Medeniyete “uygarlık” demekle uygar olamayacağımız gibi, uygarlığa “medeniyet” demekle de medeni olamayacağımız bilinen bir gerçektir.
“Medeniyet bir hızla ulaştı ülkemize” dedik, sorunu çözemedik.
“Medeniyet tek dişi kalmış canavar” dedik, söz dinletemedik.
“Ümrandan uygarlığa” dedik, anlatamadık.
Medeniyet “uygarlık” olsun dedik, iyice “çuvalladık”.
Şimdilerde de medeniyetleri buluşturmaya çalışıyoruz.
Hangi medeniyetleri?
… bir hızla ülkemize ulaşan medeniyeti mi kullanacağız? Canavar olan medeniyeti mi?
Yoksa “ümrandan uygarlığa” olanı mı?
Benim bildiğim medeniyet üç temek direk üstüne kurulur ve yükselir.
1. Bilim
2. Sanat
3. Din
Sadece bilim üzerine kurulan medeniyet “kör” olur. Sadece “sanat” üzerine kurulan medeniyet “sağır” olur. Sadece “din” üzerine kurulan medeniyet “dilsiz” olur.
Bilim felsefesi, sanat felsefesi ve din felsefesinden köken alan bir dünya görüşünün düşüncede oluşturduğu orkestranın uygulamaya yansıması ancak, medeniyet (uygarlık) üretir.
Kültür bu üretimin sonuçlarının dillendirilmesi ve yansımalarıdır. Medeniyet “tek” ve evrenseldir.
Kültür “çok” ve ulusaldır.
Kültür, medeniyet üretemez ancak medeniyet kültür üretir.
Kültürü evrensel olarak algılamak, medeni (uygar) olmaya engeldir.
Sesli düşünmemin bir nedeni var.
Sanatla ilgili iki örnek.
Bir tanesi mimarlık, diğeri tiyatro içerikli.
Beş yüz yıldır Mimar Sinan’la övünen milletimiz neden ikinci bir “Mimar Sinan” üretememiş?
Çünkü Mimar Sinan mimarlık felsefesini “bilim, sanat, din” parametrelerine göre kurmuş ve geliştirmiş de ondan.
Farkımız bu!
İtalyanların “Leonardo”su gibi.
Dini, kültür olarak algılarsanız, okullarınızda yeni yetişen çocuklarınıza din öğretiyorum diye “din kültürü ve ahlak bilgisi” dersiyle, kültürü “din” olarak algılayan, ahlakı “bilgi” olarak düşünün bir jenerasyon hazırlarsanız, Bilgi toplumu diye diye, “bilgi taşımayı” bilim olarak bilinç altına yerleştirirseniz,
Resim ve heykel üretimini inanç konusu yaparsanız…
Daha baştan uygarlığın üç temel direğinden yoksun kalırsınız ve var olanı da kendi ellerinizle yıkarsınız.
Birinci örnek:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nce planlanan Kartal’daki merkezi iş alanları ile Küçükçekmece Gölü’yle deniz arasındaki kumsalda öngörülen rekreasyon alanlarında, dünyada tanınmış altı mimara “teklif projeler” hazırlatılmış.
Sebepleri anlattık, bu durum sonuçtur.
İkinci örnek:
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Konferans Salonu’nda, salonu dolduran ODTÜ’lüler (büyük oranda). Tiyatro oyunu…
Oyunun adı: Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü.
Başrol oyuncusu Haluk Bilginer. Haluk Bilginer, “Tanrı” rolünde. Sebepleri anlattık, bu durum sonuçtur.
Uygar olmak başka bir şey,
Kültürlü olmak başka bir şey.
Kültür yetmez.
Medeni olalım.