Yazıma merhum bilim insanımız Prof.Dr. Oktay SİNANOĞLU’nun ifade etmiş olduğu “Evrenkent” kelimesini kullanarak başlamak istiyorum. Bu kelime yaygın olarak kullanılan Üniversite kelimesine göre daha uygun ve derin bir anlam ifade ediyor. Bu derece kapsamlı bir kelimenin içini doldurmak ve bu doluluğu dünya ile paylaşmak gerek. Bu durum insanlığa ışık olmak ve dünyanın yaşanalabilirliğinin sürdürülebilir olmasına katkı sağlamak bakımından önemlidir.
Bunun için evrentkentlerimizin ortak bir gelecek yaklaşımı ve ileriye bakan bir hedefi olmalıdır. Bu hedefe ulaşabilmek için öğretim üyesinden asistanına ve öğrencisine kadar iletişimin ve etkileşimin en yüksek seviyede ve dinamik olması elzemdir. Evrenkentleri oluşturan her bölüm/bilim dallarının mutlaka bilime ve teknolojiye katkı sağlama arzusu ve planı olmalıdır. Evrenin sorunlarına sürdürülebilir çözümler konusunda katkı sağlama mücadelesine destek vermelidir. Bu kapsamda bölümlerin insan kaynağı olan öğrencilerimizin her birinin donanımlı yetiştirilmesi hedefe ulaşmak için önemlidir.
Öğretim üyeleri olarak bizler araştırma görevlilerine ve öğrencilerimize her yönüyle iyi örnek olmalıyız. Okumayı-araştırmayı çok seven, zamanını verimli kullanan ve sürekli yeni fikirler-projeler üretme konusunda çalışmalarına devam eden öz güveni yüksek bir gençlik ordusu oluşturulmalıdır.
Evrenkentlerini böyle bir gençlik ordusu ile donatmaya başarabilecek olan ülkemiz dünyanın ekonomik ve teknolojik özellikleri bakımından zirve ülkeleri arasında en kısa zamanda yerini alacaktır. Çünkü, aynı zamanda karakterli genç insan potansiyeline sahip bir ülkeyiz. Bu gençlerin ailesini, vatanını ve milletini de seven özellikleri de önemli bir hayat enerjisi kaynağıdır.
Bir başka ifade ile evrenkentlerin varlık sebebi olan gençlerimizi akademik dünyanın içinde olabilecek derinlikte bireyler olarak yetiştirmeye çalışmalıyız. Bu yolda hep birlikte yürüyerek rehber olmalıyız.
Geleceğimiz olan gençlerimizi; okumak, araştırma yapmak ve üretmek için yaşayan bir dünya anlayışına sahip bireyler olarak yetiştirmek için evrenkentlerimiz etkin olmalıdır. Bu anlayış geleceğin güvencesi olan gençlerimizi hem ülkemiz için ve hem de dünya için değerli kılacaktır. Biz gençlerimize, kendimize ve evrenkentlerimize gönülden güveniyoruz. Bu konuda hiçbir şüphemiz yoktur.
Yazımı merhum Necip Fazıl Kısakürek’in şu dizeleriyle tamamlamak istiyorum.
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
1 yorum
1 türlü o YARIN gelmiyor…
Gibi.