Teklifin gelme zamanı mükemmeldi. Evimde o hafta değişiklik yapıp çalışma ofisimi cam balkona taşımış ve “Güzel oldu, buradan bahçeyi seyrederek kuşları dinleyerek yazılarımı yazarım” demiştim. Kuşlar dedim, bir süredir bahçede sağda solda ölüyorlardı. Sebebini düşündüm, bulamadım. İşten her gelişimde kafama takılıyordu. Acaba onlar da mı Covid-19 olmuşlardı? Değil değil; komşumun havuzu yapıldı yapılalı ölüyorlardı. Havuzun klorlu suyu onlara zarar veriyordu. Oysa kendi iç zenginliğimle birlikte bana arkadaş oluyorlardı. Arkadaşlarım için bir şeyler yapabilir miydim? Tabii ki yapardım! Bir kap bulup bahçeye su koydum. Ertesi gün baktığımda suyu bitmiş görüyordum. Havanın sıcağının etkisi derken, artık kuşların ölmediğini gözlemledim. Sonra bir gün bir de ne göreyim; bahçedeki suyu içiyordu arkadaşlarım. Artık bu proje sonuçlanmış ve başarılı olmuştu. İndeks mi? F indeksine giriyordu. Havalı olsun diye F dedim. A indeksi de olabilir.
Yıllar önce, karbon ayak izi ile ilgili bir proje yürütmüştüm öğrencilerle. Çoğu, karbon ayak izini ilk defa duyuyorlardı. Yıllar sonra bilinir oldu. İnanıyorum ki, hepsi de sonraki yaşamlarında her uçağa binişlerinde bir ağaç dikme arzusu içinde oluyorlar. Bana itiraf ettikleri gibi. Bu yıl hep birlikte karbon ayak izimiz azaldı. Uçaklar kalkmadı, seyahatler kısıtlandı, kongre ve sempozyumlar ertelendi. Ne mi oldu? Hepimizin de bildiği gibi, UNESCO dünya mirası olan Hevsel bahçelerinde kuşlar 3’er, 5’er yavru sahibi oldular. İnsanoğlu doğaya daha az zarar verdi. Hiç görülmeyen, nesli tükenen canlılar ortaya çıktı.
Bazen bu Covid-19’un insanlığı doğaya saygı duymaya davet ettiğini düşünüyorum. Birkaç küçük ayrıntı dışında pek çok şeyi zaten yapmamız gerekmiyor muydu sizce? Ama biraz temiz olana takıntılı ya da obsesif demiyor muyuz? Gençler arasında aynı şişeden su içmeler… İçmezse kanka olamaz çünkü. Eski adıyla heybe, şimdiki adıyla sırt çantalarını gündüz kantinde, sınıfta yere koyup akşam olunca yatağın üstüne atmalar. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Bütün bunlar, bize ihtiyacı olan canlıları bizimle buluşturmuyor mu? Onları canlı tutup, çoğaltmıyor mu? Virüsler hep vardı. Bizler sayesinde yine bizlere bulaşmadı mı? Bu başlı başına farklı bir konu.
Bugün kısaca insanoğlunun doğaya nasıl daha az zarar verebileceğini irdelemeye çalıştım. Bunun bir bilimsel değeri yok. Ama nesillere öğreteceği çok şey var. Etrafımızdaki herkesi eğitemesek bile, yollarımızın kesiştiği insanlara bir dokunuşta bulunabiliriz. Camlarımızı temizleyen görevliye kağıt peçete kullanmamasını söyleyebiliriz örneğin. Bir ağacın dalını hoyratça kırdığının farkında bile değil belki. Üstelik, kağıdın geri dönüşmeyen hali havlu ve peçeteler.
Bir gün hastane kantininden plastik bardak almak zorunda kalmıştım. Kasadaki kız, gayet kendinden emin bir şekilde uzun tırnaklı ojeli parmaklarını bardak minaresinin içine daldırıp bir 10 tanesini alıp bana uzattı. Arkasından da aynı güzel parmaklarıyla para üstünü verdi. Bardaklar tek kullanımlıktı. Hijyenik miydi? Ona siz karar verin. Dahası, kullanıldıktan sonra uzunca bir süre sağda solda geri dönüşebilmek için bekliyorlardı.
Son olarak “misafire kolonya” geleneğimizden söz etmek istiyorum. Annemin, kolonya az kalmış deyip misafir için de ayrı bir şişede sakladığını dün gibi hatırlıyorum. Meğer bilmeden bizim için yapmış bunları. Ne oldu da hızlı bir değişime uğradık. Önce kolonyalı mendil, sonra ıslak mendil adı altında kolonya ortadan kalktı. Arkasından kalıp sabunların yerini sıvı sabun, onların yerini de köpükler aldı. Beklemiş köpüğün, beklemiş ıslak mendillerin virüse ve diğer patojenlere etkisi ne kadar olabilir ki? Üstelik ambalajların doğada yok olmasını beklemek de cabası.
5 yorum
Kesinlikle çok güzel tespitler hocam, harika bir yazı, elinize sağlık
Harika ve çok güzel yazmışsınz ??
Akıcı ve aklıcı bir dil ile yazılmış bir yazı çok tebrik ederim.
Hocam, yaşadıklarımızın dünü, bugünü ve geleceğini harika bir şekilde özetlemişsiniz.
Elinize sağlık.
İclal hocam, bu hayatta ve öbür hayata giderken bile, yüreğimizin içinde sımsıkı saklayıp, sevdiğimiz ve ölünceye kadar seveceğimiz insana bile göstermediğimiz,. Değişmeyen tek şey Sevgi dir. Geri kalan her şey değişir aslında… Size ve yüreğinize saglík hocam, sizi gördüm rüyamda , bende anlamlı yazınızı okurken bir selam vermek istedim. Saygılarımla İclal Hocam.