Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, kısa bir zaman aralığı içerisinde farklı bir doktor ve hastaneye giden hastaya, tekrar tekrar manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve tomografi çekilmesine kısıtlama koydu. Bence çok da iyi yaptı. Günümüz pratiğinde bu ileri tanı yöntemleri neredeyse fizik muayenenin yerini aldı.
Gelin, geçen yıl bu konuda söylediklerimize yeniden bir göz atalım:
“Gerek devlet hastanelerindeki hasta yoğunluğu gerekse de getirilen performans sistemi nedeni ile pek çok hekim günde neredeyse 100 hastaya bakıyor ve hekimler bu kadar çok hastaya bakarken risk almamak için hemen her hastaya görüntüleme tetkikleri istemek zorunda kalıyorlar. Bu durum iki majör riski de beraberinde getiriyor. Birincisi, aşırı tetkik yüzünden radyoloji ünitelerinin yükü çok fazla artıyor ve her gün yüzlerce MRG ve tomografi değerlendirmek zorunda kalan radyologların hata payı artıyor. İkincisi ise aşırı talep yüzünden pek çok ileri düzey görüntüleme incelemesi üstünkörü yapılıyor. Uluslararası standartlara tam olarak uyulmadan yapılan bu üstünkörü incelemeler ise tanı ve tedavide ciddi yanılgılara yol açabiliyor. Bu durumda elbette en büyük zararı hasta görüyor.
Jinekoloji pratiğinde de giderek daha fazla hastaya ileri görüntüleme istendiğini görüyoruz. Günümüzde rezolüsyonu mükemmelleşen transvajinal ultrasonografi ile neredeyse histolojik tanı koyabileceğimiz ovaryal kistler ve uterin miyomlar için MRG ve tomografi isteniyor. Pek çok tomografi raporunun altında şaka gibi bir dip not görüyorum. “Hastanın transvajinal ultrasonografi ile değerlendirilmesi önerilir.” Bu ibare, hastanın ya da devletin parasının çöpe atıldığının ispatlı belgesi. Bazı özel sağlık sigortalarının bu kitlelere operasyon onayı vermek için MRG ya da tomografi yi kanıt olarak istemesini ise anlayabilmek mümkün değil. Ayrıca, hiç kimse bu kadar çok sayıda ve sık aralıklarla yapılan tomografi nin yüksek radyasyon etkisi nedeni ile kanserojen etki yaratacağının farkında değil. Tomografi ile alınan ışın dozunun tehlike yaratabileceğine dair pek çok yayın var.
Sadece İstanbul’da, tüm İngiltere’dekinden daha fazla MRG ve tomografi cihazı olduğunu biliyoruz. Ülkemiz bir tıbbi cihaz çöplüğüne dönüşmeden, bu konularda ortak rehberleri oluşturmalıyız”.