Kültür nedir? Amerikalı iki antropolog (Kroeber ve Kluckhohn – 1952) kültür konusunda yayınladıkları antolojide kültür ve kavramının 164 farklı tanımını derlemiş ve tartışmışlardır.
Bu kadar tanımı olan kavramı herkesin anlayacağı bir tanıma dönüştürmek zordur. Kültür sözünün çok anlamlı oluşu bu zorluğu doğurabilir. Bir başka açıdan bakarsak, aslında her toplum kendi kültürünü kendisi üretir. Dünya ölçeğinde bu kadar farklı toplumlar olunca farklı kültürler üretmeleri de anlaşılır bir durumdur. Kültürünü üreten toplum ürettiğine verdiği anlamı da kendisi tanımlamaktadır.
Böylece her toplumu kültür “alıcı”larıyla “verici” yabancı kültürleri tanıyabilmektedir. Bu yaklaşımı kabul ettiğimizde bir toplumun yabancı kültürü tanımlamasından çok, tanımasından söz edilebilir. Bu da bize kültür tanımlarının çokluğunu ve farklılığını kaçınılmaz kılar.
Kültür üreten insandır. İnsan dünya bazında kültürünü her coğrafyaya taşıyabilir ve kullanabilir. O halde kültürün üretimini ulusal, kullanımını evrensel görmek ve bu sonuca varmak doğal görünüyor.
Kültürü “Bütün toplumların birikim medeniyetinin bir yansıması” olarak tanımlamak mümkündür. Bu şekilde düşündüğümüzde, medeniyeti somut, kültürü soyut nitelik kazanan kavramlar olarak algılamak durumunda kalabiliriz.
Medeniyet, bütün kültürler, eğitim türleri, sanatlar ve teknolojilerdir. (Bozkurt GÜVENÇ) Bize göre medeniyetin üretimi milli, kullanımı evrenseldir ve tüm insanlığın malıdır. Kültürün üretimi milli, kullanımı evrenseldir, tüm insanlığın malıdır.
İşte İslam Konferansı Örgütü ve Avrupa Birliği Ortak Formu, İstanbul’da böyle bir kültür birikimiyle toplandı.
Ve 16. Yüzyıl’da Osmanlı’yı model ülke olarak öneren Avrupa, 18. Yüzyıl’da Avrupa’yı model toplum olarak öneren Osmanlı’ya dönüştü. Ve de günümüzde model ülke olarak önerilen Türkiye Cumhuriyeti’nin önderliğinde “Osmanlı Gücünün Merkezi” İstanbul’da buluşma kültürü gelişti.
Bu olay övünülmesi, sevinilmesi hem de organizatörlerin tebrik edilmesi gereken bir durumdur.
Daha da önemlisi buluşmanın oluşturduğu “prestij”in içini medeniyetle doldurmak seferberliğine özellikle ve öncelikle ihtiyaç vardır.
En önemlisi 11 Eylül sürecinin tetiklediği “Medeniyetler Çatışması”nı “Medeniyetler Buluşması”na dönüştüren durumun neresinde ABD’nin olduğudur. Bu buluşma Avrupa Birliği ile İslam Birliğini buluşturan bir fotoğraf yansıtıyor.
Medeniyetler Çatışması
Medeniyetler Sataşması
Medeniyetler Şakalaşması
Medeniyetler Yumuşaması
Medeniyetler Aşırması
Medeniyetlerin Şaşırması
Medeniyetlerin Karışması
Medeniyetler Barışması
Medeniyetlerin Buluşması
Medeniyetlerin Alışması
Medeniyetlerin Relaksı
Medeniyetlerin Diyaloğu
Medeniyetler arası Anlayış
Medeniyetlerin Kavşağı
Medeniyetlerin Uyumu
Medeniyetlerin buluşması gibi başlıklar taşıyan “Kültür Birikimi Orkestarası”nın eşliğinde gösterime giren “İstanbul’daki Dans” kiminle dans ettiğimizi yakında gösterecektir. “İstanbul’un Ruhu” yeniden dirilmelidir. Ancak beden yaratılmadan ruh işlevini gerçekleştiremez.
Medeniyet, Beden, Ruh Kültürüdür. Ülkemiz için hayırlı olsun.