Bu Coğrafyanın Kaderi : Milli Güvenlik Sorunları
Türkiye’nin milli güvenlik sorunları, sadece askeri tehditlerden ibaret değildir; ekonomik, siber ve sosyal unsurları da içeren boyutlara sahiptir. Geçmişten bugünlere baktığımızda yazının başında şu notu düşebiliriz. Her son bir başlangıçtır ama başlangıçlarda rol alanlar değişse de coğrafyaların kaderi aynıdır.
Türkiye, coğrafi konumu, tarihi ve kültürel yapısıyla stratejik bir öneme sahip olduğu için işi her zaman zordur. Çünkü coğrafi konumunun avantajları hem fırsatlar hem de milli güvenlik açısından tehditler barındırmaktadır. İç ve dış tehdit unsurlarını göz önünde bulundurarak, kapsamlı bir milli güvenlik stratejisinin geliştirilmesi ve icraatı gereklidir. Bu ülkede terörle mücadele bir partinin tercihi, siyasi malzeme olarak kullanılması kabul edilemez. Hata ve hamaset yapmak lüksümüz yoktur.
Coğrafyanın kader olması efsanesi kadar kurumların, temelde şeffaflık ve hesap verebilirlik kriterlerine göre oluşmasının bizde de sağlanması dileğiyle şu temel yönetim kriterlerini eklemek lazım: Kurumların görevlerini etkin yapmalarını sağlamak için kurumsallaşmanın temel ilkelerinin (adillik, saydamlık, sorumluluk, hesap verebilirlik kriterlerinin) her yapıda içselleştirilmesi, bağımsız düzenleyici ve denetleyici yapıların çalıştırılması gerekmektedir. Kısacası: Her seviyede güvene ihtiyacımız var çünkü güven değer yaratır. Hem maddi hem de manevi anlamda. Bunu oluşturamadığımız sürece hem insani değerlerin gelişmesi hem de toplumun kalkınması mümkün değildir. Birey ve kurumlar arasında güvenin oluşturulabilmesi için de bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumlara ihtiyaç vardır. Zira Milli Güvenlik sorunları yok olmayacağı için hatasız yönetilmesi gerekmektedir.
Bu Coğrafyanın Kaderi Olan Milli Güvenlik Sorunlarını Şöyle Sıralayabiliriz:
- Bölgesel İstikrarsızlık ve Sınır Güvenliği
- Terör Örgütleri
- Mülteci Krizi
- Siber Güvenlik Tehditleri
- Enerji Güvenliği
- Ekonomik Güvenlik (Dış borç, kur dalgalanmaları ve uluslararası yaptırımlar)
- Jeopolitik Rekabet (özellikle Ege ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları ve deniz yetki alanları üzerindeki anlaşmazlıklar)
Sorunların Çözüm Önerilerini de Şöyle Özetleyebiliriz:
- İstikrarın olmadığı sınır komşularımızdan kaynaklanacak yasa dışı geçişlerin ve terör faaliyetlerinin azaltılabilmesi için sınır hattında güvenlik duvarlarının ve yüksek teknolojili izleme sistemlerinin kurulması.
- Terör örgütleriyle mücadelede istihbarat paylaşımını artıracak uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde, örgütlere katılımı önleyecek ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması.
- Mültecilerin hareketlerinin, gelişlerinin bölgede kalması sağlanmalı ki, alternatif bir yaşam şeklinin mümkün olmadığını görenlerin ülkelerine gönüllü dönüşümleri mümkün olabilsin.
- Kritik altyapıların korunması ve siber saldırılara karşı dayanıklılığın artırılabilmesi için Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2028) hazırlanmıştır. Planda, sayıları ve nitelikleri gün geçtikçe artan siber tehditlerle 7/24 mücadele edilmesi; risklerin azaltılması ve siber güvenlik alanında uluslararası seviyede başarılı olunabilmesi için yerli yazılım yatırımlarının artırılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
- Enerji kaynaklarının güvence altına alınabilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması; enerji arz güvenliğinin sağlanması ve dışa bağımlılığın azaltılması gerekmektedir.
