“Yapılmasını görmeden ölmek için, istediğin şeyi yarına bırakman yeter.”
Pablo Picasso.
“İçimizdeki Enerji” başlıklı yazım okurlarım tarafından ilgi görmüş, güzel geri dönüşler almıştım. Tıp fakültesi öğrencilerinden doktorlara pek çok alandaki okurlarım genel olarak enerji ve motivasyonlarının düşüklüğü nedeniyle bu yazıdan memnun olmuşlardı.
Bize umut veren bir şeyler okumak, dinlemek ya da izlemek iyi hissettirir. Ama bu geçici bir iyilik hali olup sorunlarımızı çözmez. Daha güzel bir hayata dair okuduklarını hayata geçiren insanların sayısı azdır. Nitekim benim yazımı okuyanlardan kendisini daha güzel bir hayata taşıyacak etkin adımlar attığına dair çok şey duymadım. Peki, sorun nedir?
Bizi başarılı, sağlıklı ve mutlu yapacak en önemli kaynağın içimizde saklı olduğunu ifade ettiğimde okurlarımın çoğu ikna olmuştu. Umarım bizi hedefimizden alıkoyan engellerin en büyüğünün içimizde olduğunu söylediğimde yine bana inanırlar.
Başarılı mı olmak istiyorsunuz?
Hedef belirlemenin doğru ilkelerini uygulamak, doğru yöntemlerle çalışmak, kararlı olmak, sağlığınıza dikkat etmek, zaman doğru kullanmak ve bir iki yeteneğinizi parlatmak size başarının kapılarını açacaktır. Ve emin olun ortaya koyduğunuz çabadan, verdiğiniz emekten daha fazlasını alıp mutlu olacaksınız.
Kilo vermek mi istiyorsunuz?
Her sabah güneşin doğuşuyla uyanmak, bir iki bardak ılık su içmek, kulaklığınızı takıp müziği açmak ve yarım saat yürüyüş yapmak güzel bir başlangıç olabilir. Meyve, sebze, su ve doğal yiyecekler beslenip suni gıdalardan uzak durabilirsiniz. Solunum egzersizi yapabilirsiniz. Bilgisayar, telefon gibi dijital aletlerle az vakit geçirip spor yapabilirsiniz. Bilmem farkında mısınız? Hepsi sizin tercihiniz. Tüm bunları yapmaya kalktığınızda elinizi kolunuzu bağlayacak kimse yok.
Mutlu olmak mı istiyorsunuz?
Kendinize karşı dürüst olun lütfen. Doktor, öğretmen, mühendis olmak için yıllardır çalışıyorsunuz. Peki, mutlu olmak için bunun çeyreği kadar zaman ayırıp çaba gösterdiniz mi?
“Hayır!” cevabınızı duyar gibiyim. Bedelini ödemeden bir sakız bile alamadığınız dünyada en büyük hazine olan mutluluğun öyle kendiliğinden önünüze konulacağını mı düşünüyorsunuz? Yanıldığınızı anlamak için daha kaç yıl bekleyeceksiniz?
Sağlık, başarı ve mutluluğun önündeki engellerin en büyüğü yine sizin içinizdedir ama gözlerinizi açmanızla kaybolan kâbuslar ya da ışığı yaktığınızda yok olan karabasan gibi minik çabalarınızla ortadan kalkacaktır hepsi. Peki, nedir içimizdeki bu sanal engeller?
Tembellik, üşengeçlik, önemsememek, hafife almak, aldırmazlık, inançsızlık, tüm şartların uygun hale gelmesini beklemek ve en önemlisi de ertelemek…
“Yapılmasını görmeden ölmek için, istediğin şeyi yarına bırakman yeter,” der Pablo Picasso.
