Öncelikle amacımın bu konuda uzmanlaşmış ve bilimsel çalışmalar yapan değerli bilim adamlarımızın affına sığınarak konu hakkındaki fikirlerimi sunmak ve duruma dikkat çekmek suretiyle meseleyi işin erbaplarına havale etmek olduğunu belirtmek isterim. Dolayısıyla konu üzerinde ki görüşlerimde olabilecek noksanlıklardan dolayı mazur görülmemi peşinen istirham ediyorum.
Son 40 yılda İzmit Körfezi çevresinde endüstriyel gelişim ve yoğun kentleşme nedeniyle büyük çapta su, hava ve toprak kirliliği meydana gelmiştir. Petrol rafinerileri, tersane, çimento, gübre, klor-alkali, metal, pestisit, deterjan, boya vb. fabrikalardan gelen atıklarla birlikte evsel atıkları taşıyan birçok önemli kirlilik kaynağı kıyı çevresinde yer almaktadır. Buna ek olarak, Körfez ağır gemicilik nakliye faaliyetlerinin baskısı altındadır.
Ülkemizde musilaj üzerine çok sayıda çalışma yapılmıştır. Marmara da meydana gelen musilaj olayının öncelikle sebeplerini doğru olarak açıklamak gerekir. Bu durum yalnızca bir nedenle açıklanmaz. Petrol türevleri genellikle karbon ve hidrojen içermektedirler. Normalde deniz planktonlarında karbon mol (C): azot mol (N) ve fosfor (P) elementlerinin ortalama oranının C:N:P 106:16:1 olması gerekir. Denizel ortamda petrol kirliliği durumunda karbon miktarı artmakta, azot ve fosfor miktarı ise azalmaktadır. Bu durum fitoplanktonların strese girerek daha fazla mukus salgılamasına sebep olmaktadır. Esasen hem petrol yağının kendisi hem de algler tarafından üretilen mukus jel tabiatında olduğu için ikisi birlikte musilaj oluşumuna neden olmaktadır. Denizin uzun sure durgun olması ve gemilerden boşaltılan, sintinite atıkları ve yakıt atıkları dikkate alındığında Marmara denizinin hidrojen ve karbon içeren bileşiklerle kirletilmiş olabileceği akla gelmektedir.
İkinci husus ise, evsel ve endüstriyel kaynaklı atık miktarının aşırı artması ve havaların sıcak gitmesi neticesinde denize fazla miktarda azotlu bileşiklerin girmesiyle alglerin fazla üremelerine neden olabilir. Bu durumda algin türüne göre denizin rengi değişmektedir. Alg patlaması denilen bu olayın musilaja neden olabilmesi için yine stres oluşması ve mukus üretimi olması icap etmektedir. Mukus esasında beyaz köpük görünümündedir. Ancak diğer mikroskopik canlılarında ölmesi ve köpüğün çerisine dahil olmasıyla birlikte daha büyük (160 km uzunluğa kadar) katı ve yapışkan bir forma dönüşmekte ve musilaj olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü gibi musilaj köpük değildir ve çökmesi için atık maddeleri de içine alması gerekmektedir. Tek başına alglerin oluşturduğu mukus çok zararlı olamamaktadır. O halde her durumda kirleticiler önlenmelidir. Musilaj hızlı bir şekilde batarak derinlere (günde 35 metre kadar) inebilmektedir. Başka bir ifadeyle ortamda sürekli bulunan kirleticiler ve algler tarafından üretilen mukus bir araya geldiğinde yapışkan musilajı oluşturmaktadırlar. Oluşan musilaj uzun vadede dip canlılarını olumsuz etkilemekte, zehirlemekte ve öldürmektedir. Musilaj fitoplanktonları da içine aldığından denizel ortamdaki canlıların yiyecek bulamamalarına ve ölüm riskiyle karşı karşıya gelmelerine neden olmaktadır. Örneğin, balık larvaları yumurtadan çıktığında, yem bulmak için bir günden az zamanları vardır, aksi takdirde açlıktan ölmektedirler.
Mukus oluşumu daha çok ilkbahar ve yaz aylarında meydana gelmektedir, mukus köpüğe dönüşmekte ve köpüklerde musilaja dönüşerek pasif olarak hareket etmektedirler. Dolayısıyla denizin sakin olduğu zamanlarda musilajlar sürekli birikerek çok büyük kütlelere ulaşabilmektedirler. Bu durum aylarca devam edebilir ve E. coli gibi hastalıklara neden olan bakterilerin üremesine ve çoğalmasına ortam sağlayabilir. Marmara örneğinde bu durumun ne kadar süreceğinin tahmin edilmesi oldukça zordur.
Musilaj oluşumunun engellenmesi yahutta musilajın giderilmesi için tedbirler:
Eğer müdahale olmaz ise dibe çöken musilaj su içerisinde bulunan karbonu ve plastik maddeleri deniz tabanına çöktürerek pelajik su ortamını temizlemektedir. Ancak yoğunluğu fazla olduğunda tahrip edici etkileri oldukça fazla olmaktadır. Filtrasyonla beslenen ve dipte yaşayan su canlıları için toksik etki yaparak ölmelerine sebep olmaktadır. Bu nedenle acil tedbirler alınarak insan eli ile temizlenmesi bir zorunluluk halini almaktadır.
Acil, kısa, orta ve uzun vadede alınacak tedbirler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Acil tedbirler:
- Fiziksel olarak dalga oluşturup musilajın açıklara dağıtılması
- Musilajın fiziksel olarak toplanması
- Kısa ve orta vade
- Denizde kirliliğe neden olan faktörleri azaltmak için gerekli çalışmaların yapılması suretiyle alglerin stresine neden olan nedenlerin ortadan kaldırılması.
- Bir istasyon kurularak sürekli takip yapılması
- Uzun vade
- Denize boşaltılması olası atıkların biyolojik filtrasyon ve membran arıtma ile temizlenmesi
- Kanuni düzenlemeler yapılarak kirleten öder mantığı ile muamele edilmesi
- Poliklorlu bifeniller (PCB’ler) ve çeşitli pestisitler de dahil olmak üzere benzer maddelerin üretimi ve kullanımının kısıtlanması veya yasaklanması ile bu maddelerin ortamdan usulüne uygun olarak uzaklaştırılmasının sağlanması
- Kirlilik önlemek için belirli aralıklarla düzenli denetlemelerin yapılması