- Ekonomik bağımsızlığın artırılması ve uluslararası yaptırımların etkisinin sınırlandırılması için temel ilke, ayakların yorganına göre uzatılması; sınırla kaynakların, stratejik sektörlere yönlendirilerek yerli ve milli üretimin teşvik edilmesi zaruridir. Böylece döviz rezervlerinin güçlendirilmesi, ekonomik istikrarın artırılması için iç ve dış borcun azaltılması sağlanmalıdır.
Sıralanan çözüm önerilerinin uygulanabilirliği, güçlü bir koordinasyon, kapsamlı bir planlama kısacası kurumsallaşma ile mümkündür. Türkiye’nin stratejik önemini avantaja çevirmek için bu tehditlere karşı sürdürülebilir politikalar geliştirilmesi kritik önemdedir. Bu bağlamda temel bakış açılarının, önerilerin genel çerçevesi şöyle çizilebilir:
- Mevcut durumdan alınacak temel ekonomi ve milli güvenlik dersi: Kıt Kaynakları Stratejik Hedeflere Yönlendirmek; ULUSALLAŞTIRMAK, Yerli ve Milli Projelere İmza Atmak; Sürekliliğini Kurumsal Yapılarla Sağlamak.
- İster mikro isterse makro ölçekte olsun temel olarak kıtlık kanununa, piyasa kurallarına kulak verilmesi, ayakların yorgana göre uzatılması; namerde muhtaç olunmaması gerekir.
- Unutulmamalı: Yıllar geçse de bu coğrafyada yer almaya çalışan oyuncuların sadece temsilci isimleri değişiyor. Yani geçmişte verilen mücadeleler kurum hafızalarından silinmeyecek, aynı hatalara düşülmeyecek gerekli yapıları kurmalıyız.
- Bu vatan için ölen ve şehit olanlara saygı ve rahmet dileklerimizin önemini gençlerimize de yansıtmalıyız.
- Zira dağlarda, sınırlarda görev yapanlar çok iyi bilirler fakat vatan, millet, aidiyet duygusu olmayan, hamasetle davrananlar; ülkeyi, vatandaşlığı parayla alınacak, para harcanacak tatil beldesi olarak görenler Hudut Namustur, Milli Güvenlik Sorunudur bilmezler.
Sözün Özü: “Yeryüzünün iki gücü vardır: Akıl ve kılıç, çoğu zaman akıl kılıcı yenmiştir.” Eflatun
Emir komuta zincirinin herhangi bir aşamasında görev alanlar bilir: Emir verdiklerinin önündeysen astlar seni takip ederler. Çökmekte olan imparatorluğun içinde Türk milletinin gücünü ve dinamizmini koruduğunu, Millî Mücadele’nin öncüsü ve başlangıcı olduğunu gösteren Çanakkale Deniz Zaferi’nde Mustafa Kemal’in askerlerine söylediği “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” sözü bu coğrafyadaki Milli Güvenlik Sorunlarının ve bedeli katbekat ödenen zaferlerin nasıl kazanıldığının özeti niteliğindedir.
Özetle Türkiye’yi, organize ettikleri terör örgütleriyle yenemeyenlerin; içeriden bölmek, birleştirici dokuyu bozmak için hangi silahları kullandığı ve kullanacağı konusunda geçmişte bedeli ödenmiş, Millî Mücadele Örnekleri, Milli Güvenlik Sorunları unutulmamalıdır. Geçmişimizin yaşadığı iyi, kötü tecrübelerden inkâr etmeden gerekli dersleri alamazsak, aynı hataları yapmaya mahkum olmak, maliyetlerine katlanmak zorunda kalacağız. Unutulmasın: “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
Kaynaklar
Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2028), https://www.uab.gov.tr/uploads/pages/siber-guvenligin-yol-haritasi-yerli-ve-milli-tekno/ulusal-siber-guvenlik-stratejisi-2024-2028.pdf