Mutluluğun formülleri sır değildir. Pek çok insan yaşadığı mutluluğun sırrını paylaşıyor zaten. Kitaplarda, televizyon programlarında, karşılıklı sohbet ederken paylaşılan bu sırları duymak işe yaramaz. Tıpkı doktorun reçetesini okur gibi mutluluk yöntemlerini okumakla kalıyorsanız şifa bulmadığınız için şikâyet etmeyin. Reçete, talimatlarına uyulup gereken ilaçlar alındığında işe yarayacaktır. Sanırım bu gayet anlaşılır bir durumdur.
Hadi sizin için işi kolaylaştırıp bizzat denediğim ve istifade ettiğim bir formülü paylaşayım. Hayatınızdaki en önemli on şeyi önem sırasına göre listeleyin. Sonra da zihin, zaman ve enerji gibi en değerli kaynaklarınızı önem sırasına göre adil bir şekilde paylaştırın. Önerim bir işe yaramazsa beni bulup hesap sormanız zor olmayacaktır.
Gerçekten sağlıklı, başarılı ve mutlu olmak istiyorsanız yapmanız gereken şey, önünüzde devasa bir kara balon gibi duran suni engelleri bir iğne dokunuşuyla ortadan kaldırmaktır. Sanırım dertlerinize deva olacak sihirli ama daha somut bir şeyler duymak istiyorsunuz. Olur, söyleyeyim.
“Bir adım atın! Hemen, şimdi, ertelemeden, geciktirmeden…”
Hayatımızın büyük bir bölümü alışkanlıklar tarafından kuşatılmıştır. Üzülerek söylemeliyim ki, mutsuz insanların hayatı kötü alışkanlıklar tarafından istila edilmiş durumdadır. Madem alışkanlıklar hayatımızı şekillendiriyor, neden güzel bir alışkanlık eklemeyelim bu listeye?
Benim de okuduğum pek çok kitaptaki gibi havada kalan soyut şeylerle sizi yormak istemem. İşte size elle tutulur, kolay anlaşılır ve kolay bir yol daha.
Alışkanlıklar edinmenin dört aşaması vardır. İlk adım bu düşüncenin zihninizde parlamasıdır. Bunun için beklemenize gerek yok. Hemen şimdi on dakikanızı ayırın ve hayatınıza ne tür bir alışkanlık eklemek istediğinize karar verin. Mesela, düzenli yürüyüş yapma zamanının artık geldiğine karar verebilirsiniz.
İkinci adımda bu düşünceye duygu ekleyin. Bunun için de yirmi dakika ayırın. Gözlerinizi kapatın; yürüyüşün bedeninizde ve ruhunuzda oluşturacağı güzel hisleri hayal edin. Düzenli yürüyüş sonrasında vereceğiniz kilolarla vücudunuzun hafiflediğini ve daha estetik bir hal aldığını canlandırın gözünüzde.
Buraya kadar sorun yoksa üçüncü adıma geçebiliriz. O da eylemdir. Hücre hapsinde değilseniz, zincire vurulmamışsanız ve bacaklarınız tutuyorsa hemen şimdi kalkın ve yürüyün. Bunun için de otuz dakika ayırın.
Buraya kadar anlattıklarım arasında imkânsız gibi görünen bir şey yok sanırım. Bir saatinizi ayırarak hayatınıza güzel bir alışkanlık eklemenin en önemli adımını atmış durumdasınız. Yolu çoktan yarıladınız sayılır. Zira yarın aynı şeyleri tekrarlamak belki bunun yarısı kadar kolay gelecektir size. Ve ertesi gün daha da kolay…
Sonra hayatınıza bir güzel alışkanlık daha ekleyin. Ve sonra bir diğerini daha… Emin olun her seferinde çok daha iyi hissedeceksiniz. Güzel alışkanlıklarla hayatınız kuşatıldıkça karamsarlık ve umutsuzluk gibi hisler uzaklaşacaktır zihninizden.
Kendiniz için daha güzel bir hayat inşa etmenin verdiği iç huzurunu yaşamanız dileklerimle…
1 yorum
Güzel.😍❣️