Yaşamdaki asıl gayeniz nedir?
İnsanlar zaafları ve tutkuları olan varlıklardır. Ne yazık ki büyük bir kısmımız bunların kölesi olurken, çok azımız ise farklı yollar seçmekte ve düşünmekteyiz. Dünyada ki yaşam hakkındaki farkındalıklarımız nasıl oluşmakta? Yada hiç bir şey fark edemeden bir ömrü bitiriyor muyuz? Gözden kaçırdığımız gerçek nedir? Tutku; ölçüyü aşan güçlü istekler, arzu veya aşırı düşkünlük olarak tanımlanmaktadır. Konu başlığından da anlaşıldığı gibi insanlarda mal, mülk ve para biriktirme isteğinin aşırıya ulaşması, kendi ihtiyaçlarının çok üzerine geçmesi hatta bir saplantı ve tutku haline gelmesi durumudur. Aslında biz insanların tutkuları vardır ve bunlardan biri belki de en önemlisinin dünya malı hırsı olduğunu biliyoruz. Belki de dünya yaşantımızın bizi yanıltan tarafı da budur. Hep daha fazlasını istemek, az ile yetinmemek. Asıl odaklanmamız gerekenin insan oğlundaki bu hırsın kaynağının neler olduğunu nasıl oluştuğunu belirlemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tutku aslında bir sonuçtur ve onu ortaya çıkaran bazı nedenler olabilir.
Yaşadığımız çevre veya içerisinde büyüdüğümüz ailemiz, eğitime ve kişisel gelişime verdiğimiz önem, maddi kaygılarımız, kişisel gelişimimizdeki eksiklikler veya yanlışlar ve en önemlisi alışkanlıklarımız.. Aslında tüm insanlıkta az veya çok bulunan bu hırs, kimimizde çok daha güçlü ortaya çıkabilmektedir. İnsanların kişilik gelişimine ve hatta çocukluk dönemlerine inmek gereklidir. Olgunlaşmaları gereken süreçte yaşadıkları veya örnek aldıkları insanlardan nasıl etkilenmişlerdir. Her birimiz erişkin bir birey haline geldikten sonra yaşamdan veya dünya hayatından ne anlamaktayız? Nasıl görüyoruz? Baktığımız pencereden neler görebiliyoruz? Hiç sorguluyor muyuz? Niçin yaşam var, ben ne için buradayım? Tamamen tesadüf mü her şey? Yaşamdaki esas gaye nedir veya hakikati görebiliyor muyuz? Yada ben ne için dünyadayım ? Kişi bu soruların yanıtını aramaya başladığı zaman yaşama bakış şeklinin değişebileceğini düşünüyorum. Ama eğer böyle bir sorguya ihtiyaç duyarsa, eğer böyle bir sorguya ihtiyaç duymaz ve düşüncelerinden geçirmez ise yaşamı sadece gördükleri ile taklit etmeye başlayacaktır ve ömrü boyunca da aynı tekrara düşecektir. Ömrünün nasıl geçtiğini, nasıl yılların hızla geçtiğini algılayamayacaktır ve sanki ömür hiç bitmeyecekmiş gibi boş niteliksiz yaşamaya devam edecektir. Hayattaki gayesini çözemeyecektir. Veya bir gayesi oluşmayacaktır. Dünya yaşamı onun için sadece kazanmak ve biriktirmek haline gelecektir. Nereye kadar? Kime neye faydası olabileceğini düşünmeyecektir. Yaşamın asıl gayesini hep gözden kaçıracak ve sadece maddi zenginliğe yönelecektir. Yaşamın asıl gayesi sadece biriktirmek mi? Yaşamın gayesi bir anlamı olması mı? Yada ona daha çok anlam katabilmek mi değerli olan. Nasıl göründüğümüz tabiki önemlidir ama hep daha güzel görünen olacaktır. Halbuki anlam tektir. Aslında belki de dünyada anlam verebilmek en zor olandır. İnsanın yaşamın asıl anlamına odaklanamadan kendini daha fazla rahat ettirme kaygısı ile başlayıp zaman geçtikçe bir zaafa ve bir tutkuya dönüşen bu problemi belki de hiç fark etmeyecektir ve hayatı boyunca kaçırdığı bir yaşam olacaktır. Yaşamlarımıza daha çok anlam verecek olan daha çok maddi birikim midir? Daha çok para, daha çok mutluluk getirir mi? Yaşamımıza daha çok anlam katabilir mi? Oysa mutlu ve başarılı bir hayat seçimi neden paradan daha fazlasıdır. Tüm bu sorguları daha çok geç kalmadan yaşantınızda yapabilmeniz, parayı yani maddeyi amaç değil araç edinen bireyler olunması ve daha da önemlisi bu maddi zorunluluklar ve tutkuların meslek seçimlerimize sebep olmaması dileklerimle..
Saygılarımla..