünülmektedir8. Lityum iyon pil bir cihaza güç verirken, negatif elektrotta biriken elektronlar, pozitif elektrota gitmek için harici bir devre aracılığıyla serbest bırakılmaktadır. Bu aşamaya boşalma aşaması denir. Şarj aşamasında ise şarj cihazı tarafından sağlanan enerji elektronları pozitif elektrottan negatife geri göndermektedir12, yani lityum iyonları bu oksit kristallerinden koparılmakta ve iyonları depolandıkları, karbon atomu katmanları arasına sıkıştırılmış grafit bazlı bir anoda doğru çekilmektedir8.
Lityum-iyon pil teknolojisinde en yaygın kullanılan iki kavram bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, pilin kütlesine göre depolayabileceği enerji miktarı anlamını taşıyan enerji yoğunluğudur (watt-saat /kg). İkincisi ise, pilin kütlesine göre üretebileceği güç miktarı olarak tanımlanan güç yoğunluğudur (watt-saat /kg). Bu iki kavramı daha iyi anlayabilmek için bir havuzu boşaltmayı düşünürsek, enerji yoğunluğu havuzun boyutuna benzerken, güç yoğunluğu havuzun olabildiğince çabuk boşaltılmasıyla ifade edilebilir13.
Adamas Intelligence şirketinin 2019 yılı raporuna göre 2010’dan 2018’e kadar, her üç elektrikli araç tipinin toplam yıllık satışları geçen yıl (%23 artış ile) 830.000’den 4,3 milyon adede yükselmiştir. Global elektrikli araç satışlarının (mikro ve hafif hibridler hariç) 2030 yılına kadar 32 milyon adede yükseleceğini ve bunun %63’ünün pilli elektrikli araçlar (BEV), %22’sinin tak-çıkar hibrid elektrikli araçlar (PHEV) ve %15’inin hibrid elektrikli araçlar (HEV) olacağı tahmin edilmektedir7.
Şekil 8. Lityum-iyon pil teknolojisine dayanan elektrikli araçların Dünya genelindeki yıllara göre satış ve büyüme oranları14
Düzenlemeler ve Covid-19 nedeniyle 2019 ve 2020 küresel elektrikli araç satışları uzun vadeli yörüngenin altında kalsa da binek araçlar, hafif kamyonlar ve hafif ticari araçlar dahil küresel elektrikli araç satışları 2021’de 2020’ye göre %108 daha fazla artarak 6,75 milyon adede ulaşmıştır (Şekil 8). BEV ve PHEV tipindeki elektrikli araçların küresel hafif araç satışlarındaki küresel payı, 2020’deki %4,2’ye kıyasla %8,3 olarak gerçekleşirken BEV‘ ler toplam elektrikli araç satışlarının %71’ini, PHEV‘ lerin ise %29’unu oluşturmuştur. Küresel otomobil pazarı, 2020 kriz yılına göre yalnızca %4,7 oranında iyileşmiştir14.
Analistlerin görüşlerine göre yakın zamanda lityum iyon pillerden uzaklaşma beklenmiyor. Üstelik, maliyetleri o kadar çarpıcı bir şekilde düştü ki, yakın gelecekte baskın teknoloji olacağı tahmin edilmektedir. Performansları artmış olmasına rağmen, 1990’ların başında küçük, taşınabilir piller olarak pazara ilk girdiklerinden 30 kat daha ucuz hale gelmiştir. 2023 yılına kadar bir lityum-iyon elektrikli araç pil takımının maliyetinin kilovat saat başına 100 ABD Dolarının altına düşeceğini veya bugünkünden yaklaşık %20 daha düşük olacağını tahmin edilmektedir8.
Pil üreticileri, nikel-manganez-kobalt (NMC) pilleri NMC622‘den NMC811‘e, hatta NMC955 bileşimine taşıyarak kobalt seviyelerini daha da azaltmak için çaba harcamaktadır. Daha düşük yoğunluklu (daha kısa menzilli) lityum demir fosfat (LFP) pillerin de pazardan daha büyük bir pay alacağı düşünülmektedir5.
Son yıllarda lityum-kobalt pillerdeki kobalt içeriğinin azaltılması çabalarının nedenlerinin başında; kobaltın diğer metallerden farklı kılan yüksek enerji yoğunluğu, termal kararlılık, yüksek özgül güç, düşük kendi kendine deşarj oranı, düşük ağırlık ve geri dönüştürülebilirlik gibi çok önemli özelliklere sahip olmasının yanında, kobalt metalinin, nikel ve bakır madenciliğinin bir yan ürünü olması ve daha zor elde edilmesi, kobalt fiyatının nikel fiyatından iki kat daha pahalı olması (33.000 ABD Dolar/ton), Kongo’daki kobalt madenciliğinin çocuk işçiliği, zorlu koşullar ve yolsuzlukla ilişkili olması gibi etmenler yatmaktadır10.
3. Metallerin geri kazanımı
Bir pil paketi kilolarca değerli metal içerdiğinden araştırmacılar bunları sonraki tasarımlarda gerekli miktarı düşürmek için kolayca yeniden kazanmak için çalışmaktadırlar 6, 8.
