Wilson J. Davis, 2021 yılında yayınlanmış kitabında metaverse’ün, “dünya çapındaki bireylerin bir ağ aracılığıyla birlikte var olmak, sosyalleşmek ve değer alışverişinde bulunmak üzere bir araya geldikleri, gerçek zamanlı bir sanal alan” olarak tanımlanabileceğini belirtmektedir.[1] Davis, metaverse’e neden ihtiyacın bulunduğunu da, sosyal medyanın yarattığı devrime benzer bir devrimle çevrimiçi yaşamların yeni bir aşamaya evrileceğini ve hatta pazarlama ve çevrimiçi etkileşimlerin artık burada gerçekleşeceğini saptayarak gerekçelendirmektedir.[2] Onun analizinden anlaşılabildiğine göre, metaverse’ün varlığının insani gerekçesi, rekabetçi gerçekliğe katılan bazı insanların yol açtıkları yaşamsal sorunlar ve bireylerin tüm dünyada yetkin denkleriyle bir araya gelebilecekleri bir eşzamanlı özgürlüğe gereksinim duymalarıdır.[3]
Davis’in verdiği bilgilerde insanların veya transhümanizm ve posthümanizm literatürlerinin ortak kavramıyla posthumanın gereksinim duyduğu metaverse’ün anlaşılabilir bir içeriği ve bir gerekçesinin olduğu görülmektedir. Alain Deneault’nun Mediocracy: The Politics of the Extreme Center (Mediokrasi: Aşırı Merkezin Siyaseti) adlı kitabı söz konusu içerik ve gerekçenin küresel sosyolojideki arka planını vermektedir. Fransız düşünür Deneault’nun sıradan insanların merkezdeki çoğunluk ve baskınlığı ele geçirerek bilim, felsefe, din, kültür ve sanatı kuşatıcı olmaktan ziyade dışlayıcı birer formata dönüştürmelerini saptadığı kitabı Mediocracy, bütün insan deneyimleri ve ortam yaşam alanlarının bunaltıcı olmaya başladığı belirtiyor. Deneault’ya göre, mediokrasinin gözetim ve denetiminde şairler, bilim insanları, filozoflar, sanayiciler, iş insanları, siyaset düşünürleri, mimarlar, öğrenciler vs. ne yapacaklarını şaşırmış bir halde davranmaktadırlar.[4] Deneault’nun mediokraside sözünü ettiği insanlar Amerikan rüyası sayesinde ve biraz da modernitenin sıkıcı ve bunaltıcı daralmışlığından dolayı çevreden merkeze akın akın gelmiş, ama merkezde yaşamayı henüz öğrenmeye çalışan ve birbirine statü ve itibar dayatan insanlardır. Deneault’nun betimlediği olgu kendi ülkesi Fransa’dan başlayarak dünyanın her yerinde geçerli olan bir toplumsal vakıaya karşılık gelmektedir.
Deneault’nun biraz da eleştirel yaklaştığı mediokrasi insanlık tarihinde yeni değildir ve insanlığın güncellendiği her dönemde haklı olarak mevcut olmuştur. Geriye dönük olarak sırayla İslam tarihinde 13. yüzyılda, Roma tarihinde 5. yüzyılda ve Antik Yunanlılarda M.Ö. 5. yüzyılda bugünkü deneyimlerin birebir aynısı yaşanmıştır. 2012 yılından sonra Amerikan rüyasının tükenmesine yönelik olumsuz küresel gelişmelerin sadece bir bölge veya zamanda ve tarihte ilk kez yaşandığını düşünmemek lazımdır. Bununla birlikte daha önceki tarihsel örneklerde olduğu gibi bu defa da insanlar ruhsal (spiritual) bir arayışa girmişler ve karşılarına bireyci özelliklerini koruyabildikleri sanal bir olanak çıkmıştır. Gerçek ve maddi evrende hiçbir konuda nefes aldırmayan heterojen belirsizlikler metaverse’de söz konusu olmayacak ve orada hata yapma ve konuşma hakkı süreğen olabilecektir. Tıpkı bir dönem sosyal medya modern indirgemeciliklere karşı böyle var olduğu gibi metaverse de çağdaş görececiliğin suiistimallerine karşı böyle var olacaktır.
Metaverse’den önce insanlar veya potansiyel posthumanlar hata yapma hakkının gayet doğal olduğunu ve konuşmanın herkesin yaşamı kadar dokunulmaz olduğunu kabul edemezler mi? Buna siyasal kapitalizm toplumu koşulları izin vermeyecek gibi görünmektedir. Çünkü bireycilik, insanların bütün haklarını onların tüketimde birer müşteri olmaları esasına bağlamıştır. Örneğin daha önce ihlal edilmiş bir insan hakkı toplumda iade edilebilir ama bunun şartı ilgili insanın tüketimde bir müşteri varoluşuna sahip olmasıdır. Bu şekilde yaşamaya koşullanmış ve bunu kanıksamış insanlardan öğrenmenin hata yaparak ve kimi zaman yanlış da olsa konuşma yoluyla meydana gelebileceğini anlamalarını beklemek kolay değildir. Nasıl modernist ve aydınlanmacı insanlar ancak tüketim toplumu koşullarında yaptıklarının hata olduğunu anlayabildiyseler –Jürgen Habermas ve Alain Touraine gibi bazıları kimi zaman hâlâ anlayamamış görünebilirler-, çağdaş insanlar da bazı hatalarını metaverse bilinç zamanında anlayabilecek durumda görünmektedirler. Çünkü kendilerini mükemmeliyetçi görmektedirler ve bu mükemmeliyetçiliğin aslında deneyim eksikliğinden kaynaklandığını anlayamamaktadırlar. Oysa bir toplumda –bu toplum yerel, bölgesel veya küresel fark etmeksizin- bilim, teknoloji ve ekonomi ancak hata yapmak hakkı ve ifade hürriyeti ile mümkün olabilir. Engellemeler izleyenlerde yetersizlik izlenimine yol açabilir.
Sonuçta metaverse’ün yakın bir zamanda düşünce, hata yapma, unutulma, üretim ve ifade hürriyeti gibi kavram türlerindeki hak taahhütleriyle kendini tüm dünyada duyurup pazarlayacağını ve böyle meşrulaştıracağını saptamak önemlidir. Bu şartlarda Batı düşüncesinin ve en önemlisi sermaye gücünün sekteye uğrayabileceğini öngörebilmek çok zordur.
KAYNAKLAR
[1] “The Metaverse could be defined as a multi-user real-time virtual space where individuals worldwide can connect via a network, co-exist, socialize and exchange value.” Wilson J. Davis, Metaverse Explained for Beginners: A complete guide to Investing in cryptocurrency, NFT, Blockchain, Digital Assets, web 3 & Future Technologies, Kişisel Basım, 2021, s. 8 (e-kitap).
[2] Davis, Metaverse Explained for Beginners, s. 8.
[3] Davis, Metaverse Explained for Beginners, s. 9-10.
[4] Alain Deneault, Mediocracy: The Politics of the Extreme Center, Çev.: Catherine Browne, Toronto: Between the Lines, 2018, s. 19 (e-kitap)
1 yorum
Hocam kent Dundarlığına uymayan şehre gelip. Varoşları oluşturanların topluma hakim olmasına midiokrasi diyebilir miyiz?