GİRİŞ
İnsan, diğer varlıklar arasında üstün bir derecede yaratılmıştır. İnsanlara verilen akıl, muhakeme ve idrak gibi değerler, aynı düzeyde başka hiçbir canlıya verilmemiştir. İnsanlar, kendilerine verilen bu değerlerle diğer varlıkları emirlerinde kullanır, dünyayı imar ve idare ederler. İnsanlar bu değerlerle çok büyük şeref kazanmakta, üstün derecelere yükselmektedir. Ancak insanlarda nefis duygusu vardır. Bu duygu insana egemen olduğu zaman, aklı esir almakta ve onu işlevsiz hale getirmektedir. Yüce Allah, insanların bu sefil dereceye düşmemeleri ve hidayeti bulmaları için onlara peygamberler göndermiş ve kutsal kitaplar indirmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre insanlar akıllarını Kur’an ve sünnet ölçüleri dâhilinde kullanarak insani/ahlaki görevlerini yerine getirseler, meleklerden daha üstün bir dereceye yükselirler. Yok, eğer buna uymayıp nefislerine esir, şehvetlerine kul, keselerine köle olsalar, hayvanlardan daha aşağı, daha sefil bir dereceye düşerler.[1] Ona göre insanlar, akıllarını Kur’an ve sünnet ölçüleri dâhilinde kullanarak nefislerini güzel bir ahlakla terbiye etmelidirler. Bazı kişiler, yalnız aklın yeterli olduğunu iddia etmektedirler. Aslında onların bu iddiaları da akılla çelişmektedir.
NEFİS TERBİYESİ
Güzel ahlakın her inanç sisteminde önemli bir yeri vardır. Bütün inançlara göre nefsi eğitmek ve güzel ahlakla yaşamak gerekir. Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde bu konuda bilgi verilmektedir. Tertip sırasına göre Kur’an-ı Kerim’in doksan birinci suresi olan Şems Suresinde şu bilgiler verilmektedir:
وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا {1} وَالْقَمَرِ إِذَا تَلَاهَا {2} وَالنَّهَارِ إِذَا جَلَّاهَا {3}وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا {4} وَالسَّمَاء وَمَا بَنَاهَا {5} وَالْأَرْضِ وَمَا طَحَاهَا {6} وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا {7} فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا {8} قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا {9} وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا
“Güneşe, aydınlığına, onu izlediğinde aya, onu ortaya çıkardığında gündüze, onu bürüdüğünde geceye, göğe, onu bina edene, yere, onu yayıp döşeyene, nefse, onu düzenleyene, sonra da ona kötülüğü ve iyiliği ilham edene ant olsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa erecek, onu kirleten ise kaybedecektir.”[2]
SONUÇ
Bu ayetlerde haber verildiği gibi nefsini arındıran insan kurtuluşa erecek, meleklerden daha üstün bir dereceye yükselecek ve bunu yapmayanlar ise kaybedecek, hayvanlardan daha aşağı bir sefilliğe düşecektir. Yüce Allah defalarca yemin ederek bunu teyit etmektedir. İnsanlar, bu iki makam arasında yaşamaktadır. Dünya hayatındaki her türlü makam, mevki, servet ve şöhreti bir tarafa bırakarak Kur’an ve sünneti ölçü alıp Allah’ın rızasını hedef olarak seçmek gerekir. Bu güzel ahlakla hareket etmek, bizleri meleklerden daha üstün bir makama yükseltecektir.
[1] Bkz. et-Tîn 95/1-8.
[2] eş-Şems 91/1-10.