Şekil 9. Elektrikli otomobillerde kullanılan lityum-iyon pillerin yaşam döngüsü15
Tipik bir geri dönüşüm tesisinde piller önce parçalanarak tüm malzemelerin toz haline getirilmiş bir karışımına dönüştürülmektedir. Bu karışım daha sonra ya bir metal izabe (ergitme) tesisinde sıvılaştırılarak (pirometalurji) ya da bir asit içinde eritilerek (hidrometalurji) temel bileşenlerine ayrılmaktadır. Son olarak, metaller çözeltiden tuz olarak çökeltilmektedir8.
Lityum-iyon piller, kullanım ömrü sonu durumuna ulaşmadan ve atık akışına girmeden önce 2 ila 10 yıl arasında ortalama ömürlere sahiptir16. Ömrü bitmiş lityum-iyon pillerin uygun şekilde geri dönüşümü sağlanmadığı takdirde termik kaçaklar7, 18, çevresel kirlilikler ve bunun sonucunda insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri19 önlenemez. Katot elektrot malzemeleri, kobalt, manganez ve nikel gibi ağır metal içerikleri içerdiği için tükenmiş lityum-iyon piller toprağa doldurulursa, bu geçiş metalleri ve toksik organikler toprağa ve yeraltı su sistemine sızarak ciddi çevre kirliliğine neden olabilmektedir.
Fosil yakıtların ve diğer tek kullanımlık malzemelerin aksine, metallerin kalıcı fiziksel özellikleri bulunmaktadır ve bu da onları teorik olarak süresiz olarak geri dönüştürülebilir kılmaktadır. Kullanım ömrünün sonunda, metal bazlı ürünler yeniden işlenebilmekte ve aynı kalitede yeni metalleri birincil kaynaklardan yeni metallere dönüştürmek için yeniden üretim sürecine dahil edilebilmektedir. Bu sebepten, pil geri dönüşümünün sera gazı emisyonlarının etkisini önemli ölçüde azaltacağı düşünüldüğünden dünya genelinde araştırmacılar yoğun olarak çalışmaktadır4.
Metalleri geri kazanmak için ömrünü tamamlamış ürünlerin geri dönüştürülmesi birçok emtia piyasasında yaygın bir uygulamadır. Olgun geri dönüşüm endüstrileri, %30 ile %60 arasında yaşam sonu geri dönüşüm oranlarına ulaşmaktadır. Bununla birlikte, tüm metaller henüz yeterli ölçekte geri dönüştürülemez, örneğin bazı kritik hammaddeler, kullanım ömrü sonu geri dönüşüm oranları %1’den azdır. Çünkü, metallerin optimum düzeyde geri dönüştürülmesini engelleyen çeşitli zorlukları bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• Ömrünü tamamlamış metallerin geri dönüşümcülere ulaşmasını engelleyen kusurlu toplama ve ayırma sistemleri,
• Atık akışları çok küçük olduğunda veya metal yoğunlukları çok küçük olduğunda ekonomik bir iş durumunun olmaması veya teknik zorluklar,
• Artan geri dönüşüme yol açan artan ürün karmaşıklığı, minyatürleştirme ve metal karıştırma
karmaşıklığı,
• Elektronik atıklar gibi karmaşık ürünlerin, örneğin gayri resmi geri dönüşüm işlemleri yoluyla, maddi kayıplara yol açan uygun olmayan şekilde işlenmesi20.
NMC622-grafit piller için, örneğin kobalt, nikel ve uygun olduğunda ayrıca lityum kullanılarak, pirometalurjik, inorganik veya organik asit hidrometalurjik geri dönüşümden elde edilen üretim GHG emisyonlarını %14-%25’e kadar düşüreceği tahmin edilmektedir. NMC katot malzemesinin doğrudan geri dönüşümden tamamen geri dönüştürülmesi için, üretilen GHG emisyonları yarı yarıya azaltılabilir21.
SONUÇ
- Birçok endüstri hala düşük karbonlu bir geleceğe giden yolları geliştirmek için çalışmakta ve özellikle düşük emisyon teknolojisi, elektrifikasyon, düşük karbonlu enerji altyapısına erişim ve talep dahil olmak üzere birçok alanda karmaşık dekarbonizasyon zorlukları yaşamaktadır.
- Metaller, Avrupa’nın temiz teknoloji değer zincirlerini başarılı bir şekilde oluşturmada ve AB’nin 2050 sıfır karbon hedefine ulaşmada merkezi bir rol oynayacak olan kritik metallerin ihtiyaçlarının sürdürülebilir şekilde temininde COVID-19 pandemisinden kaynaklanan arz kesintileri ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında ortaya çıkan endişeler elektrikli araç teknolojisinin önünü kesen en büyük sorun olmuştur5, fakat uzun vadede, enerji geçişinin kazan-kazan fırsatları sunmasını, yenilenebilir kaynaklara ve diğer temiz enerji kaynaklarına yapılan yatırımların yanı sıra enerji verimliliği gibi talep tarafı önlemleri yoluyla güvenlik ve sürdürülebilirlik zorunluluklarını uyumlu hale getirmesi beklenmektedir. Ancak bu konudaki başarının ülkelerin enerjinin satın alınabilirliği, bulunabilirliği ve sürdürülebilirliği arasındaki dengeyi dikkatli bir şekilde kurmasına ve iklim eylemine bağlılıklarını daha da güçlendirmesine bağlı olacağı düşünülmektedir12.
