Medeniyet şehir merkezli bir kavram.
Şehirler medeniyetin üretim merkezleridir.
Medeniyet şehirde mayalanarak taşraya yayılır.
Şehrin mayası bozuksa(yönetimi bilimsel değilse) taşraya yozlaşmış kültür ihraç eder.
Medeniyet evrensel bir değerdir. Bilimin, sanatın ve dinin evrensel ilkelerinin bütünselleşerek gelişen süreçleriyle yaşamını sürdürür.
Kültür milli bir değerdir. İnsanların ürettikleri dilin, gelenek ve göreneklerin korunmasıyla yaşamını sürdürür.
Medeniyeti bilim felsefesi, sanat felsefesi ve din felsefesi besler.
Kültürü toplumsal gelenekler besler.
Evrensel olan milli olana(kültüre) evrilmez.
Zoraki yöntemler kullanılarak evrildiği zannedilirse doğası gereği fetret dönemini aşarak ‘kök medeniyet ‘ diyebileceğimiz bilim sanat ve din felsefesinin ‘genetik fıtrat’indan köken alan üretici dinamiklerle yeniden evrensellik yolculuğuna devam eder.
Milli olan(kültür) evrensele alt yapı hazırlayabilir.
Medeniyet kültürü sorgular, kültür medeniyeti sorgulayamaz.
Medeniyet sebeptir; kültür sonuçtur.
Çınar ağacı metaforunu kullanırsak, ağacın özü bilim, kabuğu kültür, görüntüsü sanat, yaradılışı din, bütünsel işleyişinin yorumlanması felsefe ve sosyal, biyolojik ve fiziksel alanda karşılık gelen evrensel ilkeler arayışı da medeniyet yürüyüşüdür.
Medeniyet felsefe yaparak dinamikliğini sürdürür; felsefeyi yaşam tarzı için kullanır.
Kültür felsefeyi statik yapısını bozar diye kullanmaz.
Sözün özü: Medeniyet evrensel, kültür millidir.
Bu yaptığımız değerlendirmeler Doğal Dünya Düzeni paradigmasının içeriğini oluşturan kavramlardan bazılarının açılımıdır.
Günümüzde çok dillendirilen ‘’TÜRKİYE YÜZYILI,’’ yansıttığı hedef bakımından yürüyüşün hangi doğrultuda olması gerektiğinin ‘’söylemi’’ olarak, yerinde ve zamanında kurgulanmış bir niteliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Sorun hedefe yürüyüşte amaçları ve kullanılacak araçları, hedefle bütünleştirmeyi içselleştiren ‘öncülerin’’ kervan başı olmasını sağlayan iradenin var olması yada olmamasıdır.
Öncüler için can alıcı soru şudur: seçilen başkan
‘Taklit’çi midir, ’tahkik’çi (özgün üretim çabası) midir?
Taklitçi ise Türkiye yüzyılı vizyonu ile bir alakası yoktur. Tahkikçi ise medeniyetin temel dinamikleri olan bilim, sanat ve din felsefesiyle şehri yeniden İmar, inşa, islah ve ihya etme seferberliğine soyunmalıdır.
Şehrin tüm kurumsal yapılanmalarında bilim kurullarıyla istişare halinde yürüyen, şehrin görselliğini sanat felsefesi ile yüklü bilim insanlarıyla tasarlayan, din felsefesi yaklaşımıyla bilim, sanat bütünlüğünü önemseyerek camiler, külliyeler, hastaneler, okulların doğal işleyişini insanlarla bütünleştiren ,bilimin beslediği sanatın estetik yüzünü sergileyen, dijital çağın kurumsal kimliğini misyon olarak yüklenip vizyon olarak yürüyen bir belediye başkanı…
Özetlersek: dijital çağda belediye başkanı, ’’evrensel düşünen, milli hizmet üreten’’ bir öncüdür.
Yolumuz aydınlık olsun.
Nasıl bir belediye başkanı sorusunu cevaplandırırken bu adı geçen kavramlar bağlamında görüşlerimi paylaşmaya çalışacağım.
Belediye başkanı göreve başlamadan yukarda sözü geçen medeniyet, şehir, kültür, din, bilim, sanat, felsefe kavramlarının felsefesiyle yüklü değilse ‘sökme akıl yedi adım gider’ deyişinden öteye geçemez.
Belediye başkanı ‘’şehirden medeniyete’’ mi yürüyecek, ’’medeniyetten şehre’’ mi yürüyecek?
Hayalinde ‘’medeniyetin evrenselliği’’ mi var, “kültürün milliliği’’ mi?
1 yorum
Okurken beni çok ferahlatan ve aydınlatan bir makale. Müthiş bir birikim ve deneyimin dışa vurumu adeta. Çok faydalandım.