Kendi özgür irademle seçtiğim ve beğendiğim konularda yazmak her zaman daha kolay ve cazip gelmiştir. Fakat bu ayın konusunu okuduğumda doğrusu biraz heyecanlandım.
“Akademik Akıl” dediğimiz bu seçkin platformun yazarlarına da okurlarına da yakışır bir konu.
“Türkiye’nin En Temel Sorunu ve Çözüm Önerileri.”
Bir insanın ruh halini iyileştirmenin yollarından biri güzel sorular sormaktır. Mesela “Şu anda hayatındaki en güzel şey nedir?” diye sorduğumuzda, karşımızdaki insan hayatındaki en güzel şeyleri düşünürken aklına gelenlere öylesine odaklanır ki, ruh halinde ciddi bir iyileşme olur.
Ülkesini ve milletini seven bir insana sorulacak en güzel sorulardan birisinin de bu ayki konu başlığımız olduğunu düşünüyorum. Zira memleketin önemli sorunlarına odaklanan ve çözüm arayan zihinlerin sayısındaki artış ülkemin en önemli kazanımlarından birisi olur.
Kadına şiddet, asgari ücret, terör, trafik, döviz kurları, salgın, üniversite sınavları, savaşlar, siyaset, seçimler…
İçinde bulunduğu duruma bağlı olarak herkesin önem verdiği şey farklı olabilir. Fakat konumuz bireysel olarak bizim değil de güzel ülkemiz için önemli olan meselelerdir. Meseleyi ortaya koymak yetmez çözüm yolları da üretmeliyiz.
Konu üzerinde düşündüğümde zihnime ilk düşenler şunlar oldu: Seksen milyonluk ülkemin sorunları aslında sekiz milyarlık insanlığın sorunlarıyla ortak görünüyor.
Endişelenmeyin!
Tüm dünyanın sorunlarıyla boğuşmaya davet etmiyorum sizi. Zira dünyayı kurtarmak aslında bu dünyayı oluşturan insanlardan sadece birisini kurtarmakla eşdeğerdir. Yani tüm dünyanın sorunları aslında bireysel olarak her birimizin sorunlarıdır. Ve gerçekten dünyayı güzelleştirmek isteyen herkes ulaşabileceği en önemli insandan yani kendisinden başlayarak işe koyulabilir.
Düşünmek, insanoğlunun en asil eylemlerinden birisidir. Kabul etmek gerekir ki, gerek dünya, gerek ülkem gerekse bireysel olarak kendimiz için en önemli şeyler üzerinde az düşünüyoruz.
Aslında kendisine “Benim hayatımdaki en önemli mesele nedir?” diye soran insanların sayısı az. Bu soruya çözüm niteliğinde cevap bulanların sayısı bundan biraz daha az ve kanaatimce bulduğu çözüm yollarını hayata geçirenlerin sayısı çok daha azdır. İşte benim açımdan görülen en önemli sorunlardan birisi budur.
Bu yüzden editörümüzün ilan ettiği önemli sorulara bir cevap bulsak bile geriye kalıyor çok az insanın tercih ettiği üçüncü bir mesele:
“Bir adım atmak!”
Obezitenin nedenlerini bilmeyen yoktur. Bu hastalıktan kurtulmanın yolları da sır değil aslında. Sağlıklı beslenip düzenli egzersiz yapmak yeterlidir örneğin. Fakat kolay gibi görünen bu çözümler zevklerimize hitap etmediğinden göz ardı ediyoruz.
İlginç paradokslar yaşıyoruz. Ölümden korkuyor ama bu işi hızlandırmak için sağlığımızı ihmal ediyoruz. Hayatın kısalığından şikâyet ediyor ama zamanımızı çözüm önermeyen kuru eleştirilerle tüketiyoruz. “En çok eleştirenlerin genellikle en çok eleştirilecek kusuru olduğu” psikolojik gerçeğine rağmen yapıyoruz bunu. Hiçbir tartışmanın sonuç getirmediğini biliyor; zamanımızı, enerjimizi, dostlarımızı tüketme pahasına bu tatsız işi sürdürmekte diretiyoruz.
Sorulsa dünyayı güzelleştirmek istediğimizi iddia ederiz ama bir felaket tellalı gibi gördüğümüz tüm olumsuzlukları paylaşarak çevremizdeki insanların moralini bozuyoruz. Gel gör ki, bu olumsuzlukları giderecek bir fikrimiz ve projemiz yoktur çoğu kez.
Her birimiz bireysel hırslarımızdan ve ideolojik hedeflerimizden bağımsız olarak insanlığın ortak sorunları üzerinde düşünsek; bulduklarımızın listesini çıkarsak; bu listeyi önem derecesine göre sıralasak; sonra da sadece en önemli üç sorunun en etkili çözüm yollarını kaydetsek müthiş bir şey yapmış oluruz. Hayatımızdaki en önemli meseleleri tespit etmek için bir gün bile ayırmıyorsak binlerce günden oluşan ömrümüzü nerede tüketiyoruz?
Aslında sayıları az da olsa meseleler ve çözüm yolları üzerinde zihin yoran insanlar var. Fakat çözüm için rahat koltuğumuzdan kalkmak ve bir adım atmak, yorulmak ya da terlemek gerektiğinde işler değişiyor. Bu işe gönüllü insan bulmakta zorlanıyoruz.
Bu tespitimin ardından hemen bir soru gelmesini yadırgamam: Peki, tespit ettiğin bu sorun için çözüm önerin nedir?
Doğru bilgiler ışığında geliştirilmiş harika düşünceler; bu düşüncelerin telkin ettiği erdemli bir hayat ve tüm bunların sonucu olan “Mutluluk.”
Her birimizin önce kendine sonra da diğer insanlara karşı dürüst olması ve sadece elinden gelenin en iyisini yapması bunun için yeterlidir diye düşünüyorum.
Sadece yapabileceğimiz şeyler…
2 yorum
Tebrik ederim. Biz eskiler sizin vurgunuzu şöyle ifade ederiz: nazariyat ile elde edilen bilginin tatbikatta uygulanmamasından doğan sorunlar. Bunun sebebinde yeteri kadar edebi eser okumayarak yaşanmışlara bilmemekten kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Tekrar vurgunuz içim teşekkürler.
Yorum ve katkılarınız için teşekkürler