Daha yeni 2023’e ‘merhaba’ demiştik. Öyle olaylı geçti ki; nasıl gelip geçtiğini anlayamadık bile. Henüz 2023’ün başında iken 6 Şubat tarihinde büyük bir deprem felaketi ile sarsıldı ülkemiz. Resmi rakamlara göre yaklaşık 51 bin, gayri resmi rakamlara göre daha fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Hatay, Malatya, Osmaniye, Kilis, Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Elazığ kâbusu yaşadı. Tüm Türkiye yasa boğuldu. Öyle acı hikâyeler vardı ki yıkılmış binaların altında. Sadece bir günlüğüne aile ziyaretine gitmiş insanlar… İki gün boyunca enkaz altından ailesine veda mesajları atanlar… Yana yakıla yıkık binaların altında kendi çabaları ile yakınlarını arayanlar… Elindeki iki paket bisküviyi çocuklarını bulup verme ümidi ile elinde taşıyıp aç gezenler… Depreme dayanıklı inşa edildiği güvencesini veren otellerde kalan ve hayatını kaybeden sağlıkçılar… Voleybol turnuvası için Kıbrıs’tan Adıyaman’a gelen ve hayatını kaybeden henüz çocuk yaştaki sporcular… Depremden kurtulup elini, kolunu, görme yetisini, işitme yetisini, varını-yoğunu kaybeden insanlar…
Kurtulmak belki de daha acı vericiydi insanlar için… Tüm ailesini kaybetmiş, yapayalnız kalmış birinin bu acıları kaldırabilmesi çok zordu… Çocuklarının bir kısmının kurtulduğuna sevinen anne ve babaların üzüntüleri… Henüz enkaz altında sesleri duyulan, ancak günler içinde ulaşılamayıp hayatlarını kaybeden insanların öyküleri… Depremden kurtulanların hayatta kalma çabaları… Yardımlar yetersizdi, çaresizlik had safhadaydı. Bizler haberleri izlerken bile gözyaşı dökerken, yakınlarını kaybeden ve çaresizlik içerisinde, yoklukta, karanlıkta, soğukta yaşam mücadelesi veren halkın durumunu hissetmeye çalışmak acı vericiydi. Son rakamlar 500’den fazla sağlık çalışanının depremde hayatını kaybettiğini söylüyordu. Çocuk için ailesini kaybetmek, anne-baba için gözünden sakındığı yavrusunu kaybetmek, evsiz-barksız kalmak, bir de üstüne deprem felaketini vurguna dönüştürmeye çalışan hırlı-hırsız insanlarla uğraşmak… Belki de en acısı plansızlık, geleceği görememek, vurdumduymazlık ve çaresizce, bir umutla bekleyiş… Bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ sarılamamış yaralar ve eksik organizasyonlar…
Yine 2023 birçok siyasetçi, iş adamı ve sanatçıyı kaybettiğimiz bir yıl oldu ülkemiz için. Deniz Baykal, Kemal Derviş, Nuri Sesigüzel, Mehmet Barlas, Nurhan Damcıoğlu, Özkan Uğur, Rauf Tamer, Metin Uca ve Can Gürzap ve daha niceleri… Evet, 2023 yine rahat durmadı, dünya içinde zor bir yıl oldu. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail-Filistin çatışması, aşırı sıcaklar, sel felaketleri, denizaltı kazası, tren kazaları, terör saldırıları ve cinayetler…
Yine ülkemizde bitmeyen çocuk, erkek ve kadın cinayetleri, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik ve had safhaya varan terbiyesizlikler… Toplum olarak o kadar çok cinayet haberi izledik ki, neredeyse insan öldürmenin normal bir durum olduğu algısına kapılmaya başladık. Ve yine bitmeyen şehit haberleri… Evlatlarını kaybeden anaların, babaların yüreğine düşen yangınlar… Ne umduk, ne bulduk 2023 senesinden!
Şimdi 2024’e merhaba deme vakti. Yavaş ve emin adımlarla gel 2024. Sarsmadan, üzmeden, yaralamadan, kandırmadan, kedersiz, dertsiz, acısız, şefkatle gel! Tüm elemleri, harpleri, kavgaları süzgecinden geçir, esenlikle, bollukla, sulhunla gel 2024! Ülkemiz ve dünya için parıldayarak, ışığınla aydınlatarak gel yeni yıl!