“Kendine söz geçiremeyen özgür değildir.”
Pisagor
Pek çok insan özgürlüğü, “canının istediği her şeyi yapmak” olarak algılıyor. Bilgelere sorduğunuzda en önemlisinin içsel özgürlük olduğunu söyleyecektir. Mesela Pisagor der ki; “Kendine söz geçiremeyen özgür değildir.”
Kendi kendimizin özgürlüğünü kısıtlıyoruz. Sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ciddi bir sorun olmuştur hep. Artık özgürlüğümüzü kısıtlayan, yetmezmiş gibi ömrümüzü tüketen, sağlığımızı ve mutluluğumuzu çalan yeni bağımlılıklar var.
Kabul etmek gerekir ki, son yüz yılın önemli buluşlarından olan internet hayatımızı epeyce kolaylaştırmıştır. Fakat bir yandan da bu harika teknolojiyi dozunda kullanmasını bilmeyen milyonlarca insanın hayatını felce uğratmıştır internet. Dijital oyunlar, sosyal medya platformları artık tedavi gerektirecek düzeyde ciddi bir bağımlılık alanı olmuştur. Alkol ve uyuşturucu için olduğu gibi bu yeni bağımlılık için de psikologlar ve psikiyatristler uğraşıyorlar. İyi de bana ne oluyor?
Bilgeliğin en yüce noktasından gelen “Neden yapmadığın şeyi söylüyorsun?” uyarısını benimsemiş bir insanım. Hastalarıma “Sigara içmeyin,” demeye yüzüm var, çünkü ben içmiyorum. İnternet denen asrın bu tehlikeli bağımlılığından az buçuk kendini koruyabilen bir adam olarak sırlarımı paylaşmam hadsizlik olmaz umarım.
Bizi bu sanal oyuncaklara yönlendiren ruhsal sorunlarımızı sorgulamak güzel bir başlangıç noktası olabilir. Zira kendini bu gizemli atmosfere kaptıran insanlar zaman kavramını yitiriyor, aile ve iş hayatını sekteye uğratıyor çoğu kez. İnternetten uzak tutmaya çalıştığınızda ise tıpkı uyuşturucu bağımlıları gibi sinirli ve saldırgan tepkiler verecek hale geliyorlar.
Ekim ayının başında (2021) sosyal medya platformları Whatsapp, Instagram ve Facebook’ta yaklaşık yedi saat boyunca erişim sağlanamadı. Dünya çapında yüz milyonlarca kullanıcısı olan bu platformlarda bu güne kadar yaşanan en uzun erişim problemi sanırım buydu. Bu süreçte nasıl etkilendiğinizi kendinize samimi bir şekilde sorduğunuzda bağımlılık düzeyinizi tespit etmeniz mümkündür.
Yediği yemeği, gezdiği yeri, tanıştığı insanları, aldığı arabayı bu platformlarda paylaşarak kolay yolla kalabalıklara ulaşan ve ilgiyi üstünde tutmaya çalışan narsistler…
İnsanlarla yüz yüze gelerek fikirlerini paylaşmaktan korkan özgüveni düşük insanlar…
Düşüncelerini insanlara kabul ettiremeyince yalan, küfür ve hakaretlerini dillendirenler…
Yani internet bağımlılığı sadece beden ve ruh sağlığımızı bozmuyor. Özellikle ruhsal sorunları olanlar daha kolay internet bağımlısı oluyor. Kendimizi bu kıskaçtan kurtaramıyorsak önce ruhsal durumumuzu sorgulamamız iyi olabilir.
Zamanı idrak etmek, bir diğer önemli meseledir. Kendinizi bu sihirli kutudan birkaç dakikalığına uzak tutup sessiz bir köşeye çekilmenizi öneririm. Gözlerinizi kapatın ve düşünün. Şu yeryüzünde yaşanacak daha kaç gününüz var? Peki, annenizin, babanızın, kardeşinizin, dostlarınızın kaç günü var? Mesela, tüm bu sevdikleriniz arasında yarın güneşin doğuşunu göreceği garanti olan kimse var mı?
Çalışmakta olduğum hastanenin önünde gün geçmiyor ki feryatlar figanlar yükselmesin. Gidenin ardından hüzünlenenlere tam da o anda sorsanız mesela son on gününü nasıl geçirmeyi tercih ederdi? Bir daha görme ihtimali olmayan sevdiğiyle mi daha çok zaman geçirirdi yoksa şu dijital oyuncaklarla mı?
Peki, ya biz? Sevdiklerimizin sonsuza dek yaşayacağını mı düşünüyoruz? Zamanımızın daha büyük bir kısmını elimizdeki yarım akıllı telefonla geçiriyorsak kimi daha çok sevdiğimizi kendimize samimi olarak sormakta fayda var.
Ruhsal sorunlarımızın en temel kaynağı olan anlam boşluğunu gidermek, bahsettiğim modern prangalardan kurtulmak için atılacak bir diğer önemli adımdır kanaatimce. Güzel bir film izlemek, kaliteli bir roman okumak, güzel bir yeri ziyaret etmek, bir insanla tanışmak, bir dostumuzun acısını paylaşmak, bir başkasının yüzünü güldürmek, bir beceri edinmek, kendimizi geliştirmek ve yazmak aklıma gelen sadece birkaç örnektir.
Geçmişi hatırlamak sıkça yaptığımız bir şeydir. Şimdi birlikte geçmişe doğru bir yolculuk yapalım isterseniz. Mesela on yıl öncesine gidelim. Hatırlamaya değer bulduğunuz, “İyi ki yapmışım,” dediğiniz şeyleri hatırlayın.
Yapılacak bunca güzel şey varken internet ya da televizyon başında tükettiğimiz zamanımız için duyduğumuz pişmanlık şimdi bir işe yaramaz. Ama on yıl sonra benzer pişmanlıkları yaşamak istemiyorsak bugün yapabileceğimiz şeyler var.
Bedensel ve ruhsal sağlığımıza etkileri sigara ve alkolden geri olmayan bu yeni bağımlılıktan kurtulmak için işe yaradığı bizzat yaşayarak öğrenilmiş yolları paylaştım. Kötü haber şu ki, sizin adınıza bu önemli adımı kimse atamaz. İyi haber de şu: Kendi sağlıklı ve mutlu hayatınızı inşa etmek için hemen şimdi karar vermek ve bir adım atmak için yeryüzündeki en yetkili kişi sizsiniz.
Sanal dünyadan uzak, gerçeklere yakın bir yaşam dileklerimle…