Akademisyen veya öğretim üyesi benzer manalar taşır. Genel olarak üniversite ve benzeri yükseköğrenim kurumlarında öğretimi gerçekleştiren, araştırma ve bilimsel çalışmalar yürüten kişilere verilen unvandır. Konusu ile ilgili dersler verir, ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri takip ederek bunlar hakkında yeni fikirler sunar.
Akademisyenler bir toplumun olmazsa olmaz değerlerindendir, mesleklerinin ilk yıllarından son yıllarına kadar öğrenmeye ve öğretmeye devam ederler. Akademisyenlerin öncelikli işi üniversitelerde eğitim vermektir. Bunun yanında bilimsel araştırmalara katılmak, makale yazmak, toplumu bilgilendirmek gibi konular da akademisyenlerin görevleridir. Branşlarındaki konuda istihdam edilecek personellerin yetiştirilmesi için kilit rol almalıdırlar. Bugün etrafımızda gördüğümüz birçok alanda çalışan ehil kişilerin yetişmesinde akademisyenlerin rolü çok büyüktür.
Akademisyen ortamı yaratmalı ve toplumun gelişip ilerlemesine katkı sağlamalıdır. Sadece kendi geleceğini düşünen ve bilgilerini etrafındakilere aktarmayan, paylaşmayanlar bir unvan alabilirler ama o ülkenin aydını olamazlar.
Ben bir akademisyeni karanlıkta nereye gideceğini, yolunu bilen, elinde ışıkla etrafını aydınlatan ve onlara yol gösteren kişilerdir diye düşünüyorum. Bu sadece teoride değil, pratikte de olmalıdır. Meslek gruplarına göre değişiklikler olabilir. Örnek: Tıpta bir doktorun birçok uluslararası makalesi olabilir, ama hastayı muayene ve tedavi edemiyor, alt kademedeki doktorlara bilgilerini ve iyi maharetlerini aktarmıyor veya öğretemiyor ise makalelerinin önemi yoktur.
Bir akademisyen hür düşünceye sahip olmalıdır. Doğru bildiklerini doğru yerlerde söylemeli ve siyasilerin yanlış uygulamalarına boyun eğmemelidir. Siyasilere doğru bilgileri vermelidir.
Bunları yaparken emeklerinin haklarını alabilmeliler. Yaşam şartları da iyi olmalıdır. Yeni ergenliğe erişmiş ve hiçbir emek harcamadan büyük paralar kazanan bir genç ile yıllarını mesleğine harcamış, emek vermiş ama geçim sıkıntısı olan bir akademisyen düşünmek istemiyorum. Hangi meslekten olursa olsun kendi dalında toplumun problemlerini araştırıp onun çözüm yollarını sunmak akademisyenin görevidir.
Akademisyenler aynı zamanda yetiştirdikleri meslektaşlarına mesleğini sevdiren, uygulamalarda karşılaşacakları güzellikleri ve zorlukları anlatabilmelidir. Ferdi çalışmalar yapan akademisyenler isim yapabilirler ancak topluma daha yararlı olabilmeleri için farklı kişi ve branşlarla ortak çalışma yapabilme özelliği taşımalıdır.
Akademisyenlerin çalıştıkları branşları ilgilendiren birçok konuda değil, o bölümde belli bir konu üzerinde daha çok uzmanlaşmaları uygundur. Günümüzde bilimin gidişi de bu yöndedir. Bilimin milliyeti olmamasına rağmen iyi bir akademisyenin kendini yetiştirdiği ülkesine hizmet etmeli ve daha iyi ortam yaratmalıdır. Ülkesine yararlı, toprağını insanını seven, paylaşımcı, eğitime önem veren aydın kişilerden oluşmalıdır.