- Lityum iyon teknolojisi bugün elektrikli mobilite sektöründe kapasite, hacim ve kütle arasında en iyi sonucu vermektedir ve döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda yaşam döngüsü boyunca birbirini tamamlayan kullanım senaryolarına uygun yüksek voltaj, kolay şarj ve dayanıklılık sunmaktadır. Ayrıca, çoğu lityum iyon pil parçası geri dönüştürülebilir olduğundan çevre bilincine sahip kişiler için iyi bir seçimdir6.
- Elektrikli araç teknolojisi üzerine yapılan araştırma çalışmalarında, pillerin enerji yoğunluğunu artırmak, maliyeti düşürmek ve kabul edilebilir bir güç yoğunluğunu korumaya odaklanmıştır6.
- Günümüz alternatiflerinden en iyisi olan elektrikli araç kullanımının devletler tarafından teşvik edilmesi, vergi alınmaması, şarj imkanlarının iyileştirilmesi ve ücretlerinin düşürülmesi, şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması, kullanım ömrü biten bataryaların geri dönüşümüne yönelik ARGE çalışmalarının teşvik edilerek endüstriyel ölçekte yayınlaştırılması ve böylece daha az metal hammadde kullanılarak, daha az karbon ayak izi üretilmesi aşılması gereken sorunlardır.
Kaynaklar:
- EEA, 2019, final 2019 EU GHG inventory submission to the United Nations Framework Convention on Climate Change and projections reported, EU Member States under the EU Monitoring Mechanism Regulation, https://www.eea.europa.eu/highlights/increase-in-eu-greenhouse-gas
- https://climate.nasa.gov/vital-signs/arctic-sea-ice/
- https://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/sustainable-development-goals.html
- G. Bieker, 2021, Global Comparison Of The Life-Cycle Greenhouse Gas Emissions Of Passenger Cars, International Council on Clean Transportation Europe, ICCT White Paper.
- Policymaker Summary, 2022, Metals for Clean Energy: Pathways to solving Europe’s raw materials challenge, https://eurometaux.eu/media/20ad5yza/2022-policymaker-summary-report-final.pdf.
- https://www.energysage.com/electric-vehicles/101/how-do-electric-car-batteries-work/
- R. Castilloux, 2019, Adamas Intelligence, Electric growth, EVs, Motors and Motor Materials.
- D. Castelvecchi, 2021, Electric cars and batteries: how will the world produce enough? Nature. Aug;596(7872):336-339. doi: 10.1038/d41586-021-02222-1. PMID: 34404944.
- G. Bhutada, 2022, Electrification, The Key Minerals in an EV Battery, May 2, https://elements.visualcapitalist.com/the-key-minerals-in-an-ev-battery/.
- https://www.visualcapitalist.com/lithium-cobalt-batteries-powering-the-electric-vehicle-revolution/.
- https://batteryuniversity.com/article/is-lithium-ion-the-ideal-battery
- https://www.renaultgroup.com/en/news-on-air/news/the-electric-car-how-does-its-lithium-ion-battery-work/#:~:text=The%20principle%20behind%20the%20lithium,ionic%20liquid%20called%20the%20electrolyte
- https://www.energy.gov/eere/articles/how-does-lithium-ion-battery-work
- https://www.ev-volumes.com
- H. Engel, P. Hertzke, and G. Siccardo, Second-life EV batteries: The newest value pool in energy storage, McKinskey & Company, 2019, https://www.mckinsey.com/industries/automotive-and-assembly/our-insights/second-life-ev-batteries-the-newest-value-pool-in-energy-storage
- Bied-Charreton, B., Closed loop recycling of lead/acid batteries. Journal of Power Sources, 1993. 42(1): p. 331-334.
- Feng, X., et al., Thermal runaway mechanism of lithium ion battery for electric vehicles: A review. Energy Storage Materials, 2018. 10: p. 246-267.
- Harper, G., et al., Recycling lithium-ion batteries from electric vehicles. Nature, 2019. 575(7781): p. 75-86.
- Kang, D.H.P., M. Chen, and O.A. Ogunseitan, Potential Environmental and Human Health Impacts of Rechargeable Lithium Batteries in Electronic Waste. Environmental Science & Technology, 2013. 47(10): p. 5495-5503.
- Fostering Effective Energy Transition 2022 Edition, Insight Report May 2022, World Economic Forum.
- J. Wilson, K. Martinus, 2020, The governance of battery value chains: Security, Sustainability and Australian Policy Options, Future Battery Industry Cooperative Research Centre (FBI-CRC), Perth USAsia Centre.