Çağdaş dünyada kelimeler ve kavramlar birbirine karıştırılıyor. Medeniyet kavramı ile kültür kavramı birbirinin yerine kullanılıyor.
İletişimin çok hızlı yaşandığı çağımızda “dünya insanı” çelişkilerle dolu haberleri yaşamında kullanmak zorunda kalıyor.
Kavramlar bağlamından koparılarak iletişimde kullanıldığında çağdaş insan “dedikodu kültürü” oluşturuyor.
Dedikodu kültürü üreten çağdaş insan da, kendini “uygar” olarak yansıtmaya çalışıyor.
Aydın olarak toplumumuzda bilinen insanlar da, evrensel olan kavramlarla milli olan kavramları içselleştirmeden, ayırt etmeden topluma sunmaya devam ediyor.
Aydınlarımız medeniyetle ilgili bir konuda fikir üretirken Batı uygarlığından (Roma ve Latin kültürü), Orta Doğu uygarlığından (Asur, Eti, Hitit, Mısır kültürü), Uzak Doğu uygarlığından (Hint, Çin kültürü) söz ederler.
Batı uygarlığını medeniyet olarak yaşam biçimlerinin (modernite) hedefi olarak statikleştiren aydınlar, Arap, Selçuklu ve Osmanlı kültürünün şekillendirdiği medeniyeti referans almaktan çekinirler.
Aynı aydınların bir kısmı Cumhuriyet Döneminde Batı’yı referans alma adına “Medeniyet (uygarlık) bir hızla ulaştı ülkemize” derken, bir kısmı da İslâmı referans alma adına Batı medeniyetini (uygarlığını) “Tek dişi kalmış canavar” olarak nitelemektedirler.
Bu iki yaklaşımın ürettiği kültür, günümüzde çağdaş Türkiye için yaşamı yorumlama adına çatışma kültürünün temel dinamiği olma niteliğini sürdürmektedir.
Bu çatışma kültürüdür ki, Avrupa Birliği (AB)’ne “Hayır” diyenler sonra “Evet” demekte, evet diyenler de sonra “Hayır” diyebilmektedirler.
Biz bu değerlendirmelerimizin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Medeniyet evrensel, kültürel milli niteliklerle kavramsallaştırılmalıdır.
Medeniyetin temel dinamikleri bilim, sanat ve dindir.
Bilimin, sanatın, dinin ise temel dinamiği felsefedir.
Felsefenin temel dinamikleri, eşya ve olaylara sorulan “Neden?” “Niçin?”, “Nasıl?” sorularına alınan cevaplardır.
Her alınan cevap, bireyin “hayatı okuma”sını sağlayan ve yaşam tarzını belirleyen temel dinamikleri olacaktır.
Aksi söz konusu olmaya devam ederse, Irak’ta medeniyet eserlerini yıkmayı gerçekleştiren ABD’nin ve bu yıkıma onay veren AB’nin Batı Medeniyeti(!) kökenli anlayışına teslim olmuş oluruz.
Bu bize ve medeniyet anlayışımıza yakışmaz.
Saygı ve sevgiler.